Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), 2014 enflasyon hedefinde yaşanan belirgin sapmanın ardından kanununun 42. maddesine dayanarak hükümete ‘Açık Mektup’ yazdı. Kamuoyu ile de paylaşılan mektupta banka, 2014 yılı enflasyonunda yaşanan sapmada döviz kuru ve gıda fiyatlarındaki gelişmeler ile yönetilen fiyatlardaki ayarlamaların belirleyici olduğunu ifade etti. Buna karşılık yılın ikinci yarısından başlayan petrol fiyatlarındaki aşağı yönlü eğilimin 2015 yılı enflasyonunda öngörülen düşüş sürecini destekleyeceğine dikkat çekilen mektupta, “Enflasyonun yüzde 5’lik hedefe yılın üçüncü çeyreği itibarıyla ulaşacağı, son çeyrekte ise baz etkilerinden dolayı bir miktar yükselerek yüzde 5,5 seviyesine geleceği öngörülmektedir.” denildi.

TCMB mektubunda enflasyonun hedeften sapmasının nedenleri ile hedefe ulaşmak için alınan ve alınması gereken önlemlere de değindi. 2014 yılsonunda enflasyonun yüzde 8,17 düzeyinde gerçekleşerek hedefinden belirgin olarak saptığı kaydedilen mektupta, şöyle denildi:

“2014 yılında enflasyonun hedefin üzerinde gerçekleşmesinde etkili olan temel unsurların başında 2013 yılının ikinci yarısından başlayarak döviz kurunda kaydedilen birikimli artışlar ve gıda fiyatlarının olumsuz iklim koşulları nedeniyle sergilediği yüksek seyir gelmektedir. Gerek gıda gerekse döviz kuru kaynaklı baskıların geçmiş dönemlere kıyasla uzun sürmesi, doğrudan etkilerin yanında beklentileri de olumsuz etkileyerek genel enflasyon eğilimini güçlendirmiştir. Bu dönemde yönetilen fiyatlar ve vergilerde yapılan ayarlamalar enflasyonun hedeften sapmasında sınırlı da olsa rol oynamıştır.”

Mektupta, Türkiye ekonomisinin olası dış şoklara karşı direncini artırması ve küresel belirsizliklerin enflasyon ve makroekonomik istikrar üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlanması açısından enflasyon ve cari dengedeki iyileşmenin yanı sıra basiretli borçlanmanın da teşvik edilmesinin büyük önem taşıdığına dikkat çekildi. Bu çerçevede çekirdek yükümlülüklerin desteklenmesinin yanı sıra dış borçlanma vadelerinin uzamasının da büyük önem arz ettiği kaydedilen mektupta, bu amaçlara yönelik olarak Merkez Bankası’nın çekirdek yükümlülük oranlarını sektör ortalamasından daha yüksek olan finansal kuruluşlara 2015 yılından itibaren, kendi durumlarını bozmadıkları sürece, daha yüksek oranda faiz ödeme kararı alarak teşvik ettiği belirtildi.

Mektupta, 3 Ocak 2015 tarihinde bankaların ve finansman şirketlerinin yabancı para cinsinden çekirdek dışı yükümlülükleri için uygulanan zorunlu karşılık oranlarını uzatımının da teşvik edici yönde artırıldığı ifade edildi. Rezerv opsiyonu mekanizmasının otomatik dengeleyici özelliğinin güçlendirilmesi amacıyla da, rezerv opsiyonu dilim ve katsayılarında teknik ayarlamaların yapıldığı da ifade edilen mektupta, şu tespitlere de yer verildi:

“Para politikasındaki sıkı duruş ve 2014 yılı başında alınan makroihtiyati önlemler çekirdek enflasyon eğilimini olumlu bir şekilde etkilemeye devam etmektedir. 2014 yılsonu itibarıyla çekirdek enflasyon eğilimi kur değer kayıplarının ve olumsuz iklim koşullarının etkilerinin gözlenmeye başladığı 2013 yılı ortalarından önceki düzeylere gerileyerek hedefle uyumlu seviyelere yaklaşmıştır. Ayrıca, gerileyen petrol fiyatları enflasyondaki düşüş sürecini desteklemiş ve enflasyon beklentilerinde yakın dönemde belirgin bir iyileşme yaşanmıştır. 2015 yılında, birikimli kur etkilerinin azalmaya devam etmesinin, gıda enflasyonunun geçmiş yıllar ortalamasına dönmesinin ve başta petrol olmak üzere düşen emtia fiyatlarının katkıları ile enflasyonda kayda değer bir düşüş süreci yaşanacağı öngörülmektedir. Bu çerçevede, yıl ortalarında enflasyonun hedefle uyumlu seviyelere yaklaşacağı tahmin edilmektedir. Yukarıda sunulan görünüm çerçevesinde, enflasyonun yüzde 5’lik hedefe yılın üçüncü çeyreği itibarıyla ulaşacağı, son çeyrekte ise baz etkilerinden dolayı bir miktar yükselerek yüzde 5,5 seviyesine geleceği öngörülmektedir. Enflasyonun 2016 yılından itibaren yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağı tahmin edilmektedir.”

Mektubun sonuç kısmında ise, gerçekleşen ve beklenen enflasyondaki yükseliş karşısında sıkı bir para politikası duruşu sergilendiği aktarıldı. Gereken durumlarda likidite politikasıyla bu duruşun desteklendiği, alınan tedbirlerin 2014 yılının ikinci yarısından itibaren etkilerini göstermeye başladığı aktarılan mektupta, son dönemde enflasyonun ana eğiliminde belirgin bir düşüş, beklentilerde ise kayda değer bir iyileşmenin gözlendiği ifade edildi. Para politikası ve makro ihtiyati politikalara dair alınan önlemlerin yanı sıra petrol fiyatlarındaki hızlı gerilemenin 2015 yılında enflasyondaki düşüşe önemli ölçüde katkı sağlayacağı öngörülen mektupta, “Bu çerçevede 2015 yılında enflasyonun kayda değer bir düşüş sergileyerek, yüzde 5’lik hedefle uyumlu düzeylerde gerçekleşmesi beklenmektedir. Merkez Bankası enflasyon görünümüne ilişkin gelişmeleri yakından takip ederek fiyat istikrarı yolunda elde edilen kazanımların kalıcı olması için gereken tedbirleri almaya devam edecektir.” değerlendirmesi yapıldı.