TETAŞ Genel Müdürü Hacı Duran Gökkaya, bazı gezi ve ziyaretlerde bulunmak için geldiği Kahramanmaraş'ta basın mensupları ile bir araya geldi. Burada gazetecilerin enerji ile ilgili yönelttiği soruları cevaplandıran Gökkaya, 2008 yılında nükleer güç santrali kurulması için çalışmalara başladıklarını, ancak yeterli katılımın olmaması nedeniyle yapılan ihaleyi iptal etmek zorunda kaldıklarını ifade etti. Türkiye'nin nükleer enerji ile ilgili 1956 yılından itibaren çalışmalara başladığını ancak bugüne kadar kurulamadığını belirten Gökkaya, "Türkiye yapı itibariyle enerjide dışarı bağımlı bir ülke. Dolayısıyla kaynaklarımız yeterli değil. Türkiye'de nükleer santralin kurulması elzem ve kaçınılmazdır. Bunun çabasına da devam ediyoruz. Bu konuda çalışmalar sürüyor. Bu önümüzdeki zamanlarda net bir şekilde anlatılacak. Türkiye'de mutlaka nükleer güç santrali kuracağız" diye konuştu. Nükleer enerjiye karşı olan kesimlerin de mutlaka görüşlerini belirteceğini işaret eden Gökkaya, ancak insan hayatına en uygun enerjinin nükleer enerji olduğuna vurgu yaptı. Sadece Çernobil patlamasının örnek verilmesinin doğru olmadığını belirten Gökkaya sözlerini şöyle sürdürdü: "Onlar mutlaka görüşlerini ortaya koyacaklar. Kendilerine göre fikirlerini söylüyorlar. İstatistiklere baktığımız zaman nükleer santrallerin insan hayatına daha uygun olduğunu görüyoruz. Bu gün Fransa enerjisinin yüzde 75'ini nükleer güç santrallerinden karşılıyor. Kanada, Rusya, Japonya hatta Ermenistan'da bile nükleer güç santralleri var. Biz de barışçıl amaçlar için bu yola koyulduk. Diğer amaçlarla ilgimiz yok. Zaten bunun lisanslanması gerekiyor. Biz de uymayı taahhüt ediyoruz. İlkini kurduktan sonra devamı da gelebilir. İkisi bir arada da kurulabilir. Yakın günde bekleyin göreceksiniz. Şimdi çalışmalara başlasak 2017'de faaliyete geçer." Türkiye'nin elektrik ihraç ettiği ülkeleri de sıralayan Gökkaya, elektriğin toplumları birbirine yakınlaştırdığını dile getirdi. Türkiye'nin başta Suriye olmak üzere Irak ve Gürcistan'a elektrik verdiğini kaydeden Gökkaya, "Suriye'ye 3 yıldan bu yana elektrik veriyoruz. Bu verdiğimiz miktarın üzerinde de elektrik talepleri var. Ürdün'ün, Lübnan'ın ihtiyacı var. Eğer daha fazla elektrik verme imkanımız olsa bu ülkelere de vermek istiyoruz. Suriye ile ilgili yakınlaşmanın çok büyük etkisi oldu. Burada duygulandıracak ve sevindirecek şeyler oldu. Bizim Suriye'ye elektrik vermemizle birlikte bu ülkedeki elektrik kesintileri kısmen ortadan kalktı. Bunu Suriye halkı da biliyor. Suriye vatandaşı diyor ki 'bana elektrik bağlayacaksınız ama Türk elektriği olmasını istiyorum' diyor. Bu sevindirici bir olay" şeklinde konuştu. Türkiye'nin özellikle yaz aylarında Yunanistan'a da elektrik ihraç ettiğini söyleyen Gökkaya, "İhraç ettiğimiz miktar belki çok azdır. Bugün Türkiye'nin 200 milyar kilowat saat enerji arzı bulunuyor. Biz bunun ancak yüzde 2'sini dışarı verebiliyoruz. Ancak bu ihraçlar jest ve yapı itibariyle büyük mana taşıyor" diye devam etti. Gökkaya sözlerinin sonunda enerji kayıplarına yer vererek, kurum olarak en muzdarip oldukları konunun başında kaçak elektrik konusunun geldiğine vurgu yaptı. Bu konuda mücadelenin devam ettiğini kaydeden Gökkaya sözlerini şöyle tamamladı: "Biz bununla mücadeleye devam ediyoruz ve kaçak elektrik kullanımı yüzde 20'lerden yüzde 14'lere indi. Özelleştirmelerle de yüzde 6'lara çekilecek. Daha sonra ise yüzde 3'lere ineceğini düşünüyoruz. Özelleştirmeler birtakım şeyleri ortadan kaldıracak. Zaten özelleştirilmenin gayesinin biri de bu kayıp kaçakların önüne geçilmesidir."