Amerikan gayrimenkul şirketi Cushman & Wakefield’ın Türkiye Yönetici Ortağı Tuğra Gönden, Ortadoğulu yatırımcının Türkiye ilgisinin devam ettiğini vurguladı.


Gönden, kaleme aldığı Haftanın Gayrimenkul Notları’nda şunları kaydetti:


“Cushman & Wakefield Türkiye yatırım ekibi olarak misyon edindiğimiz ve her sene yaptığımız turda Bahreyn, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar başta olmak sureti ile 4 günde 4 ayrı şehirde devlet fonları, yatırım fonları, holdingler, aile ofisleri gibi büyük ölçekli toplam 20’ye yakın kurumsal yatırımcı ile görüştük. Görüşmelerimizde Türkiye’de önceden yatırım yapmış olan yatırımcılar dışında Türkiye gayrimenkul sektörü ile yeni ilgilenmeye başlayan yatırımcılar da yer aldı. Bu tura çıkarken aklımızda sadece bir soru işareti vardı; o da genel seçimden beklenmeyen bir tablo çıkması ve halen siyasi bir istikrar elde edilememiş olması yatırımcıları caydırır mı kaygısıydı. Ancak 4 günlük turda gördük ki Ortadoğulu yatırımcı, Türkiye’den kolay kolay vazgeçecek gibi değil. Her ne kadar seçim sonuçları bazı yatırımcılar için sürpriz olmuş olsa da orta ve uzun vadede istikrar için olumlu olarak değerlendirebilecek şekilde yorumlanıyor.
Türkiye’yi Ortadoğulu yatırımcının gözünde vazgeçilmez kılan genel unsurların başında Türkiye’nin coğrafi konumu geliyor. Bilhassa ülke dışına ilk defa açılan Ortadoğulu yatırımcıların pek çoğu Türkiye’yi ilk durak olarak görüyor. Türkiye’ye çeken bir çok unsurun yanı sıra Ortadoğu bölgesinin dışına açılma nedenleri de mevcut. Yatırımlarını arttırmayı amaçlayan yatırımcılar, dış alanlar ile ilgileniyor. Türkiye’ye de coğrafi ve kültürel yakınlıktan ötürü yatırım tercihlerinde ilk sırada konumlanıyor. Ağırlıklı her türlü gelir üreten mülkle ile ilgilenen Ortadoğulu yatırımcı, Türkiye’de perakende, İstanbul’da ise ofis ve lojistik yatırımları ile ilgileniyor. Yanı sıra konut projeleri ve yurt projeleri gibi alternatif yatırımlar da hedeflerinde yer alıyor. Ayrıca doğrudan gayrimenkul yatırımları dışında gayrimenkul yatırım fonları gibi dolaylı yatırımlar da vergi artısı ve daha likit yatırım olmasından ötürü heyecan yaratıyor. Ortak görüş avantajlardan ötürü getiri oranları global kıyasla daha makul seviyelere gelmesi.

Yatırımcılar, gelir üreten mülkler dışında bilhassa konut projeleri ile yakından ilgileniyor. Ancak ortak görüşleri, Türkiye’de güçlü ortakla sektöre giriş yapma yönünde. Biz de yatırımcılara, proje bazında veya uzun vadeli ortaklıklar konusunda önerilerde bulunduk. Haricen gelir üreten ofis ve AVM mülkleri dışında Türkiye’den ortaklar ile konut, karma kullanım ve kentsel dönüşüm projelerin yanı sıra eğitim ve öğrenci yurdu gibi alternatif yatırım imkânlarını da hatırlattık. Görüşmelerimizin ardından kimi yatırımcılar ile Türkiye’ye yatırım yapma konusunda strateji konularında katkı vermeye başladık. İlk etapta Ortadoğu bölgesi vatandaşlarına yönelik konut projelerinin geliştirilmesi gündemde.”