Doğan Şirketler Grubu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begümhan Doğan Faralyalı, Türkiye’de ekonomik reformların yapılması gerektiğini belirtirken, “Özgürlük inovasyonun, inovasyon da ekonomik gelişmelerin olmazsa olmazı.” dedi.

Bu yıl dördüncüsü düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi'nin ikinci oturumunda ‘Liderin Global Ajandası’ ele alındı. Moderatörlüğünü Boyner Gruptan Ümit Boyner’in yaptığı oturuma konuşmacı olarak Sabancı Holding’den Haluk Dinçer, IMF’den İbrahim Çanakçı, Doğan Holding’den Begümhan Doğan Faralyalı, Ashmore Group’tan Mark Coombs, Vodafone Türkiye’den Gökhan Öğüt ve Akbank’tan ise Hakan Binbaşgil katıldı.

Boyner Grup Yönetim Kurulu üyesi ve eski TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, özellikle Ortadoğu düzleminde yaşanan siyasi belirsizliklere dikkat çekerek, “Böyle bir belirsizlik ortamında ne yapacağız, Descartes’ın bir sözü var; diyor ki ormanda kaybolursan, anacak düz yürürsen ormandan çıkabilirsin. Sürekli yön değiştirirsen kaybolursun. Bu konuda ani olaylarda ise risk yönetmek çok önemli. 2008 krizinden bu yana dünyada yaşanan en küçük bir değişim hepimizi derinden etkiliyor. Bir yapısal reform yorgunluğu var dünyada. Yapısal reformlar bir takım siyasi nedenlerle hayata geçmiyor ama iş dünyası bunları bekleyemez. İş dünyası rekabette yoluna devam etmek zorunda.” diye konuştu.

"KÜRESEL EKONOMİ 5 KRİZİ ÇÖZMELİ"

Uluslararası Para Fonu (IMF) İcra Direktörleri Kurulu Üyesi İbrahim Çanakçı da dünya genelinde Amerika ve Japonya’da ekonominin iyiye gittiğini, Çin’de ise durumun biraz daha kritik olduğuna dikkat çekti. Küresel ekonomide 5 tane çözülmesi gereken önemli kriz bulunduğunu anlatan Çanakçı, şöyle konuştu:

“Amerika, yüzde 3 gibi büyümeye tutunmaya çalışıyor. Avrupa yüzde 2’yi hedefliyor, Japonya 2’yi hedefliyor. Çin yüzde 7,5’un üstüne çıkmaya çalışıyor. Potansiyel büyümenin nasıl artırılacağı en önemli gündem maddelerinden biri. İkincisi istihdam konusu. Dünyada hemen bütün ülkeler istihdam oluşturamıyor. Bir çok ülkede istihdamsız bir büyümeden bahsediyoruz. Büyüme ile istihdam arasındaki bu ilişki neden zayıfladı. Üçüncüsü ise bir çok ülkede yatırımlar küresel kriz öncesine göre gerilemiş durumda. Dördüncü olarak küresel ticaret hacminin ciddi bir biçimde gerilemiş olması. Küresel krizden öncesine göre ticaret hacmindeki büyümenin kriz öncesine göre yarılara inmiş durumda. Yüzde 7’lerden 3’lere inmiş bir durumda. İlk defa küresel ticaret, küresel büyümenin altında. Son olarak ise gelir dağılımı da küresel kriz sonrasında daha da bozulmuş durumda. Gelir dağılımındaki bozukluk sosyal boyutunun yanında büyümeyi de aşağı çekiyor. Bu saydığımız 5 konu G20’nin en önemli gündem maddelerini oluşturuyor.”

İbrahim Çanakçı, IMF’nin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere ekonomik reformlar konusunda da tavsiyelerde bulunduğunu belirterek, “Son yıllarda yapısal reformlarda ağırlık verilmesine yönelik de güçlü bir talep var. Burada IMF reforları uygularken büyüme ve sitihdamı destekleme yönünde önemli tavsiyelerde bulundu. Ayrıca küresel ticarele ilgili de tavsyelerde bulunuyor. Uluslar arası ticaretin geliştirilmesi konusunda da fon bu konuda ülkelerin ciddi ticari reformlara girişilmesi gerektiğini değerlendiiriyor.” şeklinde sözlerini tamamladı.

"ÖZGÜRLÜK OLMAZSA EKONOMİK GELİŞME OLMAZ"

Doğan Holding’den Begümhan Doğan Faralyalı ise Türkiye’nin gündeminin çok hızlı değiştiğine dikkat çekti. Faralyalı, şunları kaydetti: “Önümüzdeki son senelerde geçmişteki büyümelerin görülmeyeceği kesin. Ben CEO’ların önündeki en önemli tehdidin de fırsatın da dijitalleşmeden geldiğini sanıyorum. Maksimum dijitalleşmeyi yakalayamayanların kaybetmeye mahkum olduğunu düşünüyorum. Dünyada o kadar hızlı dijitalleşmeye yaşanıyor ki dijital transformasyon, her sektörün, örnek verecek olursak bugün perakendeyi örnek alırsak her sürecin daha iyi dijitalleşme ile yapmak zorunda. Bu olmazsa şirketlerin ciddi zorluklar yaşayacağını düşünüyorum. Teknolojik yönü çok önemli. İkinci bir dönüşüm ise dijital strateji, bugün dijital stratejisi net olmayan şirketlerin, savaşa kalkansız giden şovalyelere benzetiyorum. Çok hızlı değişim var. CEO’lar bu dijitalleşmeyi çok iyi süzmeli, ona göre hareket etmeli. Bu da inovasyonla oluşturulabiliir.”

Türkiye’nin ilk on ekonomi arasında olma hedefi olduğunu anlatan Faralyalı, bunun için de güçlü bir özel sektörün şart olduğunu söyledi. Faralyalı, özel sektörle dünya markaları çıkarılarak ilk on ekonomi içine girilebileceğine vurgu yaptı. Begümhan Doğan Faralyalı, özgürlüklerin geliştirilmesine vurgu yaparak, şunları söyledi: “Türkiye’de eknomik reformların yapılması gerekiyor. Dünyada, bakıldığında glaboal invasyon endeksinde Türkiye 54. sırada. Sosyal gelişmişlik endeksinde ise 64. sırada, dünya ifade özgürlüğünde ise Türkiye 154. sırada. Dünya mutluluk endeksinde de Türkiye 77. sırada. Bu endekslerde en üst seviyelerde olan ülkelere bakıldığında ise ekonomik gelişmelerinde de ciddi manada yol katetmiş ülkeler. Bu endekslerin en önemli ortak faktörü 'özgürlük'. Özgürlük inovasyonun, inovasyon da ekonomik gelişmelerin olmazsa olmazı. Bu özgürlük konusunda özgür düşünce, özgür tartışma olması konusunda ve bunun da inovasyon konusunda olmazsa olmaz olduğuna inanıyorum. Ayrıca, Türkiye’de hayal etmeye ortam olmalı.”

Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil ise orta vadeli ve geleceğe yönelik sürdürülebilirlik konusunu banka yöneticilerinin iyi analiz etmesi gerektiğine işaret ederken, “Bankacılar için üç dört tane önemli faktör var. Bunlardan biri teknolojik gelişmeler, ikincisi değişen müşteri tipi, üçüncüsü değişen rekabet ortamı, döndüncüsü değişen regülasyon. Özellikle 2008 krizinden sonra dünyada regülasyon açısından da önemli değişimler oldu. Bu dört şey ister istemez kurumları baskı altında tutup değişme zorluyor.” dedi. Binbaşgil, bankacılık sektörünün önümüzdeki gündemini ise şöyle değerlendirdi: “Her ne kadar dünyada bir takım belirsizlikler olsa da Türkiye büyüme potansiyeliyle büyük bir ülke. Bir ülkenin önünün açık olması için finans sektörünün güçlü olması gerekiyor. Cari açık sorunumuz var, fakat bu günkü dünyadaki düşük pertol fiyatlarının de Türkiye’nin lehine olduğunu düşünüyorum. Bu bizim reformlara devam etmemiz için mükemmel bir ortam oluşturuyor. Türkiye’deki ihtiyaç kredilerinde bir düşme oldu. Türkiye’nin bankacalık sektörünün kredilerinin bu yöne kanalize edilmesine başlandı. Tüketici kredileri artık yüzde 15’lerin altında büyüyor. Kredi kartlarında negatif durum var. Türkiye’nin 2023 hedefleri için bizimi sürdürülebilirlik kar meselesi çok önemli. Bir bankanın kredi verebilmesi için öz kaynaklarının iyi olması gerekiyor. Son zamanlarda çeşitli nedenlerden artan para maliyetleri, bankalar faizlerin artmasını istemez. Artan faizler bizlerin maliyetlerini artırdı. Bütün bunları yan yana koyduğunuz zaman Türkiye’’de ki bankacılık sektörünün öz kaynak seviyesi yüzde 10.6’lar civarına geriledi. Bizim bunu yüzde 14’lere, 15’lere çekmemiz gerekiyor.”

"GENİŞ BANT İLE 4G TÜRKİYE İÇİN BÜYÜK FIRSAT"

Vodafone CEO'su Gökhan Öğüt de dünya ekonomisindeki küçülmeye dikkat çekerek, “Dijitalleşme şirketlerin büyüme hızları ve verimiliklerini artırma açısından araç olabilir. Bizde bunu ülkeler açısından bir fırsattır. Hem dijitalleşme Türkiye’nin büyümesi içinde bir fırsattır. Bizler Avrupa’nın dijitalleşmesi adımlar attık. Ayrıca Türkiye’nin de dijitalleşmesi adına da çeşitli adımlar attık. Türkiye’de de geniş bant stratejilerinin oluşturulması adına olumlu adımlar var. Türkiye’de ki geniş bant abone sayısının artırılması yönündeki gelişmeler bizleri de mutlu etti. Dünyadaki yaşanan gelişmeler dijital gelişmeler hem hanelerin, hem bireysel, hem de şirketler olarak artırılmasını bu krizden çıkılmasının bir yoludur.” diye konuştu.

Öğüt, ayrıca Türkiye’nin önümüzdeki döneminin de değerlendirirken, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’nin önünde geniş bant konusu yanında 4G fırsatı da bulunuyor. 4G’nin 2016 başı itibariyle Türkiye’de lansmanının yapıyor olacağız. 3G’de yakaladığımız bu fırsatı 4G’de da yakalamamız gerekiyor. Bu da çok büyük bir yatırım demek. Bunda fiber altyapısını oluşturmamız gerekiyor.”