Pak Turizm İşçileri Sendikası, siyasilerin ekonomiye müdahalesine tepki göstererek, muhtemel bir ekonomik krize karşı yetkilileri uyardı. Enflasyondaki artış, dolardaki yükselme ve Merkez Bankası'na yönelik baskılara dikkat çeken sendikanın Genel Başkanı Musa Uyar, Türk ekonomisinin siyasiler eliyle yeni bir krize sürüklenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi.

Türkiye'nin 2015'in ilk çeyreğine yaşadığı bugünlerde barışa ve huzura muhtaç olduğu bir dönem yaşandığına işaret eden Musa Uyar, son iki yılın çalışanlar ve işverenler açısından kolay geçtiğini söylemenin mümkün olmadığını ifade etti. Son dönemde olumsuz seyreden temel ekonomik göstergelere bir de siyaset ve siyaset dışı güçlerin müdahalesinin eklendiğini ifade eden Uyar, bu durumun krize yol açtığını, bunun da birçok şirketin istihdam politikalarını değiştirmesine ve küçülmesine neden olduğunu söyledi. Pak Turizm İş Sendikası Genel Başkanı Musa Uyar, “Ekonomiye dışarıdan bunca müdahale edilmesi, sıkıntılı olan ekonominin daha da kötüleşmesine ve ciddi ekonomik krizlere sebep olabilir. Bu şartlar altında birçok şirket iflas eder, var olan ciddi işsizlik de ciddi manada artışlar olur ve ülkemizde ciddi iç huzursuzluklara sürüklenir. Kimsenin bu millete yeni bir kriz bedeli ödetmeye hakkı yoktur.” dedi.

Son dönemde enflasyondaki artışın, doların yükselişinin ve Merkez Bankası'na yönelik siyasi baskıların kriz endişelerine neden olduğunu dile getiren Uyar, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre enflasyonun yüzde 8-9 seviyelerinde göründüğünü, ancak halkın hissettiği gerçek enflasyonun bu rakamların çok daha üzerinde olduğunu kaydederek, çarşı pazar enflasyonun yüzde 30’lara dayandığını ifade etti.

HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 30
Türk ekonomisinin siyasiler eliyle yeni bir krize sürüklenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulunan Musa Uyar şunları söyledi: "Enflasyon artışı ve dolardaki yükseliş ekonomiyi kırılgan hale getiriyor. Bütün bunların üzerine ülkede çift başlı yönetim sergilenmesi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Merkez Bankası’nı hedef alan 'faiz indirimi' baskısı ve siyasi müdahalelerin eklenmesi ekonomiyi riske atıyor. Siz hesap oyunları ve saçma-sapan enflasyon sepetleriyle rakamları istediğiniz kadar düşük açıklayın, halk çarşıya-pazara çıktığında görüyor; enflasyon yüzde 30’lara yükselmiş. Dolar almış başını gidiyor. Ülke adeta adı telaffuz edilmeyen bir krizi yaşıyor. Böyle bir dönemde, ülkenin Cumhurbaşkanı çıkmış bağımsız hareket etmesi gereken Merkez Bankası’na 'faizi indirin' baskısı yapıyor, uydurma bahanelerle bankalar işgal ediliyor, iktidarın hoşuna gitmeyen şirketlere baskı uygulanıyor. İktidar, halkın ekonomik sorunlarına gerçekçi çözüm üretmek, asgari ücreti insani geçim seviyesine yükseltmek, üretimi ve verimliliği artırıcı önlemler geliştirmek yerine siyasi hesaplarla ekonomiye müdahale ediyor, ülkeye hizmet eden işadamlarına, müesseselere saldırıyor. Yaklaşan seçim nedeniyle ekonomiye keyfi siyasi müdahaleler sürerse, ülke krize sürüklenir. Şirketler iflas etmeye başlar, işyerleri kapanır, insanlar işsiz kalır. Toplum ekonomik ve sosyal çöküntüye sürüklenir. Ekonomik krizlerde en ağır bedeli hep emekçiler ödüyor. Kimsenin kendi şahsi hesapları ve çıkarları için ülke ekonomisini krize sokmaya, emekçiye bedel ödetmeye hakkı yok. Emekçiler bunun hesabını bütün demokratik platformlarda da, hukuk önünde de, sandıkta da sorar.”