Hacettepe Üniversitesi İktisat Bölümü emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdal Türkkan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uluslararası düzeyde yaptığı ağır eleştirilerin Türkiye’ye ekonomik alanda çok büyük görünmeyen maliyetler yüklediğini savundu. Erdoğan’ın New York Times gazetesinde Türkiye ile ilgili çıkan bir yazıyı eleştirmesinin ve diğer söylemlerinin ekonomik alanda görünmeyen bir maliyeti olduğunu ve bunu kimsenin fark etmediğini söyledi.

Prof. Dr. Erdal Türkkan, Cihan Haberi Ajansı muhabirine Türkiye’nin ekonomik durumuna ilişkin açıklamalarda bulundu. Uluslararası ilişkilerde eleştirilerin diplomatik bir dille yapılması gerektiğinin altını çizen Türkkan,” diplomasi ülkeye zarar vermeden istediğini söyleyebilme sanatıdır. Uluslararası sonuçları olan açıklamalar iç politika üslubuyla yapılamaz, yapılırsa bunun maliyeti çok ağır olabilir ve bu maliyeti maalesef millet öder. Maalesef siyasetçiler iç politikada başarı sağlamak amacıyla ülkeye bu tür ağır maliyetler yükleyebiliyorlar” dedi.
Türkkan, Mısır, Avrupa Birliği (AB) ve Amerika konusunda iç politika üslubuyla meydanlarda söylenen sözlerin büyük maliyetlere yol açtığının altını çizdi. Türkkan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçmişte kendisine övgüler dizen New York Times gazetesini Türkiye'yle ilgili çıkan bir uyarıyı ağır bir üslupla eleştirmesinin Türkiye’ye ekonomik anlamda bir maliyeti olduğunu ve bunu kimsenin fark etmediğini söyledi.

Türkkan ‘a göre Türkiye açısından uluslararası ilişkilerde görünmeyen maliyetler, genellikle ülke imajının bozulması ve ülkenin demokrasiden uzaklaşıp diktatörlük haline geldiği inancının yaygınlaşması, yabancı sermaye gelişinin azalması veya geciktirilmesi, ülkenin kredi riski marjının artması ve avantajlı kredi bulmasının zorlaşması, avantajlı ulaşım ve pazarlama imkanlarının engellenmesi, silah ve stratejik ürün alımında engeller çıkarılması, işbirliği anlaşmalarından dışlanması, AB ile bütünleşmenin tamamen imkansız hale gelmesi, pazarlarda engeller çıkarılması, ülke vatandaşlarının yurt dışında iş ve pazar bulmasının zorlaşması , turist akımının zayıflaması, ülke mallarına teveccühün azalması veya adı konulmamış boykotlar uygulanması, en haklı konularda bile ülkenin haksız olduğu imajının verilmesi, zor günlerde yalnız bırakılması gibi çok çeşitli olgular ve tepkiler sonucunda ortaya çıkabilir.

'DIŞ POLİTKAYA DÖNÜK AĞIR SÖYLEMELERİN BEDELİNİ MİLLET ÖDEMEKTEDİR'

Erdal Türkkan, Cumhurbaşkanı’nın dış politikaya dönük olarak meydanlarda ifade ettiği ağır sözlerin halkın hoşuna gidebileceğini ancak bunun getirdiği görünmeyen maliyetleri milletin ödediğine dikkat çekti.

Türkkan: ‘’Cumhurbaşkanı’nın dış politik ile ilgili olarak meydanlarda ifade ettiği bazı ağır sözler halkın hoşuna gidiyor olabilir. Ancak ben bir iktisatçı olarak bunların maliyetini görüyorum. Şayet bu maliyetlerin ne kadar yüksek olduğunu görse ve bilse milletimizde bu tür söylemlere karşı çıkacaktır. Çünkü bunun bedelini millet ödemektedir. Mesela Suriye konusunda bir politika izledik. Bunun görünen maliyeti on milyarlarca liraya geldi. Görünmeyen maliyetler belki bundan da fazla oldu. Mısır ile ilişkilerimizin bozulması da milyarlarca dolar tutan bir görünür ve görünmeyen maliyetler yaratmıştır. Bu nedenle özellikle dış politikada izlenilen politikaların Türkiye’ye getirdiği ekonomik maliyetlerinin tartışılması lazım bu fevkalade önemli bir konu. Bu konuda yapılan hatalara hala devam ediyor. Dış politikanın iç politika malzemesi olarak kullanılması çok pahalı bir şeydir milletin bunu bilmesi lazım ki buna karşı bir tutum takınsın. Ama millet bunun büyük bir maliyeti olduğunu bilmiyor ve göremiyor.Çünkü bu konularda gerekli araştırmalar ve bilgilendirme yapılamıyor.’’ diye konuştu.

"GÜNDEMİN BİR KİŞİ TARAFINDAN BELİRLENMESİNİN BİLE GETİRDİĞİ MALİYETLER VAR"

Türkiye’ de dış politika yanında iç politikada da, görünmeyen maliyeti yüksek söylem ve eylemler olduğunu ifade eden Türkkan, Basın özgürlüğünün ihlalinin, hukuk ihlallerinin, mülkiyet hakkı ihlallerinin, girişim özgürlüğü ihlallerinin ve rekabet ihlallerinin de görünmeyen maliyetleri olduğunu belirtti. Türkkan, ‘’Hükümet içerisinde eleştirinin olamamasından ve tek adam zihniyetinden kaynaklanan büyük görünmeyen maliyetler de söz konusudur ve ihmal edilemeyecek boyutlardadır. Hatta gündemin bir kişi tarafından belirlenmesinin bile oluşturduğu görünmeyen maliyetler vardır. Çünkü bu durumda ülkenin gerçek sorunları tartışılamamakta ve gözden uzak kalmaktadır. Bütün bunları alt alta koyduğunuz zaman Türkiye çok büyük fırsatları yok ediyor ve çok önemli imkanlardan kendini mahrum bırakıyor.’’ dedi.

"TMSF’NİN BANK ASYA’YA EL KOYMASI TÜRKİYE İÇİN BÜYÜK FELAKET"

Türkkan , 29 Mayıs da TMSF’ nin Bank Asya ‘ ya el koymasını da Türkiye için ‘büyük felaket’ olarak nitelendirdi. Türkkan, Bank Asya olayının Türkiye’ye verdiği ve vereceği zararlar bir aysberg gibi olduğunu burada da görünmeyen ve algılanmayan maliyetler görünür maliyetlerin çok üzerinde olduğuna işaret etti. Türkkan, ‘’Osmanlı’nın geri kalmışlığında müsaderelerin büyük bir rolü olmuştur. Tarihçiler hala bu konunun altını çizmektedir. Banka Asya olayı da Türkiye’nin ekonomi tarihinde kara bir leke olarak kalacaktır. Bana endişe veren husus ülke yöneticilerinin bunun farkında olmamaları veya daha vahimi bu maliyetleri göze almalarıdır. Bank Asya kamunun tüm imkanları kullanılarak ve mevcut yasalar açıkça çiğnenerek batırılmaya çalışılmıştır. Bunda başarı sağlanılamayınca zayıflasa da hala sağlıklı olan bankaya batmış banka muamelesi yapılmıştır. Bir ülkede özel mülkiyet hakkı ve özgürlüğü, girişim özgürlüğü bu kadar açık bir biçimde ihlal edilirse, adil rekabetin bütün kuralları çiğnenirse bunların ekonomik alanda çok ağır maliyetleri olacağı açıktır. Türkiye’de büyük emekler verilerek ve büyük maliyetlere katlanılarak oluşturulmaya çalışılan piyasa ekonomisi ve güven ortamı ağır bir tahribata uğramıştır. Ne yazık ki bu tahribatın kısa orta ve hatta uzun vadede onarılması kolay olmayacaktır.’’ İfadelerini kullandı.

"BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN OLMADIĞI YERDE YOLSUZLUK VARDIR"

Türkiye’de kin ve nefrete dayalı bir hukuk işleyişi olduğuna işaret eden Türkkan, bu işleyişin Türkiye’ye çok büyük zararlar verdiğini söyledi.

Türkkan, ‘’Bu zarlar da esas itibariyle görünmeyen maliyetler kategorisindedir. Hukuk devleti ve özgürlükler konusunda çok dikkatli ve titiz olmamız lazım. Basın özgürlüğünün olmadığı yerde her türlü yolsuzluk ve kirlilik olur. Dolayısıyla basın özgürlüğünün Türkiye’nin en öncelikli konusu olduğunu hepimizin kavraması lazım. Basın özgürlüğünün esas amacı karar vericileri gözlemek, denetlemek ve gerektiğinde eleştirmektir. Basın özgürlüğü kısıtlı ise yolsuzluk için sisli ve puslu bir hava olmuş demektir. Böyle bir ortamda istediğiniz kadar yolsuzluk yapabilirsiniz. Basın özgürlüğünün olmaması yolsuzluğu serbestleştirmek demektir bence.’’ diye konuştu.