Taraf Gazetesi Yazarı Süleyman Yaşar, Türkiye’nin artık fakir bir ülke olduğunu belirtti. Yaşar, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) ikinci çeyrek büyümesini yüzde 3,8 olarak açıklasa da dolar bazında 2014’ün aynı dönemine oranla yüzde 10,7 küçülme görüldüğünü ifade etti.

Yaşar’a göre son 1 senede milli gelir 10 bin 390 dolardan 9 bin 901 dolara geriledi. Bu tablo ile Türkiye, orta gelirli ülkelerden fakir ülke kategorisine yol aldı.

Süleyman Yaşar’ın kaleme aldığı köşe yazısı şöyle:

“Dün Türkiye İstatistik Kurumu bu yılın ikinci çeyrek büyümesini açıkladı. Buna göre; Nisan- Mayıs- Haziran'da Türkiye ekonomisi Türk Lirası olarak sabit fiyatlarla geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3,8 oranında büyüdü. Ama dolar olarak geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,7 oranında küçüldü. Böylece son bir yılda milli gelir 799 milyar dolardan 772 milyar 337 milyon dolara geriledi. Böylece kişi başına gelir 10 bin 390 dolardan 9 bin 901 dolara düştü. İşte kişi başına gelir, on bin doların altına gerileyince, Türkiye orta gelirli ülkeler arasından çıkıp fakir ülke kategorisine doğru yol aldı.
Hani “orta gelir tuzağına yakalanmayalım, orta geliri aşalım” derken bırakın orta geliri aşmayı, orta gelirde bile kalamadık. Aşağıya doğru gittik.
Peki, ‘niye böyle oldu‘ sorusu akla gelebilir. Hemen cevaplayalım; Türkiye dış ticarete konu olan sanayi ve tarım ürünü yerine lüks alışveriş merkezi, lüks konut, lüks lokanta, lüks otomobile paraları yatırınca ihracat geriledi. Döviz kazançları azaldı. Bu nedenle ikinci çeyrekte ihracat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,1 oranında azalırken, ithalat yüzde 1,6 oranında arttı. İşte ekonomide döviz cinsinden küçülmenin nedenini ithalat ve ihracat sayılarındaki bu gelişme bize açıklıyor. Şimdi bazıları ‘Türk Lirası olarak büyüdük, sevinmeyelim mi‘ peki, diye soracaklar. Evet sevinebilirsiniz. Ama yatırımcılardan pek sevinen olmadı bu türden büyümeye. Çünkü dün milli gelir rakamları açıklandığında BİST 100 endeksi düştü. Dolar Türk Lirası karşısında en yüksek düzeyine çıktı. Demek ki kendi paranla büyümeye yatırımcı pek sıcak bakmıyor.
***
Vergiden bunalan okuyucu mektubu

Vergi ve sosyal güvenlik borçları nedeniyle çocuklarıyla zor durumda kalan, aile huzuru bozulan bir okuyucumuzun yayınlanmasını istediği mektubunu çocuklara ve aileye çok önem verdiğini sık sık belirten mevcut iktidarın gereğini yapması için bilgilerine sunuyoruz:
‘1992 Yılında ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümünden mezun oldum. 1998 yılında limited şirket kurarak küçük çaplı taahhüt işleri yapmaya başladım. Ancak ilerleyen yıllarda ülkemizdeki ve dünyadaki ekonomik krizlerden etkilendim ve işlerim kötü gitmeye başladı. Özelliklede ülkemizdeki anayasa fırlatma olayından sonra tamamen iflas ettim.
Bu arada vergi ve SSK borçlarımı da ödeyemez hale geldim. Zamanla bu borçlar faizleriyle beraber katlanarak çok büyük meblağ haline geldi. Bu arada tabii ki hiçbir ihaleye giremedim, ticaret yapamadım. Hiç bir bankayla çalışamadım. Her yönden tamamen kilitlendim. 1 Temmuz 2012 de çıkan yeni TTK göre de şirketim kapanacakmış veya kapandı. (Şirketim faal olmadığı için veya münfesih olduğu için.) Ama borçlar da ortaklara kalacakmış. Çıkan vergi barışı yasası da bana çözüm olmadı. Çünkü borç bayağı artmış indirimden dahi ödeyecek gücüm kalmamıştı. Şu anda da çok zor durumdayım. Çünkü yaklaşık on beş yıldır vergi borcuma faiz işleniyor ve borcum katlanıp gidiyor. Ödenecek gibi de değil. Ben ise hiçbir şekilde ticaret yapamıyor, ihalelere giremiyor, hiçbir bankayla çalışamıyorum.
Ancak maaşlı olarak çalışarak hayatımı idame etmeye çalışıyorum. Onda bile sıkıntı yaşıyorum. Maaşıma gelen hacizlerden dolayı ya işime son veriliyor ya da kesintiden dolayı ben ve ailem mağdur olup geçim sıkıntısı yaşıyoruz. Bu sefer de aile içi kavgalar başlıyor. Dolayısıyla aile huzurum diye bir şey kalmıyor. Bütün aile bireylerinin bundan dolayı psikolojileri bozuk ve her gün aile içinde tartışmalar oluyor. Her yerde haciz var üzerimde. Şimdi bu durumda ben bu borcu nasıl ödeyeceğim.
Ben ve benim gibi Türkiye'de binlerce kişi var. Verilere göre Türkiye de yaklaşık 250 bin kapanacak şirket var. Bu olaydan dolayı da yaklaşık 1.500.000 kişi mağdur olacak. Bizleri tekrar ekonomiye kazandırma adına bizlere yeni bir şans, yeni bir sayfa açılamaz mı? Şirket kapanınca, ticaret yapamayınca kişilere kalan bu borçların ödenmesi zor olmayacak mı? Bu konuda bir çalışma yapılarak benim durumuma düşen (Türkiye de yaklaşık bir milyon beş yüz bin kişi var) insanlar için bir çalışma yapılarak bizleri bu borçlardan kurtaracak bir formül bulunamaz mı? Bizleri tekrar ekonomiye kazandıracak bir yasal düzenleme yapılarak bu borç ve hacizlerden kurtarılarak bizler için yeni bir şans ve beyaz sayfa açılabilir mi?
Ben ve benim gibi olanlar gerçekten vergi yüzsüzü değiliz. Bizler ailelerimizle beraber çok mağdur durumdayız. Her yerden haciz var. Maaşlı olarak çalışamıyoruz. Hemen maaşımıza haciz geliyor, İşveren de bu durum karşısında işimize son veriyor. Hiç bir şey yapamıyoruz. Dolayısıyla bu borçları da ödeyemiyoruz. Bu konuyu gazetenizdeki köşenizde dile getirmenizi sizden rica ediyoruz.‘ E.D.