İSTANBUL (AA) - Koç Topluluğu şirketlerinden Tanı'nın Genel Müdürü Engin Oytaç, Chippin uygulaması sayesinde tüketiciyi merkeze aldıklarını belirterek, "Tüketici, Chippin uygulamasında neyi istediğini bize söylüyor, biz onu öğrendikten sonra bu kişinin savaşçısı oluyoruz" dedi.

Alışveriş yaptıkça kişilerin hayalini kurduğu ürün ve deneyimlere sahip olmasını sağlayan Chippin uygulamasının tanıtıldığı basın toplantısında konuşan Oytaç, bugün bakıldığında tüketicilere hep 'al bu kartı, uygulamayı, git A markasında bin lira harca, sana 200 lira vereceğim' gibi şeyler söylendiğini hep tüketiciye bir direktif ve bir yön vermenin söz konusu olduğunu dile getirdi. Kendilerinin bunu böyle yapmama yönünde karar aldıklarını ifade eden Oytaç, şunları söyledi:

"Biz tüketiciye gidip 'sen bize ne istiyorsan söyle, biz onu yapacağız' diyelim dedik. 'Sana gelelim, tüketici olarak arzuladığın ne onu bize söyle, biz gidip o arzuladığına ulaşmanı sağlayalım' söylemiyle yola çıktık. İlk başta bu yaptığımıza delilik diye bakıldı. Hem Türkiye'deki üniversitelerden hem de Harvard'dan bir kaç genç öğrenci geldi, Türkiye'de araştırma yaptık. Büyük AVM'lerde, akla ilk gelen büyük markalarla değil, gittik Kadıköy'de, Beşiktaş'ta ve farklı semtlerde bulunan halkla, tüketiciyle konuştuğumuzda bunu gerçekten kimsenin sormadığını gördük.

Tabi bu önemli ama bunun arkasından 'peki bu ne kadar doğru'yu da doğrulamak lazım. Ve burada kritik konuda şunu dedik; tamam biz o zaman bir uygulama çıkartalım, hiç üye iş yeri olmasın ve müşteriye sadece 'ne istiyorsun onu söyle' diyelim. Tüketici, AppStore'dan ve Google Play'den ücretsiz olarak indirebildiği Chippin uygulamasında hangi hayalleri olduğuna ya da neyi istediğine, neyi seçtiğine bakıyor ve onu seçtikten sonra bize söylüyor. Örneğin Merve Hanım, Bodrum'a uçak bileti almak istiyor, Ahmet Bey iPhone almak istiyor. Biz onu öğrendikten sonra 'bu kişinin savaşçısı olacağız' diyoruz. Ona, 'hadi git şu a markasına' demeyeceğiz. Sonra, 'madem sen bunu istiyorsun, o zaman bize nerelerde alışveriş yaptığını söyle' diyoruz. Bunu da 'fişin fotoğrafını çek bize gönder' diyerek öğreniyoruz."


-"Pilot uygulamaya Kadıköy'de başladık"


Oytaç, Chippin uygulaması sayesinde tüketiciyi, halkı merkeze almış olduklarını vurguladı. Bireyi merkeze alarak, "Sen bize ne istediğini, bir de nerelerde alışveriş yaptığını söyle, ondan sonra biz buralara gidip diyelim ki; Merve, Bodrum'a uçak bileti almak istiyor. Kendisi gelip sana ödeme yaptığında sen ona indirim yerine yüzde 3, yüzde 5 ya da yüzde 10, ödediğinin karşılığında uçak biletine para verir misin?" söylemiyle hareket ettiklerini belirten Oytaç, şöyle konuştu:

"Bütün çalışmalarımız sonucunda gördük ki bu oluyor. Projeyi Rahmi Bey de duymuş, hemen bir aile konseyi toplantısında bir toplanalım, ürünü bir dinleyelim demiş. Normalde büyük patronu duyunca gaza gelir insan. Dersiniz ki 'işte ürün iyi, bakın siz bize bir 5 milyon dolar daha verin biz böyle reklamla bu işi yapalım falan'. Yok dedik. Proje budur, bunu 3'er aylık dönemlerle yavaş yavaş büyütüyoruz, ve bakacağız, tüketici gerçekten bunu sahiplenirse yapacağız, sahiplenmezse yapmayacağız dedik.

Bugün Silikon Vadisi'nde Instagram'a, Facebook'a baktığımızda onlar reklamlarla büyümediler. Facebook bir üniversitede ufacık bir grupta başladı. Instagram yine aynı şekilde. Uber, San Francisco'da araba sıkıntısı çeken kurucusu arkadaşlarıyla birlikte arabasını paylaşayım derken çözdü. Biz de Chippin'i önce ufak bir grup içinde deneyelim dedik. Ümraniye kampüsümüzde başlattık. Sonra fiş göndermeye başladılar. Daha sonra o fişlerle bizim kampüsün etrafındaki iş yerlerine gittik. İlk başta 4-5 firma katıldı. Özellikle bir firma bizi çok etkiledi. Yakınımızdaki bir balıkçı, uygulamanın çok kolay, çok rahat olduğunu söyledi. 'Öğrenciler geliyor, ben de pos cihazıyla falan uğraşmıyorum, ödemeyi cebimden tık diye alıyorum' dedi. Biz orada 'galiba bu tutabilir' dedik ve bir sonraki evreye geçtik, pilot uygulamayı Kadıköy'de yapmaya başladık."

1,5 ayda hiçbir reklam harcaması yapmadan 31 bin kullanıcıya ulaştıkları bilgisini paylaşan Oytaç, burada önemli olan unsurun, indiren kişinin arkadaşına söylüyor olması ve günlük 5 kuruş harcamadan, reklam yapmadan üye gelmesi olduğunu söyledi. Oytaç, şu ifadeleri kullandı:

"Bu rakamdan şunu anladık; artık tüketici 'hadi git oraya bunu al'dan bıkmış durumda. Tüketici ayaklanmış durumda. Artık 'ben yapacağım, ben söyleyeceğim' diyor. Bizi fişler çok etkiledi. 320 bin fiş almış durumdayız. Mesela şimdi bir firmayla görüşüyoruz, fişleri var. Ben gidip oraya diyorum ki; senin şu kadar müşterin şunu hayal etmiş, istemiş ve onlar sende şu kadarlık alışveriş yapıyor. İstersen bu müşteriye destek ol. Zaten markalar o tüketiciyle bir şekilde ilişki kurmak istiyor, olayı da kolaylaştırıyoruz.

Herkes bu network olayında büyük markaları arar. Onların oranı, halkımızın yaptığı harcama oranlarının çok çok altında. Fişlerin yüzde 70'i lokal markalardan. Kadıköy'deki esnaftan, kuyumcudan, kafeden, köşedeki berberden, manavdan, tekstilciden... Bizi bu inanılmaz etkiledi. O zaman işte gerçekten tüketicinin bulunduğu noktada olacağız dedik."


-"Chippinler nakde çevrilerek banka hesabına aktarılabiliyor"


Oytaç, Chippin'de tüketicilerin alışveriş yaptıkça Chippin biriktirdiğini ve böylece hayal ettikleri çeşitli indirimleri, ürünleri veya deneyimleri kazanabildiklerini bildirdi. Tüketicilerin, biriktirdikleri Chippinlere ek olarak, bakiyeyi yine uygulama üzerinden kredi kartı ile mobil ödeyebildiğini kaydeden Oytaç, şöyle devam etti:

"Uygulama ile kazanılan Chippinler ayrıca nakde çevrilerek tüketicinin banka hesabına aktarılabiliyor ya da arkadaşlarının ulaşmak istedikleri hayallerini desteklemek için onlara aktarılabiliyor. Bunun yanı sıra tüketiciler Chippin'de görmek istedikleri ürün ve deneyim önerisinde de bulunabiliyor. Üye iş yeri sayısı her geçen gün artıyor.

Üstelik tüketiciler hayallerine katkıda bulunmasını diledikleri markaların fişlerini gönderip, Chippin'e üye işyeri önerisinde de bulunabiliyor. Önerileri köşedeki kuaför, tuhafiyeci, kasap ve günlük alışverişlerinde sıklıkla gittikleri yerler de olabiliyor. Chippin böylece sadece büyük markaların olduğu bir uygulamadan öte, lokal marka katılımlarını da destekliyor."

Öncelikli hedeflerinin uygulamayı indirmiş kişileri mutlu etmek olduğuna dikkati çeken Oytaç, daha sonra esnafa, markaya bu kişilerden ciro getirmeyi hedeflediklerini söyledi. Oytaç, şu açıklamalarda bulundu:

"Benim 14 yıllık kariyerimde, hayatımda, yaptığım kampanyadan dolayı mağazanın kapısında 5 kişinin durduğunu duymadım. Ama Chippin'le bu oldu. Chippin'de kampanya yaptık bir markamızda, sabah açmaya gittiklerinde 5 tane müşteri bekliyormuş. Çünkü inanan bir kitle, kampanyayı onlara özel yaptık, indirimli bir kampanya yaptık ve 5 tane müşteriyi soktuk."


-Amerika'dan ortaklık teklifi


Oytaç, Amerika'daki bir yatırım firmasının Chippin konseptini çok etkileyici bulduğunu ve kendilerine ortaklık teklif ettiklerini söyledi. "Biz de bunun pilotuna ocak ayında Amerika'da başlıyor olacağız" diyen Oytaç, sözlerini şu şekilde tamamladı:

"Beni en çok heyecanlandıran ve olayın en yıkıcı tarafı da şu; biz satış kadrosu da olmasın dedik. Bizim satıcımız yine bize inanan kitle olsun. Bu fişleri gönderenlere diyelim ki; Ahmet, çok teşekkür ederiz, şu iş yerini önermişsin. Git o iş yerine bizi anlat, bize ismini de ver, oraya biz gidip sözleşme imzalarsak sana 200 TL vereceğiz dedik. Bu da bir delilikti, ilk önce kampüste yaptık, 100 kişide 3 kişi geldi.

Ben arkadaşlarıma bunun inanılmaz bir rakam olduğunu söyledim. Bu 100 bin olsa 3 bin tane satış personeli demek. Hayatta satın alamayacağınız bir şey. Ve bunu bir kaç gün önce açtık, 400 kişiye mail attık, 11 kişi satış elemanımız oldu, 6 markayı 2 günde aldık. Yani benim ürünüme inanan yüzde 3'lük kitle satış elemanı oldu ve benim bugün markamın yüzde 10'u kadar yeni marka kattı bana. Amerikalıların da bu hoşuna gitti zaten."