Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müsteşar Yardımcısı Nihat Pakdil, "Gıdanın güvenilir olmasının yolu halkanın en başından itibaren çok dikkatli olmak gerekiyor. Bizim de çabalarımız bu yönde Türkiye olarak" dedi.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müsteşar Yardımcısı Nihat Pakdil, Türkiye-AB katılım öncesi mali işbirliği kapsamında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Fransa Tarım, Gıda ve Ormancılık Bakanlığı ve Macaristan Ulusal Gıda Zinciri Güvenliği Dairesi tarafından ortaklaşa yürütülen ’Resmi Kontroller, Hayvan Refahı, Zoonozlar ve Hayvansal Yan Ürünlere İlişkin Kapasitenin Geliştirilmesi’ TR 13 IB AG 03 AB Eşleştirme Projesi’nin açılış toplantısına katıldı. Pakdil, fasıl 12’nin 30 Haziran 2010 tarihinde açıldığını hatırlatarak, "Bu fasıl açılmadan önce ve açıldıktan sonra pek çok faaliyetlerimiz oldu. Bunun sadece bizi ilgilendiren tarafı değil, bizim kadar ilgili sektörün de ilgilendiği faaliyet alanları. Tarımsal faaliyetler maalesef bir kısım tehditlerin etkisi altında. Nedir bunlar; iklim değişikliği, doğal afetler, şehirleşme, sanayileşme gibi. Bütün dünya tarım alanlarını kaybetmek gibi bir riskle karşı karşıya, bu risk öyle ya da böyle ülkemiz için de geçerli. Bu alanda öncelikle yapılması gereken husus, mevcut tarım alanlarının korunması ve en verimli şekilde kullanılması. Dünyadaki bütün araziler tarıma elverişli yerler değil. Dolayısıyla tarıma elverişli toprakları olan ülkelerin bu alanda imkanları sınırlı olan başka ülkelere karşı da sorumlulukları var. Gıdanın üretimi, temin edilmesi noktasında eğer dünyada barış içinde yaşamak istiyorsak bu imkanı en iyi şekilde kullanmak ve diğer ülkelerle de paylaşmak durumundayız" diye konuştu.
"Arzumuz 2 sene içerisinde her alanda en iyi şekilde bu projeden faydalanmak"
Üretimin ilk aşamasından itibaren üretilen her türlü tarımsal ürünün sağlıklı bir şekilde üretilmesi gerektiğini vurgulayan Pakdil, "Gıdanın güvenilir olmasının yolu halkanın en başından itibaren çok dikkatli olmak gerekiyor. Bizim de çabalarımız bu yönde Türkiye olarak. Eğer siz gıda sağlığını, gıda güvenilirliğini ihmal eder durumdaysanız hiç kimse sizle bu ürünün ticaretini yapmak durumunda olmaz ve haklıdır da. Bu işle ilgili olarak öncelikli tarafı mevzuatının hazırlanması, daha sonra da bunun uygulanması, uygulamaya yönelik olarak insan kaynaklarının oluşturulması, kapasitenin geliştirilmesi ve bunun kabul edilebilir standartlar içerisinde olması. Bu amaçla bir proje hazırlandı, emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Arzumuz 2 sene içerisinde gerek Bakanlık Merkez Teşkilatı olarak, gerek İl Müdürlüklerimiz olarak, gerekse işin daha teknik tarafı olan laboratuvar boyutlarıyla her alanda en iyi şekilde bu projeden faydalanmak" ifadelerini kullandı.
Bin 400 personele AB mevzuatı, uygulamaları ve laboratuvar analizleri konularında eğitim verilecek
Eşleştirme projesi kapsamında AB ile tam uyumlu denetim prosedürlerinin ve çok yıllık ulusal kontrol planının hazırlanması ile gıda ve yem güvenirliği konularında resmi kontrollerde görevli bin 400 personele AB mevzuatı, uygulamaları ve laboratuvar analizleri konularında eğitim verilecek. 2018 Mayıs ayına kadar sürecek olan projenin 100 bin eurosu Türkiye’den olmak üzere toplam bütçesi 2 milyon euro olacak.