TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran-Symes, terör ve medya özgürlüğüne karşı yapılan saldırıları eleştirdi. Başaran-Symes, "Terör ve şiddet hakikaten içimizi kan ağlatıyor. Haftalardır şehit haberlerin ardı arkası kesilmiyor. Bir daha geri gelmeyeceğini umut ettiğimiz terör dalgası hayatımıza çok yoğun bir şekilde yeniden girdi. Yaşanan terör saldırılarının yanı sıra demokrasinin en temel yapı taşlarından biri olan basın özgürlüğünün teminatı medya kuruluşları saldırıya uğruyor ve üstelik bu olaylara gereken yaygınlıkta tepki de maalesef verilmiyor." dedi.

TÜSİAD'ın 2015 yılının ilk Yüksek İstişare Konseyi toplantısı Çırağan Sarayı'nda yapılıyor. Toplantının açılış konuşmasını yapan dernek başkanı Cansen Başaran-Symes, terör ve basın özgürlüğü üzerinde durdu. TÜSİAD Başkanı, şunları söyledi:

“Kuşkusuz bu toplantımızı daha farklı koşullarda, terörün ve şiddetin olmadığı, toplumumuzun kaygılarının artmadığı bir ortamda, küresel ekonomideki gelişmelerin Türkiye'nin giderek kırılganlaşan ekonomisini fazlasıyla etkileyebileceği korkusunu taşımadan ve terörün ve şiddetin hiç bir şekilde olmadığı bir ortamda yapabilmeyi isterdik. Terör ve şiddet hakikaten içimizi kan ağlatıyor. Ne yazık ki; öyle bir Türkiye'de değiliz şu anda. Bunun da acısını sanıyorum hep birlikte hissediyoruz. Haftalardır şehit haberlerin ardı arkası kesilmiyor. Bir daha geri gelmeyeceğini umut ettiğimiz terör dalgası hayatımıza çok yoğun bir şekilde yeniden girdi. Cenaze törenlerinde sevdiklerini kaybeden eşlerin, kardeşlerin, annelerin, babaların feryatları hepimizin içimizi yakıyor. Duygularımızı ifade etmekte güçlük çekiyoruz. Ben şahsen öyleyim. Buradan tüm toplumumuza ve özellikle şehitlerimizin yakınlarına bir kez daha başsağlığı, sabır diliyorum. Acılarını içimde hissettiğimi paylaşmak istiyorum. Terörü şiddetle kınadığımızı bir kez daha yineliyorum. PKK terör örgütünün saldırılarına bir an önce son vermesi; sivil siyaseti zayıflatan, son yıllardaki kazanımlarımızı tehlikeye atan bu terör dalgasının derhal sona erdirilmesini istiyoruz. Terör ve şiddetin geri dönülemez bir şekilde sona ermesi için tüm toplum kesimlerini ve kurumlarımızı sağduyulu, sorumlu bir tutum ve söylem içinde olmaya davet ediyoruz. Nitekim, bu toplantımızdan sonra hemen bir grup üyemizle birlikte Ankara'da geniş bir katılımla gerçekleştirilecek olan 'Teröre Hayır, Kardeşliğe Evet' buluşmasına katılmaya gidiyoruz. Yaşanan terör saldırılarının yanı sıra demokrasinin en temel yapı taşlarından biri olan basın özgürlüğünün teminatı medya kuruluşları saldırıya uğruyor ve üstelik bu olaylara gereken yaygınlıkta tepki de maalesef verilmiyor. Genel bir güvensizlik, tahammülsüzlük ve şiddet hali ülke sathına yayılmış, tüm toplumu geriyor, eziyor, bizi birbirimizden uzaklaştırıyor. Bunu hak etmiyoruz. Bunların süratle geride kalması gerektiğine inanıyoruz. Elbette ve öncelikli olarak, amasız ve fakatsız şekilde terörü ve şiddet unsurlarını kınıyoruz. Meclis'in böyle bir temsil düzeyine kavuştuğu, tüm zorluklara rağmen demokratik siyaset imkanlarının var olduğu bir ortamda hunharca işlenen cinayetlerin, mayınlarla, uzaktan kumandalı patlayıcılarla tüm bölgeyi ve toplumu terörize edecek eylemlere girişmenin ve şiddette ısrar etmenin hiç bir kabul edilebilir gerekçesi olamaz."