İstanbul'da ticaretle uğraşan yabancı uyruklu bir kişi hakkında banka, bir dönem ortak olduğu şirketin çekinin karşılıksız çıkması sebebiyle dava açtı. Karşılıksız çek tarihinden önce şirketle ilişiğini kestiğini belirten yabancı yatırımcı, beraat etti. Banka aleyhine dava açan ticaret erbabı, 20 bin lira tazminat kazandı. Yargıtay da bankanın hatası sebebiyle zarara uğrayan vatandaşa verilen tazminatı onadı.

İstanbul'da yaşayan yabancı uyruklu bir vatandaşın eskiden ortak olduğu limited şirketinin bir banka şubesindeki hesabından keşide edilen 14 Haziran 2005 tarihli 17 bin 500 liralık çek karşılıksız çıktı. Banka, çekin karşılıksız çıkması sebebiyle yabancı yatırımcı hakkında şikayetçi oldu. Sulh ceza mahkemesinde açılan davada, 28 Eylül 2006 tarihli kararla mahkum edilen vatandaş, dava konusu çekin karşılıksız çıktığı 14 Haziran 2005 tarihinden önce, 13 Mayıs 2005 tarihinde noterden düzenlenen limited şirket hisse devir sözleşmesi ile hissesini tüm aktif ve pasifleri ile birlikte dava dışı kişiye devrettiğini söyledi. Hakkında karşılıksız çek keşide etmek suçundan yakalama kararı çıkarıldığını, bu karar nedeni ile süresiz çalışma izninin tehlikeye girdiğini öne süren yabancı tüccar, ikamet süresi uzatım işlemlerinin bekletmeye alındığını dile getirdi. Bir süre sonra banka, imza sirküleri konusunda yaptığı yanlışlığı mahkemeye yargılamanın iade edilmesi talebiyle müracaat edince İstanbul 2. Sulh Ceza Mahkemesi, vatandaşın beraatine hükmetti. Sınır dışı edilmesini önlemek için mahkemece verilen 450 liralık para cezasını ödediğini, olay nedeniyle büyük elem ve üzüntü yaşadığını öne süren vatandaş, banka hakkında İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne 450 maddi, 50 bin lira manevi tazminat davası açtı.

Mahkemede savunma yapan davalı banka avukatı, "Her ne kadar müvekkilim tarafından çek hesabı sahibine ait imza sirküleri konusunda yanlışlık yapılmışsa da, çek üzerindeki imza ile sirkülerdeki imza karşılaştırılmadan iddianame düzenlenmiş ve açılan davada da yeterli araştırma yapılmadan adli para cezasına hükmedilmiştir. Bu nedenle iddia edilen zarar ile davalı banka eylemi arasındaki illiyet bağının kesilmiştir. Davanın reddini istiyoruz." dedi.

BANKA YANLIŞ YAPTI; TAZMİNAT ÖDEMELİ

9 Temmuz 2014 günü kararını açıklayan mahkeme, davalı bankanın çek hamili olmamasına rağmen davacı hakkında karşılıksız çek keşide etmekten şikayette bulunduğunu, şikayet üzerine davacının terk ettiği şirket adresine tebligatlar yapılarak davacıya savunma hakkı tanınmaksızın mahkumiyet kararı verildiğine dikkat çekti. Davacı hakkındaki yasal sürecin davalı bankanın hatalı bildirimde bulunması ile başladığına işaret edilen mahkeme kararında, "Davalı bankanın hatalı işlemi nedeniyle davacı hakkında haksız ceza davası açılarak adli para cezasına mahkum edildiği, davacının emniyet güçlerince alıkonulduğu ve yabancı olması sebebiyle çalışma ve oturma izninin tehlikeye girdiği ortadadır. Müşteki, bankalar nezdinde itibarsız müşteri konumuna düştüğü, davalı bankanın dikkatsiz ve özensiz eylemleri neticesinde davacının maruz kaldığı durumlar nedeniyle manevi tazminat yükümlülüğü altında bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacının maddi tazminata ilişkin herhangi bir delil ve belge ibraz edemediği gerekçesiyle, davacının maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne 20 bin lira manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir." denildi.

Banka avukatı kararı temyiz edince davada son sözü söyleyen Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, mahkeme kararını onayarak geçtiğimiz günlerde kararı taraflara tebliğ etti.