Çalıştığı işyerinde maaşı düşürülen işçi, iki sene boyunca duruma itiraz etmedi. İşyerinden ayrılan işçi fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık ücretli izin, ikramiye ve ücret alacaklarının ödetilmesi talebiyle mahkemeye başvurdu. Mahkemenin, "İki sene boyunca ses çıkarmamışsın, bordrolara imza koymuşsun" hükmüyle eli boş dönen kararı işçi temyiz etti. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, "Ücretinin düşürülmesine ve iş şartlarının ağırlaştırılmasına suskun da kalsa işçinin hakkı verilmeli" diyerek mahkeme kararının bozulmasına hükmetti.

Kocaeli'nde çalıştığı işyerinde, maaşının düşürülmesine rağmen iki sene boyunca duruma sessiz kalan işçi, işyerinden ayrıldıktan sonra iş veren aleyhine Kocaeli 4. İş Mahkemesi'nde alacak davası açtı. Davacı işçi fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık ücretli izin, ikramiye ve ücret alacaklarının ödetilmesini talep ederken mahkemede savunma yapan davalı işveren avukatı, davacıya yapılan ödemelerde bir eksiklik bulunmadığını savunarak davanın reddini istedi.

DURUMA SESSİZ KALMIŞSIN ÜSTELİK BORDROYA DA İMZA KOYMUŞŞUN

Toplanan kanıtlara ve bilirkişi raporu kapsamında kararını açıklayan mahkeme, davacıya talep konusu kalemlerin bordrolara işlenerek ödendiği, 2 yıl boyunca davacının herhangi bir itirazda bulunmadan bordroları imzaladığı, aynı koşullarda çalışan davacı emsali işçilere de emsal ödemelerde bulunulduğu gerekçesiyle davanın reddine hükmetti. Kararı davacı avukatı temyiz etti. Dava dosyasını inceleyen Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22. maddesi uyarınca iş şartlarında esaslı değişiklik niteliğindeki değişikliklerin işçinin yazılı ve açık kabulüne bağlı olduğuna dikkat çekti.

SUSKUN KALMASI İŞÇİNİN HAKSIZLIĞI KABUL ETMESİ ANLAMINA GELMEZ

İşçinin ücretinin düşürülmesinin iş şartlarında esaslı değişiklik olduğuna dikkat çekilen Yargıtay 9. Hukuk Dairesi kararında, şöyle denildi: "İşverence tek yanlı olarak ücret miktarında işçi aleyhine değişiklik yapılamaz. İşçinin yapılan değişikliğe karşı çıkmamış olması ve suskun kalması yasanın açık düzenlemesi karşısında bu değişikliği kabul ettiği anlamına gelmez. Bordroların ihtirazi kayıtsız imzalanması ya da ücret düşürülmesi gerekçesi ile fesih yoluna gidilmemesi işçi aleyhine yorumlanamaz. Dava konusu dönemde bu alacakların talep edilmemesinin iyi niyet kurallarıyla bağdaştırılması mümkün değildir. Somut uyuşmazlıkta; dosyada mevcut sözleşmeye göre davacının aylık brüt ücreti bin 250 lira olup ücret ve benzeri alacak unsurlarının bu ücret seviyesine göre ödenmesi işverenin yükümlülüğündedir. Mahkemece hatalı değerlendirme ile davanın reddi yerinde değildir. Alacak talepleri ve bilirkişi raporu dosyadaki delillerle birlikte değerlendirmeye tabi tutulup elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden hatalı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. Temyiz olunan kararın bozulmasına oy birliği ile karar verildi."