İzmir Ekonomi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Balkan Devlen, Yunanistan’ın Euro’dan çıkmasının derin bir ekonomik ve sosyal patlamaya yol açabileceğini söyledi. Devlen, “Yunanistan’ın Euro’dan çıkması veya yüzde 50 ve üzeri bir devalüasyon, çok derin bir ekonomik kriz ve hatta sosyal patlama anlamına gelebilir. Euro’da kalması için talep edilen reformlar ve kemer sıkma politikaları da Yunan halkını ciddi anlamda yoksullaştıracak. Yani Yunanistan için durum, 'aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık' diye özetlenebilir.” dedi.

Doç. Dr. Devlen, Yunanistan’daki referandum ve ardından yaşananları değerlendirdi. Halkın yüzde 61’i’nin "hayır" oyu kullandığını hatırlatan Devlen, Yunanistan’ın içinde bulunduğu mali krizin özünde hükümetlerinin uzun yıllar popülist politikalarını finanse etmek için yüksek miktarda dış borç alması ve Avrupa, özellikle de Alman ve Fransız bankalarının Yunanistan ekonomisinin riskini bilmelerine rağmen borç vermeye devam etmesinin yattığını kaydetti. Her iki tarafın da işler iyi giderken borçların bir gün ödenmesi gerektiğini gözardı ettiğini belirten Balkan Devlen, şöyle devam etti: “Şu an Yunanistan’ın borçlarının çoğunluğunu elinde tutanlar, krizin ilk çıktığı 2009’da olduğu gibi özel Alman ve Fransız bankaları değil. AB, 2010 ve 2012’de toplam 240 milyar Euro harcayarak Yunanistan’ın Alman ve Fransız bankalarına olan borçlarını üstlendi. Diğer bir deyişle 2010 ve 2012’de asıl kurtarılan, Alman ve Fransız bankaları oldu. AB’nin o tarihteki korkusu, bu bankaların Yunanistan’ın iflas etmesi durumunda zor duruma düşmeleri ve bunun tüm AB’yi etkileyecek bir finansal krize dönüşme ihtimaliydi. Yunanistan’ın borçları bir anlamda sosyalleştirilmiş oldu ve şu an bu borç yükünü ve riskini taşıyanlar, AB üyesi ülkelerin vatandaşları. Özetle şu anda Yunan hükümetlerinin popülist politikalarının ve Avrupa bankalarının kâr hırsıyla bu süreci gözardı etmelerinin bedelini, Yunan ve AB vatandaşları ödüyor.”

‘ACİL NAKİT DESTEĞİ GELMEZSE BANKACILIK SİSTEMİ ÇÖKEBİLİR’

Referandumdan sonra kritik bir haftaya girildiğine dikkat çeken Doç. Dr. Devlen, Yunan bankalarının neredeyse bütün nakitlerini harcamış durumda olduğunu aktardı. Avrupa Merkez Bankası’ndan acil nakit desteği gelmemesi halinde Yunanistan’ın banka sistemi çökebileceğini, hattâ hükümetin maaşları ödeyemez hale gelebileceğini vurgulayan Devlen, “Bunun sonucu olarak da sosyal barışı korumak için Euro’dan çıkmak zorunda kalabilirler ancak Euro yaratılırken üye olan ülkelerin birlikten çıkmalarına müsaade edecek bir düzenleme yapılmadı. Dolayısıyla ‘Grexit’ denen, Yunanistan’ın Euro’dan çıkmasının nasıl yasal olarak mümkün olacağı net değil. Yunanistan’ın Euro’dan çıkmasının etkileri, 2010’daki gibi şiddetli olmayacak. Diğer AB ülkeleri ve uluslararası piyasaların nasıl tepki vereceği belli değil ancak bir ülke Euro’dan çıkınca başkalarının da çıkabileceği endişesinin yayılmaya başlaması, AB ekonomilerini ciddi olarak olumsuz etkileyebilir.” dedi.

‘YUNANİSTAN'IN KRİZE GİRMESİ TÜRKİYE'Yİ DE ETKİLER’

Yunanistan’da ekonomik krizin derinleşmesinin sosyal barışın bozulmasına yol açacağına işaret eden Doç. Dr. Devlen, “Bu durum Türkiye’yi de olumsuz etkileyecektir, çünkü bu tip istikrarsız siyasi zamanlarda iktidarların dış düşman arayışları artar. Dolayısıyla Türk-Yunan ilişkilerinde bir bozulma olması muhtemeldir. Ayrıca Rusya’nın, bu krizi fırsat olarak görüp NATO’nun güney kanadını zayıflatmaya ve AB’yi Rusya’ya karşı bölmeye, özellikle de Kırım’ın Rusya tarafından işgali ve ilhakı sonrası uygulanan ekonomik yaptırımlara yönelik hamlelerini de görebiliriz.” şeklinde konuştu.