Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’den Bank Asya ile ilgili yeni bir açıklama geldi. Zeybekci, bankanın yönetimine el koyulmasının siyasi değil hukuki bir eylem olduğunu savundu.

Zeybekci, Grand Cevahir Hotel’de devam eden Filistin İş Forumu’na verilen arada gazetecilerin Bank Asya tartışmaları ile ilgili sorularını cevapladı. "Bank Asya operasyonunun siyasi olduğu, ortakların dava açacağı ifade ediliyor. Bütün bunlara karşı yorumunuz nedir?" sorusuna Zeybekci, şu karşılığı verdi:

"Bank Asya kararı tamamen hukuki bir karardır. Kararı verenlerin gerekçeleri vardır. Bu karara razı olmayanlara hukuk sonuna kadar açıktır. Hukuka gidilirse yargı bununla ilgili karar verecektir. Yoksa kimsenin inisiyatif kullanarak 'Ben böyle istedim, böyle yaptım' diye adım atması mümkün değildir. Burada kararlar tam anlamı ile hukukidir. Hukuk çerçevesinde, kanunların kurumlara yüklediği sorumluluklar çerçevesinde alınmış kararlardır; tabii bütün kararlar gibi yargıya açıktır. Yargıya gidenlerin de hukukun koyduğu kurallara uyan kurumların kararlarına saygılı olması gerekiyor. Burada itiraz olsa bile, itiraz mercii hukuktur, hukukun kararlarına da herkes saygı duyar zaten."

YILMAZ VE SYMES’E MERKEZ BANKASI CEVABI

Zeybekci’ye Merkez Bankası tartışmaları ile ilgili fikri de soruldu. 2006-2010 döneminin Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın "Smith ve Keynes’in kitaplarını yakalım." ve TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes’in "Kurumların bağımsızlığı ekonomi adına önemlidir." açıklamalarına işaret edilince Zeybekci, polemiğe girmekten yana olmadığını vurguladı. 1929 bunalımı ve 2. Dünya Savaşı dönemi ile 2000’lerin ekonomik durumunun aynı olmadığına temas eden Zeybekci, şunları dile getirdi:

"1929 bunalımı ve 2. Dünya Savaşı’ndan sonra doğan ideolojik ve siyasi bloklar yerle bir oldu. Şu an dünyada ayrı bloklar ve yapılar var. Ekonominin de teorileri yenilendi. 1944-1945’ten sonra 2. Dünya Savaşı’nın tahribatının ardından özel sektör ama bunun yanında belirleyici olarak kamunun da sanayiye, üretime girdiği anlayış Keynes’in anlayışının özeti olabilir. Ama hal şu an öyle değil. Biz bundan böyle Türkiye olarak yenidünyaya adımları uydurma durumundayız. Türkiye dünyaya en süratli adapte olabilen ülkelerdendir. Bu bilinmelidir. Ayrıca Merkez Bankası’nın bağımsızlığını kimse tartışmıyor. Merkez Bankası’nın sorumluluklarının arttırılması ile ilgili tartışma belki daha sıhhatli ele alınmalı. Türkiye’de bunlar kurumları yıpratmadan tartışılabilmeli. Yani fiyat ve finans istikrarının yanında büyüme, ihracat, kalkınma, istihdam gibi hassasiyetleri de görevleri içinde tanımlayan merkez bankaları var. İşte bunları bizim tartışmamız gerek. Yoksa diğerleri bize yakışmayan tartışmalar haline geliyor. Merkez Bankası’nın biz görev ve sorumluluklarını arttırmaya önem veriyoruz, bağımsızlığını zaten biz tartışmıyoruz."

"ŞEFFAFLIK PAKETİ ERTELENMEDİ, SEÇİMLERDEN SONRA ELE ALINACAK"

Şeffaflık paketinin seçimlerden sonraya ertelenme nedenleri sorulan Ekonomi Bakanı, şöyle dedi:

"Şeffaflık paketinin ertelenmesi söz konusu değildir. Zaten 'bu seçimlerden evvel şu tarihe kadar yapılacak, yetiştirilecek’ diye bir net akitleşme yoktu. Ama şeffaflık paketi, şeffaflık Türkiye’nin ihtiyacıdır. Türkiye’de tüm gri alanların kaldırılması, soru işareti yaratan, kamuoyunun bir şekilde şüphe ile baktığı tüm alanların ortadan kaldırılması siyasetin görevidir. Tabii siyaset, bürokrasi, yargı aklınıza gelen tüm kurumların, tüm dinamiklerin topyekün Türkiye’de bu kitabı yeniden yazması gerekir. Türkiye’de belki her şey dağınık dağınık kurallar halinde vardır ama bunu bir şekilde topyekün yapmak gerek. İmar tartışmaları ile başlayan, bürokrasi ile devam eden, siyasetin içine girdiği, yargının bir şekilde nasibini aldığı, soru işaretlerinin olduğu, gri bölgelerin bulunduğu bu alanı hep beraber topyekün ele almalıyız. Güneş her yere girmeli. Hiçbir yerde güneşin girmediği, şeffaflığın olmadığı, milli iradenin dokunamadığı bir alan olmamalı. Onun için bu çalışmalara topyekün bir pencereden bakılmalı. Bunun için uygun zaman 7 Haziran sonrasıdır. Türkiye, inşaallah 4 sene seçimlerin olmadığı bir döneme girecek. Bu dönemde tüm siyasi partiler, akıllar bir araya gelecek çalışma yapacak. Yoksa hükümet bundan vazgeçmedi. Bence bu anlamda en uygun zamanın seçimlerden sonra olacak."

ZEYBEKCİ’DEN HAKAN FİDAN’A: HAYIRLI OLSUN

MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın istifa ederek milletvekili adayı olması ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın buna muhalefet etmesi ile ilgili soruları ise iNihat Zeybekci, "Ben herkesin görüşlerine ve fikirlerine, kararlarına saygı duyuyorum. MİT Müsteşarımız başarılı görev icra etti. Bundan sonra memleketine, ülkesine, milletine vekil olarak hizmet etmek tercihte bulunuyorsa karar, onun şahsına aittir. Bunu da bağlı olduğu, sorumlu olduğu bakanlarla da istişare etmiştir. Kendisi ve memleketimiz için hayırlı olsun." diye cevapladı.