Gerileyen rekolteden, üreticinin elinde tutmasından ve artan talepten ötürü zeytinyağı el yakıyor. Ürünün litre fiyatı üreticide 13 lirayı, marketlerde 25 lirayı buluyor.

Türkiye’de 180-200 bin ton zeytinyağı üretiliyor. Sofralık zeytin üretimi de 430 bin tonu aşıyor. Son senelerde bu ürünlerin fiyatları giderek artıyor. Durumdan zeytin ve zeytinyağı firmaları da şikâyetçi. Cihan’a açıklamalarda bulunan firma temsilcileri, hem üreticiyi hem devleti konuya duyarlı olmaya davet ediyor.

Üretim ağı Edremit’te bulunan zeytin ve zeytinyağı markası Ovilo’nun patronu Nermin Gelbal Gökduman, "2 senedir dünyada görülen kuraklık zeytin ve zeytinyağı üretiminde de rekoltede gerilemeye neden oldu. Ayrıca fiyatın daha çok artacağı tahmini kimi üreticilerin yağlarını ellerinde tutmalarına, satışa sunmamalarına da neden oldu. Üretim ve tüketim eğilimi de fiyat artışlarında karşılık bulmaktadır. Dünyayı ele aldığımızda bu artış Türkiye’de daha çok gibi görünüyor." diyor. Gökduman, bu durumlarda devletin üreticiye prim artışı, tüketiciye vergi indirimi uygulayarak fiyatları dengeleyebileceğini savunuyor.

Gökduman, şu an zeytinyağının litre fiyatının üreticide 12-13 lira, raflarda 20-25 lira; zeytinin kilogram fiyatının üreticide 7-14 lira, raflarda 11-23 lira olduğuna işaret ediyor. Zeytinyağı üretim ve tüketim değerlerine de değinen Gökduman, şunları kaydediyor:

"Türkiye'de son senelerde zeytinyağı üretim miktarları sırasıyla 201 bin ton, 130 bin tondur. 2014-2015 döneminde öngörülen rekolte de 180 bin ton civarlarındadır. Türkiye’de birey başına zeytinyağı tüketimi son senelerde sıhhate verilen önem, zeytinyağı tanıtım etkinlikleriyle senelik yüzde 6-7 artışla 2 kilograma geldi. 10 sene evvel birey başına tüketim 900 gram civarlarındaydı. Tabii bu oran hala ileri ülke tüketimlerinin çok altında. Örneğin Yunanistan birey başına tüketim 24 kilogram, İtalya ve İspanya’da 14 kilogram, Tunus, Portekiz de 8 kilogram civarlarındadır. Ama bu fiyat artışı 2015 tüketim miktarını aşağılara çekecek gibi görünüyor."

Nermin Gelbal Gökduman, ilave olarak açıkta satılan zeytinyağının ekonomiye darbe vurduğundan yakınıyor. Ardından şu uyarıları yapıyor:

"Zeytinyağı tüketiminin yüzde 45’i markasız olarak, pet şişelerde, büyük bölümü ayrı yağ karışımlarıyla satılmaktadır. Yol kenarlarında, çarşılarda hatta marketlerde, internette markasız, uygunsuz ambalajlarda sıhhi olmayan ürünlerin satıldığını görmek mümkündür. Natürel sızma zeytinyağı yazılı ve yöre belirtilerek standart baskılı tenekelerde sanki bu bir markaymış gibi zeytinyağları satılmakta halkımız kandırılmaktadır. Zeytinde açıktan satış oranı yüzde 60-70’i bulmaktadır. Senelik zeytin üretim rekoltesinin 400 bin ton civarlarında olduğu esas alınırsa sektöre olan maliyeti açıkça görülmektedir."

KESKİNOĞLU: ÜRETİCİ FİYAT ARTAR DİYE ZEYTİNYAĞINI ELİNDE TUTUYOR

Merkezi Manisa’da bulunan ve Ravika marka zeytinyağı ile bilinen Keskinoğlu Şirketler Grubu’nun Yönetim Kurulu Üyesi Keskin Keskinoğlu da 2015 ilk 3 ayında market satış fiyatlarının 2014’ün aynı ayına göre yüzde 25-30 oranında arttığını bildiriyor.

Keskinoğlu, fiyat artışlarını üreticinin zeytinyağını elinde tutmasına bağlıyor. Keskinoğlu, şunları dile getiriyor:

"Zeytinyağında fiyat artışı sürdürülebilir seviyede değil. Normalde üretici zeytinini toplayıp yağhanelerde yüzde 10'u karşılığında sıktırırdı ancak bu sene üretici fiyatların artacağı öngörüsü ile sıkma bedelini nakit ödeyerek yağhanelere hiç yağ vermedi. Üretici fiyat daha da artar diye yağı elinde tutuyor ancak diğer taraftan önemli bir konu var. Üreticinin saklama şartları, zeytinyağının gerek duyduğu muhafaza şartlarını karşılamıyor. Dolayısıyla, üreticilerin elinde bulunan yağın kalitesinde gerileme görülebilir. Çok kar beklerken malı elinde kalan üretici zarar da edebilir. Çünkü satış fiyatı da bellidir, bir yere kadar yukarı çekebilirsiniz. Diğer yandan zeytinyağı tüketicisini de küstürmemek gerekiyor, şu anda birey başına tüketim 1,8 litre seviyesine geldi ancak zeytinyağı fiyatı erişilebilir olmaktan çıkarsa tüketici üründen vazgeçebilir. Dolayısıyla üreticilerin bu dengeyi mutlaka esas alması gerekiyor."

BİREL: ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI BOLLAŞTIĞI TAKDİRDE FİYATLAR İNER

Manisalı zeytin ve zeytinyağı markası Birolive’in Genel Müdürü Gökhan Birel de şu an üretimin daralıp tüketimin arttığına; buna bağlı olarak fiyatların pahalandığına temas ediyor. Birel, "Zeytin ve zeytinyağı bollaştığı takdirde fiyatlar iner, bollaşmadığı takdirde fiyatlar artar." diyor. Fiyat artışlarında en önemli rolü rekoltenin oynadığından söz eden Birel, şu ifadeleri kullanıyor:

"Siyah zeytin üretiminde daralma belirgin. Zeytinde aşırı soğuklara ve aşırı sıcaklara bağlı olarak üretim dilenen seviyelerde olmuyor. Zeytin bir sene olan, bir sene olmayan meyvelerdendir. Son senelerde üründe gerileme olduğu açık. Tabii bu durum fiyatlarda karşılık buluyor. Tabii zeytinyağının da prim yapacağı belliydi. Çünkü bu sene bol olmayan zeytin, zeytinyağı olarak saklandı. Yine şu an zeytinyağı var ama köylülerin elinde bulunuyor. Köylüler de ortamdan yararlanıyor, stokçuluk yapıyor."

Gökhan Birel, zeytin fiyatlarını pahalı buluyor, "Fiyatlar minimum alışımızda yüzde 20-30 oranında arttı. Geçen seneye göre köylünün elinde bulunan zeytin fiyatlarında yüzde 50 artış var. İnce zeytin 2 lira idi, şu an 3-3,5 lirayı gördü." açıklamalarını yapıyor.

ALHAT: ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞININ PAHALANMASINDA ARTAN TÜKETİMİN DE PAYI VAR

Akhisar Ticaret Borsası Başkanı Alper Alhat da zeytin ve zeytinyağı pahalılığını artan tüketime dayandırıyor. Alhat’ın konu ile ilgili görüşü şöyle:

"Talep fiyatlarda yukarı yönlü oynamaya neden oldu. Rekoltede pek önemli bir gerileme yok. Talep nedeniyle fiyat arttı. Belki şu an meblağ, üreticinin dilediği gibi ama ihracatçı adına çok. İhracatçı adına fiyatlar dünya fiyatlarını aşıyor. İhracat indi, devlet bu konuda teşvikler veriyor. İhracatçı tam olarak teşvik edilirse fiyatlar dünya fiyatlarına yetişir. Esasında zeytinyağı fiyatları 3 senedir artıyor. 3 sene evvel 5 lira olan fiyatlar şu an 11-12 milyona oturdu. Şu an zeytinyağı fiyatları 12 milyon lirada."

Zeytinde büyük bir fiyat artışı olmadığın iddia eden Alhat, "Burada sofralıktan yağlık zeytine kayma var. Bu nedenle fiyatlarda oynama var." saptamasında bulunuyor. Alhat, zeytinin tuz oranının da indirilmesini talep ediyor.

Zeytin ve zeytinyağı ile ilgili üretim ve tüketim değerleri şöyle:

Türkiye’de 170 milyon zeytin ağacı bulunuyor. Zeytinyağı üretimi 2014 itibari ile 189 bin 481 ton. Zeytin üretimi 2014 itibari ile 438 bin tonu sofralık, 1 milyon 330 bin tonu yağlık olmak suretiyle toplam 1 milyon 768 bin ton. Türkiye’de zeytin ve zeytinyağı üretiminde en büyük pay Ege ve Marmara’nın. Son senelerde iklim şartlarına ve teşviklere bağlı olarak zeytin üretimi artıyor.

Türkiye zeytin tüketimi şöyle:

Sene Tüketim Miktarı (Ton)
2005-06 221
2006-07 180
2007-08 190
2008-09 240
2009-10 260
2010-11 300
2011-12 350
2012-13 350
2013-14 355

Zeytinyağı tüketimi de şöyle:

Sene Tüketim Miktarı (Ton)
2003-04 46
2004-05 60
2005-06 50
2006-07 80
2007-08 85
2008-09 108
2009-10 110
2010-11 131
2011-12 150
2012-13 160
2013-14 150