Erzincan Askeri Hastanesi Sağlık Bakanlığı’na bağlı Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreterliği’ne devredilerek halkın hizmetine açıldı. Erzincan Asker Hastanesi düzenlenen devir-teslim töreniyle, Erzincan Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Işıkpınar ek binası olarak hizmete açıldı. Düzenlen törende Sağlık Bakanlığı’na bağlanan askeri hastanelerin, FETÖ davası sebebiyle devir alınan hastanelerle karıştırılmaması gerektiğine dikkat çekildi.
GATA ve askeri hastanelerin Sağlık Bakanlığı’na devrine ilişkin belirlenen usul ve esasları kapsayan Kanun Hükmünde Kararname’nin Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından Erzincan Askeri Hastanesi, düzenlenen törenle Mengücek Gazi Eğitim Araştırması Işıkpınar Yerleşkesi ek hizmet binasına dönüştürüldü. GATA ve Asker Hastanelerinin Devrine İlişkin Usul ve Esasların yürürlüğe konulması, Sağlık Bakanlığı’nın yazısı üzerine, 669 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması ve Milli Savunma Üniversitesi Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname’de (KHK) yer alan maddeye göre, 15 Ağustos 2016’da Bakanlar Kurulunda kararlaştırıldı. Alınan kararın ardından Erzincan Askeri Hastanesi’nin Sağlık Bakanlığı bünyesine devredilmesi nedeni ile tören düzenlendi. Düzenlen devir teslim töreninde Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Doç. Dr. İsmail Yılmaz, Sağlık İl Müdürü Dr. Mesut Turan ve askeri hastane yetkilileri katıldı.
Yapılan devir teslim töreninde bir konuşma yapan Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Ertuğrul Erhan açıklamasında; "Bugün ülkemiz Askeri Sağlık Hizmetleri ve Sivil Sağlık Camiaları olarak bir tarihe tanıklık ediyoruz. Özel ve fedakâr bir hizmet alanı olan sağlık hizmetleri alanında sivil sağlık hizmetleri ve askeri sağlık hizmetleri çalışanlarının üst kimlikte birleşmesini gerçekleştiriyoruz.
Bakanlığımıza bağlanan askeri hastaneler, FETÖ davası sebebiyle devir alınan hastaneler ile karıştırılmamalı ve bir tutulmamalıdır. Bu bağlanma esnasında eski alışkanlık ve iş akışlarının değişmesinden dolayı bir takım tereddütler oluşabilecektir. 1891 yılında kurulan, 125 yıllık bir tarihi olan Gülhane Askeri Tıp Akademisi ve Türkiye Cumhuriyeti Askeri Sağlık Hizmetlerinin kapatılması veya fonksiyon dışı bırakılması düşünülemez. Askeri sağlık hizmetlerinin ülke güvenliği ve gizlilik gibi birçok vazgeçilmez özelliği vardır. Bunlar Sağlık Hizmetlerinin ertelenemezliği, devredilemezliği ve depolanamazlığı ilkelerine ek olarak, en az onlar kadar önemli unsurlardır. Bu konuda resmi kimlik değiştiren kurumlar ve çalışanlar, bir anda kendilerini kapatılmış veya devredilmiş gibi hissiyata kolaylıkla düşürebilirler. Askeri sağlık hizmetleri olarak standart hasta ve hastalık tedavilerinin yanı sıra, saha hizmetleri, sağlık yetenekleri muayeneleri, heyet ve rapor işlemleri, muharebe görevleri, sefer ve çatışmada acil ve kriz destek hizmetleri elbette ki hepimiz ve ülkemiz için çok gereklidir. Bu noktada unutulmaması gereken 2 nokta vardır.
Devletimiz bu hizmetleri kapatmıyor. Bu hastaneleri kapatmıyor. Bu hizmetler aynı şekilde ve eskisinden de güçlendirilmiş şekilde yürüyecektir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Sağlıkta geldiği seviye ve gösterdiği başarılar ile zaten T. C. Sağlık Bakanlığı tüm dünyaya kendini kabul ettirmiş bir kurumdur. Geliştirdiği uygulamalarına birçok noktada yakın ilgi gösteren Askeri Sağlık Tesisleri ile ciddi yakınlaşma ve ortak çalışmalarımız uzunca bir süredir herkesin malumudur.
Askeri hastanelerin sahip olduğu imkânlar eskiden olduğu gibi ülkenin en iyi ve ileri teknoloji uygulamaları olması gerekmektedir. Askeri sağlık hizmetlerinin sadece Askeri Hastanelerde sürdürülemeyeceği bir kaç yıldır hizmetlerin T. C. Sağlık Bakanlığı tesislerinde de verilmeye başlanması, Askeri Hastanelerde de imkânlar dâhilinde Sivil Hastalara hizmet verilmeye başlanmasından bellidir. Aylardır Askeri hastanelerle Sağlık Bakanlığı Hastaneleri arasında sürekli doktor ve malzeme alışverişi, ortak çalışma ve iş birlikleri burada zaten beraber çalıştığımızın ve bu işin eskiden olduğu gibi ayrı götürülemeyeceğinin kanıtıdır.
Bizler sağlık alanı çalışanı olarak bir elin parmakları gibiyiz, sadece parmaklara taktığımız yüzükler farklı. Kolda ve vücutta beraber hareket edip farklı rol ve görevlerde de işbirliği yapmamız bu ülkenin daha güçlü bir ordu ve sağlık hizmetine kavuşmasına imkân tanıyacaktır. Bu hastanelerin güvenlik açısından Devlete ve T. C. Sağlık Bakanlığı’na bağlanması konusunda endişe duyan çevreler, bu hastaneleri gizli ve stratejik görev yapmaktan çıkaracağımızı düşünmemelidirler. Devletin her türlü güvenlik ve gizliliği başta sağlıkçılar olmak üzere bizlerin asli görevidir.
Bu hastanelerde askeri personele, rütbelere ve gerekliliklere karşı görev ve sorumluluklar aksatılmayacaktır. Askeri rol ve gereklilikler daha da güçlendirilecektir. Bu vatan ve bu asker bizim geleceğimiz ve güvenliğimizdir. Bizler de bu ülkenin sağlık askerleriyiz ve bu sorumluluğumuzu en üst düzeyde seve seve yapacağız.
Tüm arkadaşlarımızın bu konuda aynı düşündüğünden hiç şüphem yoktur ve T. C. Sağlık Bakanlığı’na bağlanan askeri hastaneler ile ilgili yapılacak birçok çalışmamız ve artıracağımız değerlerimiz vardır. Tüm halkımız, bu işlemin bir devralma ya da kapanma işlemi değil, Devletin Bir Kademesine, o da Sağlık Kademesine bağlanma işlemi olduğunu özellikle unutulmamalıdır. Bakanlığımıza bağlanan askeri hastaneler hakkında yapılan haberlerin ana temasının ’’olumlu bir değişim ve güçlerin birleşmesi’’ olması gerektiği konusunu ana ilke edinilecektir." dedi.