Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin Yakutiye Medresesi’nde teravih namazı sonrası düzenlediği “Ramazan İkliminde Müzakereler” adlı kültür ve sanat programında Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Kemal Öztürk ‘İslam Dünyası ve Yeni Medya Düzeni’ni anlattı. Konuşmasına Alvarlı Efe Hazretleri Külliyesi’ni anlatarak başlayan Gazeteci-Yazar Öztürk, “Bir süredir Alvar’da bulunan Efe Hazretleri Külliyesi’nde çalışmalar yapıyoruz. Bu vakfın ve derneğin iletişim ve organizasyon çalışmalarında yardımcı olmaya çalışıyorum. Alvar’da çok büyük bir külliye açıldı. Akademisyenler, işadamları ve medya mensupları burada iftarda ağırlandı. Erzurum’a yakışır, Erzurum’un kadim medeniyetine, geleneğine uygun bir külliye inşa edildi. Alvar’da bulunan Efe Hazretlerinin maneviyatına uygun bir şekilde de dizayn edildi. Buranın manevi havasını, ilim havasını, kültür havasını bütün şehre yaymasını arzu ediyoruz. Sayın değerli hocamız Hattat Hüseyin Kutlu bu projenin bizzat içerisinde bulunuyor, yönetiyor. Üniversitelerimizin, Efe Hazretlerinin edebiyatına, musikisine, şiirlerine ve ilmine akademik açıdan yaklaşmasını arzu ediyoruz. Akademik çalışmalar yapılmasını arzu ediyoruz. Aynı zamanda mimari açıdan son derece estetik, son derece güzel bir yapı. O açıdan da mimarlarımızın, sanatçılarımızın buraya gelmesini ve çalışmalar yapmasını arzu ederiz. Alvarlı Efe Hazretlerinin çalışmalarının sadece Erzurum ile sınırlı kalmasını değil, bütün bölgeye, Türkiye’ye ve daha sonra da uluslararası sanat, edebiyat, ilim dünyasına yaygınlaşmasını ümit ediyoruz. Çünkü Efe Hazretlerinin mirasının, eserlerinin hak ettiği yerde olmadığı kanaatindeyiz. Bu çalışmalarda Büyükşehir Belediyemizin görüşlerinin çok büyük katkıları oldu. Hem tanıtım çalışmalarında hem de organizasyonda büyük katkıları var. Onlara da buradan bir kez daha teşekkür etmek isteriz. Efe Hazretleri Vakfı’nın kültür-sanat çalışmalarını yürüten bir de derneği var.”
“İSLAM DÜNYASI’NIN SESİNİ DÜNYAYA DUYURMAYA ÇALIŞTIK”
Gazeteci-Yazar Öztürk, Anadolu Ajansı Genel Müdürüyken İslam dünyasının sesini dünyaya duyurmaya çalıştıklarını kaydetti. Öztürk, şöyle devam etti: “İslam dünyasına yönelik bir medya çalışması yaptık. Daha önceki görevim Anadolu Ajansı Genel Müdürlüğüydü. Anadolu Ajansı’nı biz İslam Dünyası’nın hemen hemen bütün bölgelerinde ofisler açarak, birimler açarak, yerler açarak İslam Dünyası’nın sesini dünyaya duyurmaya çalıştık. 2011 yılında şimdiki Cumhurbaşkanımız Tayyip Bey, beni çağırdı ve Anadolu Ajansı’nın dünyada ses getirecek bir ajans olmasını istediğini söyledi ve bu göreve gelmemi arzu ettiler. Anadolu Ajansı 1920 yılında Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulduğunda aslında, Anadolu’nun sesini tüm dünyaya duyurmak için kurulmuş ve ilk bültenlerinde Fransızca, İngilizce, Osmanlıca haberler vermişti. Düşüne biliyor musunuz, 1920 yılında Fransızca yayın yapan, İngilizce yayın yapan bir ajansımız vardı. Gerçekten de kurtuluş savaşını dünyaya duyurmak için çok çaba sarf etmiş ve bu bültenlerle özellikle Anadolu’ya ve yabancı dünyaya bu çalışmalarımızı duyurmuştu. Ama daha sonra bu yayınların hepsi kapanmış ve sadece Türkçe yayın yapan Türkiye’nin sesini yine Türkiye’ye duyuran ajans konumuna gelmişti.”
“İSLAM COĞRAFYASININ HARİTASINI ÇIKARDIK”
Öztürk, göreve geldiğinde İslam dünyasının haritasını çıkardığını bildirdi. Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz göreve geldiğimizde durumu masaya yatırdık ve İslam Dünyası’nın haritasını çıkardık önümüze. Şöyle bir soru sorduk ve hepimiz irkildik bu sorudan. Bizim ülkemizin Başbakanı ya da Cumhurbaşkanı ya da Genelkurmay Başkanı mesela Mısır’la ilgili demeçler veriyor, Mısır halkına mesajlar veriyor. ‘Ey Mısır halkı siz diktatörlere boyun eğmeyin’ ya da ‘Siz seçilmiş Cumhurbaşkanınıza sahip çıkın’ diye demeç veriyor. Çünkü Türkiye bölgesel bir güç haline gelmişti. Başbakanımızın, Cumhurbaşkanımızın konuşmasını Arap medyasının alıp kullanması gerekiyor. Peki, kim çeviriyor bunu? Arapça’ya birinin çevirmesi lazım. Ajansta biz çevirmiyoruz, TRT’ye sorduk onlar da çevirmiyor, Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü de çevirmiyor, Başbakanlık da çevirmiyor. Peki kim çeviriyor? Mısır gazetelerinde Cumhurbaşkanının demeçleri yayınlanıyor. Türkiye’de hiçbir kurum kendi Başbakanının ve Cumhurbaşkanının demecini çevirip bu bölgeye yayınlayamıyor. Mısır’a, ‘Bizim Cumhurbaşkanımızın demecini siz mi çeviriyorsunuz’ diye sorduk. Onlar da çevirmiyor. Başka ülkelerin ajansları, İngiltere’nin, Fransa’nın, Amerika’nın ajansları bu haberleri çevirip Mısır’a iletiyor. ‘Türkiye’nin Başbakanı sizin için böyle diyor’ diyor. Diyelim ki yanlış yapmadı, eksik yapmadı. Geciktirirse önemli bültenlerde, gazetelerde yayınlanmaya bilir, haberin etkisi kaçabilir. Bu kadar vahim bir durumdaydık. Yani 2011 yılı… Bizim Ortadoğu’da en önemli rakiplerimiz İngiltere ve Fransa’dır. 1969 yılında Arapça servisini kurmuşlar. Düşünebiliyor musunuz aramızda 45 yıl fark vardı. Biz 2012’de kurduk.”