Erzurum’da görev yapan yerel ve ulusal basın kuruluşu temsilcileri, Atatürk Üniversitesi Konukevi 1’de bir araya geldi.
Basın mensuplarını karşılayan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Rektörlük yöneticilerini de basına tanıttı. Samimi bir sohbet havasında geçen tanışma yemeğine gazeteciler yoğun ilgi gösterdi.
Yemeğin ardından basın mensuplarına hitap eden Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, kendisine verilen Rektörlük görevi dolayısıyla gurur duyduğunu belirterek, bu göreve layık olmak için kendisinin ve ekip arkadaşlarının özverili çalışacaklarını söyledi.
Ülkemizde yaşanan 15 Temmuz kanlı darbe girişimini en derin hislerle lanetlediğini söyleyen Rektör Çomaklı, bu girişimde yaralanan gazilere şifa, şehitlere Allah’tan rahmet ve yakınlarına da başsağlığı diledi.
FETÖ İle Mücadele Konusu İlk Gündemimiz
“Atatürk Üniversitesi için çok çeşitli proje ve planlarımız var. Bunları hayata geçirmek için en kısa zamanda çalışmalara başlayacağız” diyen Çomaklı, 15 Temmuz sonrası ülke gündemine paralel olarak üniversite gündeminin de değiştiğini ve dolayısıyla FETÖ ile mücadele konusunun ilk gündemleri olduğunu söyledi. FETÖ ile mücadelenin Atatürk Üniversitesi’nde tüm hızıyla devam ettiğini söyleyen Rektör Çomaklı şöyle konuştu: “Böyle bir darbe girişimine kalkışan terör örgütüyle ilgili kimin ilintisi varsa en yakınımız olsa bile hiç gözünün yaşına bakmadan kesinlikle kurumumuzla ilişkisini kesiyoruz. Ancak bu işi yaparken kılı kırk yararak çeşitli komisyonlardan geçirip o şekilde karar alıyoruz. Hiçbir günahsız arkadaşımızın bundan dolayı zarar görmesini istemiyoruz. Bunu başaracaksak yönetimde olan olmayan bütün öğretim üyesi arkadaşlarımızın omuz vermesi lazım. En kısa zamanda da bu terör örgütünü üniversitemizin kalan kısımlarından da temizleyerek normal gündemimize dönmemiz lazım. Biz bu konuda zerre kadar taviz vermeyeceğiz. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Hastanemizde açığa alınanlardan dolayı bazı servislerimizde doktor kalmadı. Sayın Cumhurbaşkanımızın da talimatıyla, hastane kapansa bile FETÖ ile mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Bugün itibariyle yaklaşık 160 civarında ihraç var. Öğretim üyelerinin ihracını YÖK Genel Kurulu yapıyor. Biz buradan karara bağlayıp YÖK’e gönderiyoruz, idari personelin ihracını ise biz yapıyoruz. Açığa alınan veya ihraç edilen bu 160 kişi içerisinde geriye dönenler de olacak. Seçimlerden önce de adaylar içinden sadece ben, bu cemaatleşmenin kökünü kazıyacağımı defaten ifade etmiştim. Hatta bunu dediğim için de eleştirildim. Bu fikrim ve düşüncem 15 Temmuz’dan önce de böyleydi. Yani üniversitelerde cemaatçiliğin ve gruplaşmanın olmaması gerektiğini, birinci önceliğin liyakat olması gerektiğine inanan biriyim.’’
Sadece Bir Kesimin Rektörü Değil, Bütün Kesimlerin Rektörüyüm
Bugüne kadar Atatürk Üniversitesi’nde 15 rektörün görev yaptığını hatırlatan Çomaklı, ‘Bu rektörlerimizden her biri üniversitemize çok şeyler kattı. Bizim hedefimiz ise aldığımız seviyeden daha ileriye taşımak. Rektör olmadan önce rektör yardımcılığı yapmam bana çok büyük bir avantaj ve tecrübe kazandırdı. Şu an sistemin yoğunluğuna rağmen küçük dokunuşlarla sistemin yürümesini sağlıyoruz. Amacımız üniversitemizde var olan huzur ve barış ortamını devam ettirmek. Biliyoruz ki adalet olmayan bir yerde huzur olmaz. Huzur olmayan bir yerde ise çalışanların aidiyeti olmaz. Dolayısıyla da başarı olmaz. Ben sadece bir kesimin rektörü değil, bütün kesimlerin rektörüyüm. Çünkü şunu biliyorum; bütün çalışanlarımız bize omuz verirse başarılı olabiliriz’’ dedi.
Adaletli, hakkaniyetli ve şeffaf bir üniversite olacaklarına da değinen Rektör Çomaklı, kaynakların kullanımından ve paylaşılmasından kesinlikle taviz vermeyeceklerinin söyledi.
Kendi Kalıplarımız İçinde Sıkışan Bir Üniversite Olamayacağız
Seçim süresince 3. nesil üniversite kavramını gündeme getirdiklerinin ve bunu gerçekleştireceklerinin altını çizen Rektör Ömer Çomaklı, konuşmasına şöyle devam etti: ‘Üniversitemizde şu an 70 bini örgün toplam 240 bin öğrencimiz var. Bu sayının ikinci üniversite kayıtları bitene kadar 300 bini bulacağını düşünüyoruz. Bizim bu öğrencilerimize dünyanın geldiği nokta itibarıyla çağdaş eğitim vermemiz ve dünyayla yarışan bir eğitim sistemini oluşturmamız lazım. Gerek lisans, gerekse lisansüstü eğitimde bunu yapacağız. Eksikliklerimiz var ama bunları aşacağız. Örneğin, profesyonellerden oluşan bir Eğitim Araştırma Merkezimizin olması gerekiyor. Kendi kalıplarımız içinde sıkışan bir üniversite olamayız. YÖK’ün ve devletimizin bizden beklentisi çok büyük. Atatürk Üniversitesi’nin sadece bir bölge üniversitesi değil, aynı zamanda bölge ülkeleri arasında da bir merkez olma görevi var. Dolayısıyla bizim eğitim-öğretim misyonumuzu yeni baştan gözden geçirip, çağımızın şartlarına uygun bir şekilde öğrencilerimizin hak ettikleri eğitimi vermemiz lazım. 3. nesil üniversite kavramı, eğitim, ARGE ve topluma yaptığı katkı anlamını taşıyor. Kısacası verilen eğitim sonrası araştırma ve sonrasında topluma katkı olarak da adlandırabiliriz.’’
Benim Tek Derdim; Atatürk Üniversitesi’ni Bugün Geldiği Yerden Alıp Daha Çağdaş, Daha İleri, Bölgesine ve Toplumuna Yardım Eden Bir Üniversite Haline Getirmektir
Atatürk Üniversitesi’nin topluma belli oranda değer ve katkı sağladığını da hatırlatan Çomaklı, bunun yeterli olmadığını ürettiğimiz projeler ve aldığı patentlerle pekiştireceklerini belirtti. Son 10-15 yılda devlet yöneticilerinin ARGE’nin önünü açmak için çok ciddi anlamda kaynak vermeye başladığını da söyleyen Rektör Çomaklı, ‘Dolayısıyla dünya yaşanan gelişmeleri yakalarken biz bundan geri kalamayız. Eğer bir üniversitede ortaya çıkan bilgi her sahada ekonomiye dönüşmüyorsa bunun bir önemi yok. Dolayısıyla biz de bu anlamda bilgiyi ekonomiye dönüştürmek için elimizden geleni yapacağız. Zaten Atatürk Üniversitesi olarak devletimizin tüm kuruluşlarıyla ve STK’larla sık sık bir araya gelip istişarede bulunacağız. Bizler bu konularda siz basın mensuplarına hep açık olacağız. Üniversitelerin zihin kapılarını artık açması, toplumla beraber, toplumun içinde, topluma yön veren bir yapıya sahip olması lazım. Benim tek derdim; Atatürk Üniversitesi’ni bugün geldiği yerden alıp daha çağdaş, daha ileri, bölgesine ve toplumuna yardım eden bir üniversite haline getirmektir. Bu şehir hepimizin. Gelin el birliğiyle Atatürk Üniversitesi’nin var olan potansiyelinden Erzurum nasıl daha çok faydalanır? Bunu düşünelim.
Çok değerli hocalarımız başka üniversitelere gidiyorlar. Bu hocalarımızı nasıl şehrimizde tutarız diye tartışmamız lazım. Dünyada bilim adamlarına en az değer veren ülkelerden birisi bizim ülkemiz. Bu hocalarımıza sahip çıkalım çünkü bunlar bizim insanlarımız. Bir bilim adamı kolay yetişmiyor. Üniversitemizde var olan öğretim üyesi sayısını azaltmayalım.
Özetle el birliğiyle, başta biz, Erzurum halkı, STK’larımız ve siz basın mensuplarımızla daha iyi nasıl hizmet verebiliriz düşüncesinin derdindeyim. Sizlerin de bu konuda desteklerinizi bekliyorum. Her zaman kapımız açık. İstediğiniz zaman görüşüp konuşabiliriz. Zaman zaman bu şekilde toplantılar yapmayı arzu ediyoruz. Sizlerin halkı bilinçlendirme konusunda toplumsal bir görev yaptığınıza inanıyorum. Hepimiz toplumun birer parçasıyız. İnşallah bu birliktelikten ülkemiz ve milletimiz kazanır. Teşrifleriniz bizi memnun etti, teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
Rektör Prof. Dr. Çomaklı’nın konuşmasının ardından basın mensupları sorularını yöneltti. Üniversite hakkında gelen çeşitli soruları cevaplan Rektör Çomaklı, daha sonra ise basın mensuplarıyla toplu fotoğraf çektirdi.