Önceden kadınlar günü yoktu, çünkü 'Kadınlar size Allah'ın emanetidir.' hadisine inanan erkekler vardı...Eşine ve kız çocuklarına iyi bakan babalar için cennette Peygamber Efendimiz'e komşu olma müjdesine inanmış erkekler vardı,'Cennet anaların ayakları altındadır.' hadisine uyan, kadını bir nimet bilen, şükrünü de ona iyi davranarak eda eden erkekler vardı, eşinin adını söylemeye utanan Mehmet Akif'ler vardı, eşine sultanım diyen, ona hanımefendi diye hitap eden, onu gözünden sakınan,onu haramdan ateşten korur gibi koruyan yiğitler vardı...Eşine ev işlerinde yardımcı olmayı bir eksiklik değil, bir gereklilik gören, kendi çorabını kendisi diken Peygamberimiz vardı..eskiden kadınlar günü yoktu. Haaa bir de unutmadan eşine saygı duyan, onunla yarışa girmeyen, onun gönlünü razı etmeyi kendine görev edinen ve bunu sırf Allah rızası için yapan kadınlar da vardı eskiden...Eşinin eve gelişini dört gözle bekleyen, onun için hazırlıklar yapıp, heyecanlanan, o işe giderken üzülüp ızdırap duyan saliha kadınlar vardı...Eşi razı  değil diye gitmek istediği yere gitmeye çekinen kadınlar vardı. Dört Ata'nın dördü de hak diyerek, eşinin ailesine de kendi ailesi gibi sahip çıkan saliha eşler vardı... Eşi sıcakta çalışıyor diye, evde kendisinin içeceği suyu, yiyeceği ekmeği  Güneş'te bekletip içen saliha kadınlar vardı. Eşine ismiyle hitap edemeyecek kadar çok saygı duyan, bu yüzden ona bey, efendi, siz diye hitap eden, eşini bir hediye, nimet gören kadınlar vardı.O yüzden çok  eskiden kadınlar gününe hiç gerek yoktu...Yine de kutlu olsun mu, olsun...