Daha ilkokuldayken Türkiye’nin en zeki çocuklarını aldılar. İlkokulda ellerinden kaçanları ortaokulda ama bilemediniz lisede mutlaka ağlarıyla yakaladılar.
 
Çalışkan olmayan, derslerinde başarısız olan bir tek öğrenciyle ilgilenmediler.
 
Evet doğru bir çobanın çocuğunu da, zengin bir işadamının çocuğunu da okuttular ama tek bir kriter koydular ortaya… “zeki ve çalışkan olmak…”
 
Bir cemaatti oysa ve amacı “inançlı, Allah’tan korkan, vatana ve millete hayırlı, günahlardan mümkün olduğu kadar uzak” bir gençlik ve topluluk yetiştirmek olmalıydı.
 
Mesela “güneydoğuda bizim eğittiğimiz çocuklar dağa çıkmıyorlar” diyorlardı ancak, dağa çıkması en mümkün olan yoksul çocuklarıyla ilgilenmiyorlardı.
 
Mesela “abilerin ilgilendiği çocuklar suça bulaşmaz” diyorlardı ancak suça bulaşma ihtimali en yüksek varoş çocukları eğer çok zeki değillerse ilgi alanlarının hep dışında kalıyordu.
 
Sonra suça bulaşmaz dedikleri o zeki çocukların bir kısmıyla devleti yıkmaya, binlerce insanı öldürmeye kalktılar…
 
Tarihin en büyük katliamlarından birine kalkıştılar…
 
“Ki şükürler olsun ucuz atlatıldı…”
 
Ali ÇAM'dan "Fetö'nün Günahı" yazısı
 
1987 yılında sadece 10 bilemedin 20 dakikalığına uğradığım yurtlarından çıktığımda “bunlar hain” demiştim.
 
Seneler boyunca Fethullah Gülen’in özel eğitilmiş bir ajan olduğunu ve bu ülkenin başına büyük bir bela olacağını söyledim durdum.
 
Bu düşüncem ilerleyen yıllarda daha da kuvvetlendi. Bir vaizin dünyanın en büyük örgütlerinden birini kurmuş olması akıl sınırlarımı zorladı hep.
 
Dünyanın hemen her ülkesinde örgütlenmeyi başaran, ülkenin kılcal damarlarına kadar girmeye çalışan ve bunu yapmak için her yol mübah diyen bir adamın nesine güvenecektim.
 
Bunu anlattığımda arkadaşlarım çoğu zaman “10-20 dakikada bir cemaati nasıl çözdün. Önyargılısın” derlerdi.
 
Önyargılı olmadığımı zaman ortaya çıkardı. İşin gerçeği şu ki; “Hainlik derken 15 Temmuz’daki gibi bir hainlik aklımın ucundan bile geçmiyordu…”
 
Zira 15 Temmuz’daki gibi vahşi bir kalkışma sanırım hiç kimsenin beklediği bir şey değildi.
 
 
Ne diyorduk…

Sadece soruları değil;
 
Türkiye’nin en zeki çocuklarını da çaldılar…
 
Zengin çocuklarından zeki olmayanlarda onlar için ileride lazım olacaktı. Onları da okutmak ve devletin belli kademelerine getirmek için özel üniversiteler kurdular.
 
Yıllar boyu zenginlerin hem paralarını aldılar, hem de çocuklarını aldılar ellerinden…
 
Başta “vatana millete hayırlı, büyüklere saygılı, inançlı, günahlardan kaçan” gençler olacakları düşüncesiyle başlanılan bu uzun yolculuk bir süre sonra rota değiştirdi.
 
Şu var ki; rotanın değiştiğini yolun başında olanlar değil, yol ayrımına gelenler gördü sadece…
 
Dosdoğru giden yol bir süre sonra keskin bir viraj yaptığında yolun devamının çok farklı olduğu anlaşıldı ancak o yola girenler için artık geri dönüş mümkün değildi.
 
Yola devam edenler “vatan hainliği” gibi korkunç bir sonuca doğru gittiler.
 
 
Fethullah Gülen…
 
29 senedir söylediğim gibi;
 
“Özel yetiştirilmiş bir ajan” olduğunu gösterdi.
 
15 Temmuz’da yaptıklarıyla bu ülkeye tarihinin en büyük zararlarından birini verdi.
 
Ancak ben bu kadarla bittiğini düşünmüyorum.
 
FETÖ terör örgütü bitse de bu ülkeye verdiği zararın etkileri çok uzun yıllar devam edecek…
 
Zira FETÖ haini “Türkiye’nin en zeki çocuklarından koca bir hainler ordusu” çıkardı…
 
Şimdi -sadece- o çocukları devletin kılcal damarlarından çıkarıp attığımız için mutlu mu olacağız?
 
Yoksa vakti zamanında “pırıl pırıl, zeki”  olan bu çocukları FETÖ alçağının ağından kurtaramadığımız ve onların “vatan haini” olarak yetiştirilmesine göz yumduğumuz için de üzülecek miyiz?
 
Görünen köyün kılavuz istemediği bir yerde…
 
Bile bile lades dedik ve işte sonuç bu…
 
 
 Herkes günahının cezasını çeker elbet…
 
Fethullah Gülen’e gelince…
 
Pensilvanya’daki ininde kıstırılan ve akıbetini bekleyen bir köpek gibi kısık sesle havlamaya devam eden teröristbaşı bu milletin en büyük değerlerinden biri olan “evlatlarını” çalmanın da cezasını çekmelidir.
 
Eğer Türkiye’ye getirilebilirse;
 
Sadece vatan hainliğinden değil,
 
Bu milletin “evlatlarını, umutlarını, geleceğini” çalmak suçundan da yargılanmalıdır.

ÖNEMLİ NOT:
Bu yazıdaan FETÖ daha cemaatken ve terör örgütü olduğu bilinmeden önce gönül verenler için VATAN HAİNİ dediğimiz sonucu asla çıkarılmamalıdır. Ak ile kara yaş ile kuru mutlaka ayırt edilmeli ve tek bir masum vatandaşımızın bile mağdur edilmemesi sağlanmalıdır. Fethullah Gülen alçağının ve en yakınındaki isimlerin nasıl desisane bir planla insanları örgütün içine çektikleri ve inandırdıkları herkes tarafından bilinmektedir. Bu yüzden topyekün bir camiaya yakın isimlere VATAN HAİNİ deme gafletine düşmemeli ancak gerçek suçluları da en ağır biçimde cezalandırmaktan kaçınılmamalıdır.