Magazin

Son Meclisin 21 ikonu

Abone Ol

Nuray BABACAN - Bülent SARIOĞLU / İllüstrasyonlar: Serhat GÜRPINAR 7 Haziran seçimleri öncesinde Meclis geçici olarak kapılarını kapattı. 24. dönem milletvekilleri, dört yıllık görev sürelerinin sonuna gelirken, siyaset her dönem olduğu gibi kendi ‘ikonlarını’ yarattı. Hürriyet’in Meclis ekibi, parlamentonun ‘enlerini’ seçti. hürriyet

EN HATİP: BÜLENT ARINÇ (AK PARTİ-BURSA) DOĞRUCU DAVUT Muharrem İnce’nin 2013 bütçe konuşması milyonlarca kez izlense de genel hitabette Bülent Arınç’ın zirvedeki yerini sarsan vekil çıkmadı. Kürsüdeki gücü; Türkçeyi iyi kullanması, kavram zenginliği, ikna hedefli anlatımının ötesinde. ‘Havayı koklama’, atmosferi kendi amacına göre değiştirebilme, yeri geldiğinde gurur okşayıcı mesajlarla muhalefeti teskin etmeyle deneyimini konuşturdu. Partizan kadrolaşmanın tartışıldığı günlerde “Oğluma da bakanlar kadro teklif ettiler” deyiverdi. Bütçe görüşmesinde ‘sarayın maliyetini “Az bir para değil. İsrafa karşıyım” diye sorguladı.

EN ŞAKACI: SIRRI SÜREYYA ÖNDER (HDP-İSTANBUL) VİAGRA İLÇE OLSUN! Çözüm sürecindeki rolü nedeniyle dönemin son yıllarında Meclis’ten uzak kalsa da ironik sataşmalar ve nüktedanlıkta ona yaklaşan olmadı. İçişleri Bakanlığı sırasında İdris Naim Şahin’e yazdığı şiirle biraz atmosferi gerdi. Ama kuliste oturduğu her ortamdan kahkahalar yükselmesiyle yerini belli etti. Büyükşehir Yasası’nda Manisa’da ‘Bülent Arınç’ adıyla ilçe kurulması için ‘mücadele’ etti. ‘Mesir’ ilçesi yerine ‘Mesir Macunu’nu önerdi; reddedilince ‘Viagra’yı denedi. Başkanlık Divanı’nın arkasındaki dinlenme odasında telefonları “Buyurun ben Cemil Çiçek” diye açtı

EN DEVAMSIZ: ENVER ERDEM (MHP-ELAZIĞ) GİZEMLİ YABANCI Meclis’i takip edenler, devamsızlıkta, CHP’li Sabahat Akkiraz ile Tolga Çandar’ı ön sırada görebilir. Ancak hiç duyulmayan gizemli öyküsüyle MHP Elazığ Milletvekili Enver Erdem onları geride bırakıyor. Seçildikten kısa süre sonra onu parlamentoda gören neredeyse olmadı. Rivayete göre yasama döneminin başında Devlet Bahçeli ile anlaşmazlığa düşünce memleketine gitti ve geri gelmedi. Siyasete küstüğü, hatta şehir merkezine bile fazla uğramadığı söylendi. 2013’te babasını kaybettikten sonra da köyünde ‘inzivaya çekildiği’ anlatıldı. Bir dönemi sessiz sedasız tamamladı.

EN DEVAMLI: ŞİRİN ÜNAL (AK PARTİ-İSTANBUL) MECLİS'İN ASKERİ Şirin Ünal, siyasetin ‘generalleri’ arasında bulunuyor. AK Parti sıralarında bir askeri görmeye pek alışık olmadığımız için tümgeneral rütbesiyle TSK’daki görevini sonlandıran Şirin Ünal’ın varlığı çok ilgi çekti. Harp Akademisi’nde aldığı terbiye ve edindiği askeri disiplini dönem boyunca Meclis çalışmalarına yansıttı. Ünal, partisinin en devamlı milletvekili seçildi ve bu durum önce Tayyip Erdoğan, ardından da Ahmet Davutoğlu tarafından kürsüden ilan edildi. Tüm çalışmalara katıldı ve tüm yoklamalarda hazır bulundu.

EN CENTİLMEN: MAHİR ÜNAL (AK PARTİ - K.MARAŞ) ÜNAL, MAHİR ÜNAL AK Parti’deki siyasi ekibin yeni yüzlerinden olan Mahir Ünal, hızla dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Meclis içinde siyasetçilerle ilişkilerinde son derece özenli ve dikkatli davranan Ünal, diğer partilerin milletvekilleriyle de ilişki kurmakta zorlanmadı. Kadın milletvekillerine yönelik zarif davranışlarıyla da dikkat çeken Ünal, yarattığı ‘mesafeli’ görüntüsünü de kısa sürede yıkmayı başardı. Ünal, Meclis’in en centilmen milletvekili unvanını açık ara elinde tutan MHP’li Murat Başesgioğlu’nu yakalayan yeni isim oldu.

EN SESSİZ: AYDIN BIYIKOĞLU (AK PARTİ-TRABZON) BİR YALNIZ ADAM Meclis’in en sessiz milletvekili olma unvanını kimseye bırakmaz. Genellikle kuliste ve Meclis bahçesinde yalnız oturmayı tercih eden, bölge milletvekilleriyle bile nadiren sohbet ettiği görünen, ceketini çıkarıp sandalyesinin arkasına asıp, beyaz gömleğinin kollarını sıvayarak önündeki kitap-belge ve kâğıtlara gömülen Bıyıklıoğlu’nun genel görüntüsü “Benim burada ne işim var?” olarak özetlenebilir. Kürsüye dahi çıkmayan Bıyıklıoğlu, siyasete geldiği gibi sessizce veda etti.

EN BİRLEŞTİRİCİ: MEVLÜT ASLANOĞLU (CHP-İSTANBUL) BİNLERCE HAYATA DOKUNDU Yıllarca en çalışkan vekil olarak doğru bildiklerini söyledi. Etkili muhalefet yürütmesine karşın kimseyi kırmadı. Çözüme dönük mesajlarıyla kapsayıcı oldu. Meclis koridorlarında ikramlarıyla kışın kuru kayısıyı, yazları taze kayısıyı eksik etmedi. Bağışları ve yardımlarıyla binlerce vatandaşın hayatına dokundu. Vefatıyla da değişik partilerden vekil arkadaşlarını acıda birleştirdi. Cenazesini tüm partilerden temsilciler uğurladı. Sağlık Bakanı 2015 bütçesini onun hatırasına adadı. Yasama döneminin kapanış mesajlarında da saygıyla anıldı.

EN SANATSEVER: MEHMET DOMAÇ (AK PARTİ-İSTANBUL) SANATIN VE SANATÇININ VEKİLİ AK Parti’de bir isim var ki Meclis’e geldiği ilk günden bu yana resim sanatına ilgisi nedeniyle sık sık gündem konusu olmuştur. Domaç, sadece İstanbul’da değil, Ankara’daki sanat galerilerinin müdavimidir. Hatırı sayılır bir resim koleksiyonu olan Domaç’ın, hem İstanbul hem de Ankara’daki evinin duvarlarını ünlü Türk ressamlarının tabloları kaplar. Domaç, bununla da yetinmedi Meclis’teki 40 metrekarelik odasının duvarlarını sanat galerisine çevirdi.

EN ASABİ: MAHMUT TANAL (CHP-İSTANBUL) ATARLI KESKİN SİRKE Sakin bir mizaçla tanısak ‘en çalışkan’, ‘en eylemci’ kategorisine de girebilirdi. Kavgalı gürültülü Genel Kurul ve komisyonlarda ön saflarda yer alması olağanlaştı. Ama gerilimsiz toplantılarda bile ‘atarlanan’ tavrıyla partili arkadaşlarına da “Bu ne hiddet ne celal” dedirtti. Bir hukukçu olarak haksızlığa, adaletsizliğe tahammül gösteremediğini ortaya koydu. İçeride, dışarıda eylemlerde olmanın bedelini kırık parmak, kafa, incinen bacak, cop ve gazla ödedi. Onlarca danışman değiştirmek zorunda kaldığı biliniyor. ‘Pro-aktif’ siyasetin artısı ise önseçim başarısıyla geldi.

EN ÇALIŞKAN: DOĞAN KUBAT (AK PARTİ-İSTANBUL) HEDİYESİ KALP KRİZİ İstanbul Milletvekili Doğan Kubat, yaptığı işle, Meclis İçtüzüğü’nde karşılığı olmayan yeni bir ‘görev’ yarattı. AK Parti Grup Yönetim Kurulu üyesi olan Kubat, kendi grup başkanvekilleriyle muhalefetin grup başkanvekilleri arasında ‘mekik diplomasisi’ yapan isim olarak dikkat çekti. En karınca vekil olarak adlandırılan Kubat, özellikle sıkıntılı yasalar ve önergelerde uzlaşma sağlanması için gruplar arasında sessiz ve derinden yaptığı görüşmelerle tanınıyor. Tabii böylesine yoğun bu tempo, kendisine günde bir paket sigara ve kalp krizi olarak geri döndü.

EN TEKNOLOJİK: MELDA ONUR (CHP-İSTANBUL) YASAĞI İNTERNETLE DELDİ Kavramın tam anlamıyla ‘aktivist’. Asıl mesleği gazeteciliği teknojiyle birleştirdi, Türkiye’de parlamenterliğin Avrupai örneğini sergiledi. Genel Kurul’daki yayın sınırlamasını ustream internet platformu aracılığıyla deldi. Sosyal medyada büyük ilgi gören canlı yayını bazı televizyonlarca da aktarıldı. Gizli oturumdaki çekimleriyle kapalı kapılar ardındaki kavgaların ‘kanıtlarını’ da kayda geçirdi.

EN ŞIK: NİMET BAŞ (AK PARTİ-İSTANBUL) YÜKSEK ÖKÇELER Partisindeki genel kadın profilinin dışında görüntü sergileyen Nimet Baş, özellikle bakanlık yaptığı dönemlerde foto muhabirlerinin en çok aradığı yüz oldu. Renkli kıyafetleri, topuklu ayakkabıları, fularları ve güneş gözlükleriyle siyasete yeni bir tarz getirdi. Hatta bir dönem stil ikoni seçilip, kıyafetleri modacılar tarafından değerlendirme konusu yapıldı. Sıklamen ve yavruağzı renkleri Meclis’e taşıdı.

EN ABLA: MERAL AKŞENER (MHP-İSTANBUL) TATLI-SERT BAŞKAN İki dönem TBMM Başkanvekiliği yaptı. Yönetim tarzıyla, MHP’li arkadaşlarına sert çıkacak kadar adil olmasıyla tüm partilerin vekillerinde saygı ve sempati uyandırdı. Kürsüdeki “Aman beni öldüreceksiniz”, “Kızdırmayın şimdi beni aaa” gibi cümleleriyle de ‘Mahallenin sevilen ablası’ gibi görüldü.

EN GÜZEL: CANDAN YÜCEER (CHP-TEKİRDAĞ) FARKLI BİR AURA Sahada zor şartlarda bile kendine özen göstermesinin yanı sıra her daim güler yüzlü, sıcak yaklaşımıyla ‘güzellikte’ rakiplerinin birkaç adım önüne geçti. Seçmenlerine samimi yaklaşımı, sıcak diyalog kurma becerisi hekimlik başarısının da sırrı olabilir. Fiziki güzelliği taçlandıran bir ‘aura’ varsa kendisinde mevcut olduğu kesin. Önseçimde aldığı sonuçla seçim çevresini ihmal etmediğini de gösterdi.

EN KÜFÜRBAZ: ZEYİD ASLAN (AK PARTİ-TOKAT) ÖFKE KONTROLÜ YETMEDİ Yasama döneminin başından sonuna kadar küfür ve hakaretleriyle gündem oldu. Meclis tutanaklarına da giren galiz küfürleri nedeniyle hem CHP’li Kamer Genç’e hem Muharrem İnce’ye tazminat ödemeye mahkûm edildi. Bir grup kadın parlamento muhabiri de hakaretlerine maruz kalınca Genel Kurul’da özür diledi. Meclis’te küfürleri nedeniyle kınama cezası alsa da AK Parti’deki disiplin sürecinden cezasız kurtuldu. Bir ara özeleştiri yapıp öfke kontrolüne çalıştı ama yasama döneminin finalini de küfürlü yaptı. Meclis kapanmadan iki gün önceki kavgada CHP’lilere dönük küfürleri üzerine bir AK Partili kadın milletvekili kulaklarını kapattı.

EN SOSYAL: MUSTAFA BALBAY (CHP-İZMİR) HAPİSTE BİLE KOŞTU Demir parmaklıkların, hücrelerde yıllar süren esaretin ardından özgürlüğe dönüşü hızlı oldu. Hem parlamentoya hem seçmene zaman ayırdı. Özgücünü önseçimde gösterdi. Hesabına göre İzmir ve çevresinde günde ortalama 550 kilometre yol kat etti, 700’e yakın kişiyle görüştü. Yıllarca ailesinden ayrı kalmasına karşın Meclis’te gece mesailerinin dışında, seçim çevresinde sabah 07.00’de başlayan mesaisi bazen gece 01.00’e kadar sürdü. Geçen dönem cezaevinden listeye konulması nedeniyle bu kez “Boyumun ölçüsünü almaya geldim” diyerek İzmirlilerin karşısına çıktı. Liste başarısı üzerine “Benim için siyasetçi Mustafa Balbay bugün doğdu” dedi.

EN POPÜLER: KAMER GENÇ (CHP-TUNCELİ) ANCAK HASTALIK AYIRDI En popüler... Halen ve daima... 75 yaşının 24 yılı bilfiil parlamentoda geçti. Danıştay Savcılığı ve Tetkik Hakimliğinden gelen sorgulama becerisini, idari bilgisini, TBMM İçtüzüğü ve anayasaya hâkimiyetini sonuna kadar konuşturdu. Bazen muhalefet grup yöneticilerine bile sürpriz gelen sıradışı hukuki tezlerle iktidarı zorladı. Kimi zaman vicdanların sesi, kimi zaman yüksek tansiyonun kaynağı oldu. Onu ancak ABD’de tedavi olmaya götüren ağır hastalığı Meclis’ten uzaklaştırabildi. Son aylardaki yokluğuyla iktidar grup yöneticileri görece rahatladı. Yine parlamentoya girmek için mücadeleyi bırakmadı ama CHP, bu kez onu listeye almadı.

EN KONUŞKAN: ÖZCAN YENİÇERİ (MHP-ANKARA) HER KONUDA FİKRİ VAR Gökkubbenin altında söylenebilecek her şeyini bu dört yılda parlamentoda söylemiş olsa gerek. ‘Kürsü dokunulmazlığı’nı dolu dolu kullandı. Meclis, 5-6 ay sonraya uzanan periyotta haftalık basın toplantısı rezervasyonunu onunla tanıdı. Bir yarım saatlik dilim yetmeyince ikişer yarım saatlik dilimler halinde toplantılarını yapmaya başladı. Mikrofondaki gür sesiyle, toplantı salonuna girmeyen gazetecilere de mesajını ulaştırmayı başardı. Uzatılan hiçbir mikrofonu geri çevirmedi. Yetmedi; bakanlara 676 sözlü soru önergesi, 8378 yazılı soru önergesi verdi. Ne var ki yüksek performansı MHP’de yeniden listeye girmesini sağlayamadı.

EN EYLEMCİ: MUSA ÇAM (CHP-İZMİR) TOKMAKLA YARALANDI Her sorunu görünür hale getirmeyi başardı. İş kazalarını baretlerle, ölüm listeleriyle, grev yasaklarını tişörtlerle, ‘saray’ eleştirisini gösterişli fotoğraflarla yaptı. Gezi eylemlerinde öldürülen gençleri fotoğraflarıyla, Soma’daki işçileri isimleriyle kürsüye taşıdı. Yeri geldiğinde komisyonda #direnhekim hashtag’i açtı. Ermenek’te madende oğlunu kaybeden Recep amcanın yırtık lastiğini kürsüye taşıdı. İç güvenlik Yasası’nın kavgalı görüşmelerinde tokmak darbesiyle yaralandı. Bazen de alanlarda polis tarafından tartaklandı. İzmir’de birlikte eğitim protestosuna katıldığı oğlunu gözaltına alınmaktan kurtaramadı.

EN SATAŞMACI: MEHMET METİNER (AK PARTİ-ADIYAMAN) KADROLU LAF ATICI TBMM sitesindeki kayıtlara göre ilk imza sahibi olduğu kanun teklifi sayısı sıfır. Sözlü soru ve yazılı soru önergesi sayısı da sıfır. Ancak Meclis tutanaklarında belki de adı en fazla geçen milletvekilleri arasında. Bunun, en devamlı vekillerden biri olmasının yanı sıra, ön sıradan muhalefet sözcülerine en fazla sataşan milletvekili olmasıyla da ilgisi var. Bazen kavgaların fitilini ateşledi. CHP’li Muharrem İnce birçok kez ‘Ön sırada kadrolu laf atıcı’ olarak suçladı. HDP’li Sırrı Süreyya Önder bir kez, “Öne oturmanı yasak etmişlerdi, orada da rahat durmuyorsun. Kombine biletini iptal mi ettiler?” diye sordu.

EN ŞOVMEN: ENSAR ÖĞÜT (CHP-ARDAHAN) PİŞMİŞ KELLE ALIR MIYIZ? Parlamentoya taşıdığı ürünler Meclis Başkanı’nı çileden çıkarsa da tarzını hiç değiştirmedi. Hayvancılık ve hayvan üreticilerinin sorunlarına odaklandığından görsel malzemeleri de bunun türevleri oldu. Kürsüye makarna, süt, kaşar taşımakla başladı. Derken ot, saman, karkas etle devam etti. Dağıttığı kavurmanın kokusu koridorlara yayıldı. Hastalıktan telef olmuş sığırın iskeleti, görenlerde istediği rahatsızlığı yaratıyordu. İlk kez bir koç, sayesinde kesilmeden Meclis’i görme olanağı buldu. Meclis Başkanlığı’nın ‘ürün yasağı’ da onu durduramadı. Pırlanta, gemi maketiyle tarzını değiştirdi mi derken kürsüde ‘pişmiş kelle ile finali yaptı.