Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yanıtlayan Şahin, Türkiye ile AB arasında yarından itibaren başlayacak görüşmelerle Türkiye'ye 3 milyar avroluk kaynağın aktarımı ve Avrupa ülkelerine vizesiz seyahat konularında önemli aşamalar sağlanacağına inandığını söyledi.
Geçen yıl yapılan görüşmelerde Türk vatandaşların da Avrupa ülkelerine vizesiz seyahatinin öngörüldüğünü anımsatan Şahin, bu konudaki müktesebatın önemli ölçüde tamamlandığını bildirdi. Şahin, şöyle devam etti:
"Ön görüşmeler geçen yıl ekim kasım aylarında tamamlanmıştı. AB'nin önümüze koyduğu yol haritaları ve tamamlanması gereken müktesebat var. Geçen yıldan bu yana önemli mesafeler kat edildi. İlgili yasalar TBMM'ye sunuldu. Yine 72 maddelik beklenti listesinin büyük çoğunluğu karşılandı. Vize serbestisi için geri kabul anlaşmasının devreye girmesi gerekiyordu. Son olarak Yunanistan'a Türkiye üzerinden gittiği belirlenen 300 kişinin geri kabulünü gerçekleştirdik ve bu uygulama da fiilen devreye girdi. Pazartesi günü Başbakanımız başkanlığındaki heyetimizin AB yetkilileriyle yapacağı temaslar önümüzdeki ekim ayında gerçekleşecek vize serbestisi için önemli olacak ve süreci belirleyecek."
Suriye'deki ateşkes ve mülteci konularının da ana gündem maddeleri olacağını aktaran Şahin, 3 milyar avroluk desteğin Türkiye'ye ödenmesinin de görüşmelerde konuşulacağını söyledi.
Avrupa'da bu paranın nasıl verileceği ve takibinin nasıl yapılacağı konusunda anlamakta güçlük çekilen dirençlerle karşı karşıya kaldıklarını vurgulayan Şahin, "Bizden istenen ihtiyaç analiz listelerini hazırlayıp AB'ye ilettik. Yarın yapılacak görüşmelerde bu paranın Türkiye'ye akış süreci de belirlenecek. Ben bu noktada çok beklenmeyeceğini ve önümüzdeki bir iki ayda işler hale gelmiş olacağını umut ediyorum" dedi.
Şahin, geri kabul anlaşmasıyla Avrupa ülkelerindeki mültecilerin iade edilerek "Türkiye'nin yabancı cennetine dönüşeceği" şeklinde bir algının oluşturulmaya çalışıldığını, ancak bunun gerçeği yansıtmadığına değindi.
- 'Bu süreç algılandığı gibi kolay bir süreç değil'
Geri kabul anlaşmasının, Suriye krizinden önce AB ile Türkiye arasında yapılan bir anlaşma olduğunu belirten Şahin, şunları ifade etti:
"Bu anlaşma direk Suriyelileri hedef almıyor. Bu anlaşma; Türkiye üzerinden illegal yollarla Avrupa'ya geçmiş olan yabancı insanların geri kabulünü öngörüyor. 'Avrupa Birliği'nin önüne gelen yabancıları Türkiye'ye geri göndererek ülkemizin illegal göç ülkesi haline geleceği' algısı doğru değil. Geri kabulünü yapacağımız illegal göçmenlerin Türkiye üzerinden Avrupa ülkesine girdiğinin ispatını istiyoruz. Ülkemizde kaldığını ispatlayan bir otel veya harcama faturası olabilir. Öncelikle Avrupa ülkesinden bu belgeler Türkiye'ye gönderilecek. Bize geldikten sonra komisyonumuz bu belgeleri inceleyecek ve onay vermesiyle süreç başlayacak. Zaten ikili anlamda birçok ülkeyle bu anlaşma geçmişte imzalanmıştı. Yunanistan ile de aramızda yıllar önce geri kabul anlaşması imzalanmıştı. Bu anlaşma kapsamında Yunanistan'ın bize gönderdiği 100 bine yakın geri kabul için isim listesi vardı. Ancak komisyonumuzun yaptığı inceleme sonrası bunların sadece 2 bininin Türkiye'ye girmesi uygun görüldü. Biz 2 bin kişiyi kabul edeceğimizi beyan ettik ama Yunanistan sadece 100 kişi gönderebildi. Bilinmeli ki bu süreç algılandığı gibi kolay bir süreç değil. Belli kural ve kaidelere bağlı. Kimse yanlış algıya kapılmasın, Türkiye yabancı veya mülteci cennetine dönüşmeyecek. Belli kurallar var, hem karşı taraf hem biz işleteceğiz ve ülkemizde kurulu komisyon onay verirse mültecileri geri alacağız."
Şahin, Avrupa ülkelerine vizesiz seyahat konusunda sıkıntı olmadığına işaret ederek, Türkiye'nin istenen müktesebatı karşıladığını ve TBMM'deki bütçe görüşmelerinin ardından ekim ayından itibaren Schengen bölgesine Türk vatandaşların vize almadan gitmeye başlayacaklarını kaydetti.