Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin “Darbenin Karşısında, Demokrasinin ve Milli İradenin Yanındayız” başlıklı bildirisi 81 ilde aynı anda okundu.
Gaziantep Demokrasi Meydanında, Ziraat Odaları İl Koordinasyon Başkanı Cuma Yiğit tarafından okunan ortak bildiri metninde, Yiğit, birlik ve beraberliğin önemine vurgu yaparak, “Darbelere karşı tek yürek olmalıyız’’ dedi.
Yiğit, konuşmasının devamında, “Üretim ve ülke kalkınması için çaba harcadığımız, el birliğiyle terör belasıyla mücadele ettiğimiz bir dönemde hain bir darbe girişimiyle karşı karşıya kaldık. Milli iradenin yine ve ancak millet tarafından değiştirilmesi dışında bir müdahaleyi asla kabul etmiyor, milletin iradesi dışında bir irade de tanımıyoruz. Gün milli iradeye ve demokrasimize sahip çıkma günüdür. Hiçbir darbe, hiçbir kalkışma asla meşru değildir ve hiçbir şekilde, hiçbir gerekçeyle savunulamaz. Her türlü darbe girişimi ülkemizin huzur içinde kalkınmasına, geleceğimize darbe vurmak demektir. Demokrasiye vurulacak her darbe, ülkemize yapılabilecek en büyük ihanettir. Cumhurbaşkanımız, Meclis Başkanımız, Başbakanımızdan başlayarak bütün yöneticilerimiz ve milletimiz ilk andan itibaren tek vücut olarak darbecilerin hesaplarını boşa çıkardılar. Biz de hain planın açığa çıkmasının hemen başından itibaren, 4,5 milyon üyemizle darbeye karşı durduk, demokrasiye ve milletin iradesine sahip çıktık. Bütün çiftçiler olarak yüce milletimiz önünde bir kez daha vurgulamak isteriz ki, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da tavrımız değişmeyecek. Canımız pahasına bu vatana, bu bayrağa ve demokrasiye sahip çıkacağız. Dünyanın ekonomik krizler yaşadığı bir ortamda güçlü bir siyasi istikrar gerekiyorken, ülkemizde demokrasiyi geliştirmeye, ileri demokrasiyi kurmaya çalışıyorken, demokrasiyi sekteye uğratacak her türlü darbe girişimi, bu ülkeye yapılabilecek en büyük düşmanlıktır. İktidarı ve muhalefetiyle bütün siyasi partilerimizin darbeye karşı tek vücut olması, ortak bir bildirinin altına imza atması, bombalar altında Meclis’i terk etmemesi, demokrasimiz açısından çok büyük kazanımdır. Artık demokrasimizin büyük bir olgunluğa ulaştığının göstergesidir. Hain planları yapanlar, bu planı uygulamak üzere harekete geçerek kendi halkına kurşun yağdıran üniformalı teröristler ile bu konuda hiçbir sorumluluğu olmayan, hiçbir suçu ve günahı bulunmayan masumlar, çok kısa sürede ayrıştırılmalıdır. Korumakla görevli olduğu kendi milletine mermi yağdıran hain çetenin üyeleri hak ettikleri cezaya en kısa süre içinde çarptırılmalı, milletin vicdanı rahatlatılmalıdır. Ülkemizin dört bir yanında terör örgütleriyle büyük bir mücadele verdiğimiz ve bu mücadelede büyük başarılar edilmekte olduğu asla dikkatlerden uzak tutulmamalıdır. İç ve dış mihraklı teröre karşı yürütülen operasyonların, elde edilen başarıların milletin bağrından çıkan gerçek kahramanlarımız, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin bütün unsurları ve Emniyet Teşkilatımızın bütün birimlerince omuz omuza birlikte yürütüldüğü asla unutulmamalıdır. Temmuz tarihi bir yanıyla kara bir leke olarak tarihe geçmiştir. Ancak bu tarih, bir yanıyla da bundan böyle, demokrasi şehitlerinin ve milletin devletiyle bir ve tek vücut olarak kendi iradesine sahip çıktığı bir tarih olarak anılacaktır. Gelecek nesillerce de asla unutulmaması gereken 15 Temmuz tarihi, “15 Temmuz Demokrasi Şehitlerini Anma ve Milli İrade Günü” olarak ilan edilmelidir’’ ifadelerini kullandı.