Kocaeli Barış Platformu Sözcüsü Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, "Her gelen ölüm haberi, patlama, yol kesme, ateşe verme haberi ile yıkıldığımız bugünlerde 1 Eylül Barış Günü yanan yürekler, kurumuş dudaklar için serin bir merhamet müjdesi, göğüsleri genişleten bir çıkış günü olmalıdır." dedi.

Gergerlioğlu yaptığı açıklamada, çözüm sürecinin kesintiye uğradığı, çatışmaların, ölümün, kanın devam ettiği bugünlerde barış adına son derece üzüntü içerisinde olduklarını belirtti. Gergerlioğlu, şöyle devam etti: "Her gelen ölüm haberi, patlama, yol kesme, ateşe verme haberi ile yıkıldığımız bugünlerde 1 Eylül Barış günü yanan yürekler, kurumuş dudaklar için serin bir merhamet müjdesi, göğüsleri genişleten bir çıkış günü olmalıdır. Şiddetin devamı kin, nefret, toplumsal bölünme ve kötülüğün hâkimiyetinden başka bir şey değildir. Barış diyeni bile zor bulacağımız günler gelmeden önce gelin 'barış' diyelim, 'kardeşlik' diyelim.

Bunun yolu ise tüm acılara, kederlere çare olacak bir merhamet iklimi oluşturmaktır. Bu iklimin oluşması, aklıselimin galip gelmesi, yıkarak değil, yaparak insanlığı inşa edebileceğimiz bir ortamın sağlanmasıyladır. Ateşlere benzin dökülen, her mazlumun acısının siyasi kutuplaşmaya kurban edildiği bugünlerde gelin biran evvel ateşe su dökelim, barışa dönelim. 'Bana dokunmayan ateş'in olmadığını bilenler olarak onu söndürmekten başka yapacağımız bir şey yoktur. Konuşarak anlaşacağız, yakarak, vurarak, öldürerek varılacak yer zorbalığın hâkimiyetinden başka bir şey değildir. Kin ve nefret dilini toplumsal depreme neden olmadan durduralım. Gelin barışa yaklaşanı öne çıkaralım, uzaklaşanı da kınayalım. Ateşkeste de 'barış' diyelim, savaşını başlamasında da 'barış' diyelim."

"Artık çocuklar ölüyor parçalanarak, feryatlar en katı kalpleri bile eritiyor. Kurşunun kimliğini sormayın, yarattığı acı için insanlığınızı unutmayın. Her şeyin unutulduğu, kutuplaştırıldığı bugün çığlığımız insani olan içindir, artık bu yürekten feryadı anlayın, gözlüğünüze göre yorumlamayın." diyen Gergerlioğlu, şunları kaydetti: "Bu merhamet ikliminin sağlanması ve çözüme tekrar yoğunlaşmamız için PKK silahlarını derhal susturmalı, yerleşim yerlerinde sivillerin can güvenliğini tehdit eden eylemlerine son vermeli, kestiği yollarda masum insanların hayatına kast etmemeli ve kaçırdığı tüm kişileri serbest bırakmalıdır.

Devlet ise bunun ardından operasyonlarını durdurmalı, masayı tekrar kurmalıdır. Sorunların ana çözümcüsü olmalıdır. Devletin toplum güvenliğini, huzurunu sağlayan rolünün hakkını vermelidir. 1 Eylül Barış günü öncesi kaybını önleyeceğimiz her canı kurtarabilmenin en önemli gayret olduğunu söylüyoruz. Geri gelmeyecek can kaybımızı durdurmak için her kesime çözüm ve barış için hakkı ve sabrı tavsiye ediyoruz."