Küresel Araştırma Merkezi (GRTC) Ebu Heysem Akademi Koordinatörü Ahmet Şahin, Arap Baharı’nın 15 Temmuz’da bittiğini dile getirerek, tersine dönecek sürecin de Suriye’de başladığını kaydetti.
Şahin, Küresel Araştırma Merkezi adına yaptığı açıklamada, 15 Temmuz darbe girişiminin sadece Türkiye odaklı bir hareket olmadığını, aynı zamanda Arap coğrafyasında başlayan ve ’Arap Baharı’ diye adlandırılan bir oyunun son parçası olduğunu ifade etti. Şahin, "24 Ağustos günü sabaha doğru 04.00 sularında başlayan Fırat Kalkanı Operasyonu hızlı bir şekilde devam etmektedir. Şuan edinilen bilgilere göre önemli miktarda bölge DAEŞ’ten temizlenip ÖSO kontrolüne geçmiş bulunmaktadır. DAEŞ militanlarının büyük bölümü El Bab bölgesine doğru çekilmeye başlamışlardır. Türk ordusu batı uzantısına doğru hareket etme eğilimi göstermesine rağmen operasyonun sadece tek yönde olmayacağı tahmin edilmektedir. Arap muhalif güçler ile Türkmen güçler Türk ordusunun yanında çatışmaları sürdürmektedirler. Aslında operasyonun en can alıcı noktası da budur. Suriye’de Türkiye’nin önderliğinde birlik ve kardeşlik vurgusu yoğun bir şekilde yapılmaktadır. Türk askerlerinin sosyal medyada yer alan resimlerinden anlaşılan ortamın tamamıyla kurtarılması ve temizlenilmesi gayesine matuf bir operasyon olduğu anlaşılmaktadır. Askerlerimizin ve Suriye’deki muhalif güçlerin mutlu yüz ifadeleri yıllardır özlem duyduğumuz kardeşlik bağımızı akla getirmiştir. 100 yıl önce Sykes Picot anlaşmasında çizilen sınırların artık ortadan kalktığını gösterir niteliktedir. Cetvellerle çizilen sınırların bugün kardeşlik bilinci ile silindiğini ve buna karşı Müslümanlar’ın her daim kardeş olduğu algısı yeniden vücut bulmaktadır. Ulus devlet mantığı ile aşılanan sınırlar ve kardeşliklerin arasına sınır koyan tutumlar ortadan kalkmaktadır. Sadece askeri ve siyasi hareket olmayıp sosyolojik olarakta Suriye’de birliğin ve huzurun kurulması yönünde bir eylem olduğu anlaşılması gerekmektedir. Emperyalist devletlerin aksine Türkiye’nin tavrı barış ve huzur odaklı olup, tarihi birlikteliğin ve bağlılığın getirdiği sorumluluk doğrultusundadır. 15 Temmuz darbe girişiminin sadece Türkiye odaklı bir hareket olmadığı, aynı zamanda Arap coğrafyasında başlayan ’Arap Baharı’ diye adlandırılan bir oyunun son parçası idi. Darbe girişiminin boşa çıkması Arap Baharı’nın da sonunu getirmiştir. Buna karşı Türkiye liderliğinde başlayan coğrafyadaki bu hareketin temel argümanı ise Arap Baharı’nın ortaya koyduğu kaosu bitirmektir" diye konuştu.
"Müslümanlar, ’Arap Baharı’ diye adlandırılan bu oyunu bozabilecek güce ve cesarete sahiptirler"
"Cerablus’ta başlayan operasyonu bu hareketin ilk adımı olarak nitelendirmek mümkündür" diyen Ahmet Şahin, "Tunus’ta başlayan Arap Baharı 15 Temmuz ile tersine dönmüş olup, ilk karşı kıvılcımını da Suriye’de göstermektedir. Domino tersine hareket edip, yıkılan ve yağmalanan bu coğrafyalar tersine hareket ederek kurtuluş mücadelesine doğru yol alacaktır. Bu kurtuluşun oluşmasının ve dirilişin gerçekleşmesinin en büyük koşulu Müslümanlar’ın ortak hareket etmesidir. Suriye’de gördüğümüz tebessümlü yüzler aralarında kan bağı olmamasına rağmen birbirinin imdadına koşarak giden insanların türleridir. Müslüman kardeşinin yardımına tebessümle giden Müslümanlar, ’Arap Baharı’ diye adlandırılan bu oyunu bozabilecek güce ve cesarete sahiptirler. Suriye’de başarılması durumunda tüm coğrafyada halklarda yankı uyandıracaktır. Müslümanlar’ın yeniden birleşebilmesi için tebessümün eksik olmaması ve kardeşlik bağının unutulmaması gerekmektedir. Yeni Türkiye’nin kaderi de coğrafyasına bağlıdır" ifadelerini kullandı.