Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Diyarbakır eski milletvekili Cuma İçten, Dicle Üniversitesi’nin FETÖ’nün Kandili olduğunu daha önce açıkladıklarını söyledi.
AK Parti Diyarbakır eski milletvekili Cuma İçten, Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde (GGC) basın mensupları ile bir araya geldi. İçten, 12 Nisan 2014’te gazetecilerin karşısına geçip o dönem başörtüsü takan ve şu anda FETÖ/PDY soruşturması kapsamında tutuklanarak cezaevine gönderilen Ayşegül Jale Saraç ile ilgili tüm açıklamaların doğruluğunun, bugün ortaya çıktığını kaydetti. 12 Nisan 2014’te Dicle Üniversitesi ile ilgili yaptığı açıklamalarda haksız olmadığının bugün ortaya çıktığını aktaran İçten, askeriyenin içerisinde ve Türkiye’nin bütün kurumlarında, akademik kariyer yaparak kendi memuriyetlerinde ve çalıştıkları kurumlarda önlerini açarak, 35-40 yaşında korgeneral, tuğgeneral, orgeneral olduklarını ifade ettiklerini kaydetti. İçten, “Çalıştıkları kurumlarda, yaşı itibari ile gelmeyecek yerlere, Dicle Üniversitesi’nde almış oldukları sahte belgelerle kurumların en tepesine yerleştiğini ifade ettik. Dicle Üniversitesi’nin yine, geçtiğimiz yıllarda açıkladığımız maddelerde FETÖ dönen bu örgütün Diyarbakır’daki Kandil’i olduğunu, PKK’nın nasıl Kandil’i varsa, Dicle Üniversitesi’nin FETÖ’nün Kandil’i olduğunu, bütün kurumlara eleman kazandırdığını, akademik unvanların sahte olduğunu, bütün bunların hepsini açıklamıştık” diye konuştu.
“Açıklamamız dikkate alınmadı”
12 Nisan 2014’te yaptıkları açıklamanın, özellikle Bülent Arınç tarafından tepkiyle karşılandığını belirten İçten, şunları söyledi:
“Açıkladığımız 64 madde Bülent Arınç tarafından incelenmiş olsaydı, AK Parti’nin içindeki AKP’liler tarafından incelenmiş olsaydı, başörtüsünü değil, o gün yapılacak operasyonu konuşurduk, bugün de 15 Temmuz’da 260 insanımız şehit olmayacaktı. Alçakların Diyarbakır Havaalanı’ndan kaldırdıkları uçaklarla hepimizi temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) bombalanmış, sivil insanlarımızın üzerine bomba atmıştır. O gün Dicle Üniversitesi’nin Kandil’i çökertilmiş olsaydı bu uçaklar kalkamayacaktı. Bu işin sonu o pilotlara da dayanacaktı, o kurumlara yerleşen Dicle Üniversitesi’nden bu belgeleri alan ve verenlere de ulaşacaktı ve sorun çözülecekti. Ama bunu yapmadılar, ne oldu, benim siyasi hayatıma mal oldu.”
“İstifam cebimde reisin yanına çıktım”
Yaptığı açıklamanın ardından istifa dilekçesini hazırlayıp dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanına gittiğini, paralel yapı ile mücadelede samimi olduğunu fakat yalnız kaldığını görünce istifa etmekten vazgeçtiğini anlatan İçten, “Ben, reisi yalnız bırakamam dedim ve o dönem milletvekilliğinden istifa dilekçemi kendisine vermedim, mücadeleme devam ettim. Benim Bülent Arınç üzerinde hakkım var ama onun benim üzerimde hakkı yok, ben onun posterlerini asmışım, kapı kapı dolaşmışım. Şunu beklerdim kendisinden, Cuma’cığım gel kardeşim buraya, elindeki şu belgeleri göster bakayım, beni dinleseydi, biraz vicdanı olsaydı, zaten gerekeni yapacağına ben inanıyordum” dedi.