Kilimli ilçesine bağlı Çatalağzı beldesinde bulunan bir termik santralde çalışan Mustafa Karaman (29) ve Seray Karaman çifti, 1 yıl önce evlendi. Seray Karaman, Cuma günü Zonguldak Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi'ne giderek sancılarının arttığını belirtti. Doğuma sayılı günler kaldığını belirten doktor, annenin yatarak tedavi görmesi gerektiğini ve amniyon sıvısının azaldığını belirtti. Hafta sonu veya pazartesi günü doğuma alınacak olan Seray Karaman, bir odaya yatırıldı. İddiaya göre, Seray Karaman'ın doğum öncesi kontrollerini yapan ebe, Cumartesi günü rahimde yırtılma var mı diye kontrol yapmak istedi. Ancak ailenin iddiasına göre ebe, annenin amniyon kesesini patlattı. Olaydan yaklaşık 12 saat sonra Cumartesi sabahı uyanan anne, karnında sertleşme olduğunu ve bebeğin hareket etmediğini fark etti. Bebeğine bir şey olmuş olabileceğini fark eden anne durumu doktora bildirdi. Yapılan tetkiklerde bebeğin öldüğü tespit edildi. Acil doğuma alınan anne Seray Karaman, normal doğum yaptırıldı. Ölü doğan bebek ise aileye teslim edildi.

Aile ihmal olduğu gerekçesiyle Zonguldak Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Savcılık bebeğin ölüm sebebinin belirlenmesi için otopsi yapılmasına karar verdi. Yapılan otopsinin ardından bebek aileye teslim edildi. Bebeğin cesedi bir çantaya konularak gözyaşlarına hakim olamayan baba Mustafa Karaman'a teslim edildi. Ailenin 'Can Batu' ismini vermeyi düşündükleri bebek, Çatalağzı beldesinde ailesi tarafından toprağa verildi.

EBEYİ SUÇLADI

Seray Karaman'ın 9 ay boyunca aynı hastanede kontrollerini yaptırdığını ve her kontrolünde bebeğin sağlıklı olduğunun kendilerine iletildiğini belirten Melisa Yıldız (22), "Görümcem, 9 ay süren hamilelik süresi boyunca burada düzenli olarak kontrollerini yaptırdı ve tedavisini gördü. Geçen Cuma günü yine buraya kontrole geldi. Hamilelik suyunun azaldığını ve yatarak tedavi görmesi gerektiğini söylediler. Zaten doğum zamanı da gelmişti. Cuma günü yatırdık, Cumartesi günü kontrolleri yapılırken ebe tarafından açılması var mı diye kontrolleri yapılırken suyu patlatılmış. Anne Seray, suyunun patlatıldığını ebeye söylemiş. Ancak ebe, 'Bir şey olmaz ben seni 2 saat sonra alacağım' diyerek yanından ayrılmış. 2 saat sonra gelen olmadı. Saat gece 02.00'de NST'ye alınmış. Bebeğe bakıldığında kalp atışlarında aşırı yükselme tespit edilmiş. Kalp ritminin yüksekliğini anne Seray'a çocuğun döndüğünden ve içerde hareket ettiğinden kaynaklandığını söylemiş. Bunları söyleyen ebe. Doktorlarla görüştüğümüzde öğrendik ki rahme düşen bir bebek asla kıpırdamazmış. Gece saat 02.00'dan sabah 06.00'ya kadar bir şey yapılmamış. 06.00'da anne uyanıyor ve karnının çok sert olduğunu fark ediyor. Doktora durumu anlatıyor. Doktor odasından alıp NST çekiyor. Bebeğin öldüğünü fark ederek anneye 'Bebeğiniz ölmüş' diyor. Daha sonra babayı arayıp, 'Eşinizi acil doğum için ameliyathaneye alıyoruz' diyorlar. Son NST çekildikten 2 saat sonra doğuma aldılar ve normal doğum yaptırdılar" dedi.

Bebeğini kaybeden annenin psikolojisinin kötü olduğunu ifade eden Melisa Yıldız, "İhmal var, hiçbir şekilde ilgilenmediler. Nöbetçi doktorların hiçbirisi odasına gelip bakmadı. Çok sancı çekti, doğuma alınabilirdi. Bebeğin öldüğünü anne kendisi fark ediyor. Daha bir yıl önce evlenmişlerdi, umutla bebeklerini bekliyorlardı. Odasını hazırlamışlar, eşyalarını, oyuncaklarını almışlardı. Aile savcılığa başvurdu. Biz gerekli bütün yerlere başvuracağız. Bugüne kadar kontrolleri zamanında yapıldı ve hepsinde de sağlıklıydı bebek. Doğumuna bir gün kala ölmemeliydi. Annenin sağlığı iyi ancak psikolojik olarak çok kötü durumda" diye konuştu.

'İLK TORUNUM OLACAKTI'

İlk torununu bir gün sonra kucağına alacağı günün hayalini beklerken ölüm haberini aldıklarını ve yıkıldıklarını belirten dede Kazım Yıldız şöyle konuştu;

"İlk torunum olacaktı, mutlu olacaktık. Hastaneye Cuma günü yatırıldı, ilgisizlikten çocuğumuzu kaybettik. İlgi yok, hastaya saygı yok. Müdahale de edilmemiş. Çocuğumuzu kaybettik. Hastaneden şikayetçiyiz. Çocuğumuz olacak diye odasını hazırladık. Beşiğinden oyuncaklarına kadar her şeyi aldık. Annesi görmesin, psikolojisi bozulmasın diye önden birilerini göndererek eşyaların kaldırılmasını istedik."