Kore'de yaralanan, esir düşen ve savaş sırasında annesinin ölüm haberini alan 90 yaşındaki gazi Yüksel Yıldırmaz, her şeye rağmen destansı bir kahramanlık göstererek görevini eksiksiz yapmanın gururunu yaşıyor. 

Kore Savaşı'nda silah arkadaşlarıyla Türk askerinin kahramanlığını ve cesaretini dünyaya duyuran Yıldırmaz, Kore'ye gönderilen Türk tugayında üsteğmen olarak yer aldı.

Yıldırmaz'ın, İzmir'den başlayıp Kore'de son bulan yolcuğu ve savaş sırasında yaşadıkları ilk günkü gibi hafızasında tazeliğini koruyor.

Kore Savaşı'ndaki diğer Türk askerleri gibi kahraman bir duruş sergileyen Yıldırmaz,  şehit silah arkadaşlarının acısını yüreğinde taşıyor. 

Hediye edilen şeref madalyalarına gözü gibi bakan, hafızası ve dinç görünümüyle dikkati çeken Yıldırmaz, destansı kahramanlıkları ve yaşadıklarını AA muhabirine anlattı. 

Babası da asker olan Yıldırmaz, 1953'te Kore emri üzerine, 26 günlük zorlu yolculuğa çıktıklarını söyledi. Aynı zamanda ordu takımında boksör olduğunu aktaran Yıldırmaz, gemi yolculuğu sırasında Yunan taburundan bir askerle ilginç bir boks hikayesinin olduğunu dile getirdi.

Geminin restoranında üç boks eldiveni gördüğünü anlatan Yıldırmaz, "Eldivenlerin sahibi Yunan asker beni küçümseyerek 'Sen de boksörsen maç yapalım. Bana bir eldiven yeter, çift olanı sen al." dedi. Benim de solum kuvvetli olduğu için 'Tek eldiveni ben alırım' dedim. Maç yaptık ve tek eldivenle Yunan boksörü yendim. Türk askerleriyle maçtan sonra büyük sevinç yaşadık, kutlamalar yaptık." dedi. 

Kendisinin Kore'de üç ay eğitimin ardından Vegas muharebelerinde görevlendirildiğine belirten Yıldırmaz, ağır makineliler arasında yerde sürünerek her gün cepheyi baştan başa gezdiğini ifade etti.

Başlarının üzerinden sürekli mermi geçtiğini aktaran Yıldırmaz, şunları kaydetti:

"Bu cephede karnımdan hafif yaralandım. Kurşun sıyırdı ama izini hala taşıyorum. Burada çok şehit verdik. Vegas muharebelerinde Çinlilerin bir hücumunda esir düştüm. Bir cepheden diğerine geçerken yakalandım. Beni ağaca bağlayıp saldırmaya devam ettiler. Devamlı bombardıman vardı, karşılıklı mermi sıkılıyordu. Devre arkadaşım Kore gazisi Akif İpek vardı. Beni çok severdi. O ağaca bağlandığımı görünce bir takımla saldırarak beni Çinlilerin elinden kurtardı. Yıllarca Akif arkadaşımla görüştük. İki yıl önce hayatını kaydetti. Vefamı göstererek cenazesine katıldım." 

- "Gazi olmaktan şeref duyuyoruz"

Yıldırmaz, Kore'de insanlık uğruna savaştıklarını belirterek, "Oradaki çocukların, insanların halini görünce çok üzüldüm. Onlarla kumanyalarımızı, ekmeğimizi paylaşıyorduk. Kore'yi kendi vatanımızdan ayırmadık. Vatanımızda savaşır gibi savaştık. On yıl önce Cumhurbaşkanımızın davetiyle Kore'ye gittik. Orada cepheleri, mezarlığı ziyaret ettik. En büyük mutluluğumuz takdir edilmek." diye konuştu.

Ankara'da okuyan Koreli iki kız öğrencinin, Antalya'ya ziyaretlerine geldiklerini anlatan Yıldırmaz, "Otelde yer ayırtmışlar ancak onları bırakmadık. Bir hafta yatılı misafir ettik. Eşime 'anne' bana da 'baba' dediler. Onların bu yakınlığı bizi çok mutlu ediyor. Madalyalarım benim şeref unsurum. Vatan benim için her şey. Vatansız insan olamaz. Türkiye Cumhuriyeti bizim bekçiliğimizde büyüdü. Bugün bile dünyanın neresinde olursa olsun her zaman görev yapmaya hazırım. Hiç çekinmeden vatan için her zaman göreve hazırım. Gazi olmaktan şeref duyuyoruz. Vatan için şehit de oluruz gazi de. Yeter ki bu vatan yükselsin, ilelebet ülkemiz yaşasın." ifadelerini kullandı.

Savaş sırasında annesinin ölüm haberini aldığını da anlatan Yıldırmaz, acısını içine gömerek kutsal görevini layıkıyla yaptığını dile getirdi.

Yıldırmaz, Kore Savaşı'ndan hatırladığı en güzel anıların ise savaşın son günlerinde Korelilerin kendilerine gösterdiği minnet, saygı ve sevgi ile ABD'li ünlü oyuncu ve şarkıcı Marilyn Monroe'nun konserini ön sıralardan izlemesi olduğunu sözlerine ekledi.