2013 yılında haber için gittiği Suriye’de DEAŞ tarafından kaçırılarak esir alınan Milliyet Gazetesi Fotoğraf Servisi Haber Müdürü Bünyamin Aygün İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi’nde (İKBU) “Çatışma Ortamında Gazeteci Olmak” konulu söyleşi gerçekleştirdi.

Etkinlik İKBU Fatma Altınbaş Konferans Salonu’nda ve İKBU Öğretim Üyesi ve Terör Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Fahri Erenel moderatörlüğünde gerçekleşti. Üniversite’nin düzenli olarak gerçekleştirdiği “İlham Veren Hayatlar” etkinliğine “Çatışma Ortamında Gazeteci Olmak” konulu söyleşiye konuk olan Bünyamin Aygün öğrenciler tarafından yoğun bir ilgi ile karşılandı. Aygün öğrencilerle gazetecilik hayatı boyunca yaşamış olduğu deneyimleri paylaşırken aynı zamanda merak edilenleri de yanıtladı.

“İnsanlık ve toplum yararına bir şeyler yapıyorsanız bütün zorluklar geride kalıyor”

“Çatışma ortamında gazeteci olmak gerçekten zor” diyen Aygün bununla beraber yapılan şeyler eğer insanlık ve toplum yararınaysa bütün zorlukların geride kaldığını da ifade etti. Aygün aynı zamanda, “Zor olduğu kadar mesleki anlamda benim gibi foto muhabiri iseniz o alanda olmanız gerekiyor. Zorlukları var ama zorluğuna rağmen çatışma ya da afet alanında işi istediğiniz gibi çıkarmışsanız ve insanlığın, toplumun yararına bir şeyler yapmışsanız o bütün yaşadığınız zorluklar geride kalıyor. Güçlük çektiğim zamanlarda ya da esir kaldığım 40 gün boyunca tabii ki de mesleğim hakkında isyan ettiğim zamanlar oldu. Fakat bir yandan da ‘Ben bu işi çok isteyerek yaptım ve yine olsa yine yaparım’ da diyordum” dedi.

“Yeni nesil bilerek geliyor”

Yeni nesil gazeteciliği de değerlendiren Aygün, “Yeni neslin gazetecilik alanında işi biraz daha zor. Her dönemin kendi içinde zorlukları ve kolaylıkları var. Yeni neslin kolay tarafı teknolojik aletleri kullanması, zor tarafı da teknoloji, hız ve zamanla yarış edecek olması. Bunun yanı sıra daha az insan gücüne gerek duyulması. Fakat yeni nesil en azından bilerek geliyor. Eskiden bilgiye ulaşmak çok zordu. Şimdi herkesin elinde bir kütüphane var. Elindeki akıllı cep telefonu ya da bilgisayarı ona bu imkânı sunuyor. Bu yüzden bilerek gelen yeni nesilden ben umutluyum” şeklinde konuştu.

“İletişim fakülteleri ya çok donanımlı olmalı ya da sayılarını azaltmalıyız”

Son olarak da Türkiye’de artık iletişim fakültelerinin tartışılması gereken boyuta geldiğine dikkat çeken Aygün, “Bu kadar iletişim fakültesi gerçekten gerekli mi? Bugün iletişim fakültesinin sayıları çok fazla. İletişim fakültelerini artık tartışmalıyız diye düşünüyorum ve gazetecilik mesleğini eski günlerine yani 20 yıl öncesine geri döndürmemiz gerekiyor. İletişim fakültelerinin ya çok donanımlı olması gerekiyor ya da gerçekten sayısını azaltmamız gerekiyor” diyerek sözlerini sonlandırdı.