Çanakkale’nin Gelibolu ilçesinde, Dışışleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu STK temsilcileri, muhtarlar ve işadamları ile akşam yemeğinde bir araya geldi. Yemekte referandum sürecini değerlendiren Bakan Çavuşoğlu, "Bakın Hollanda’da bu kurumun tüm üyeleri (HSYK), bir kişinin önermesiyle Kral tarafından atanıyor. Kim öneriyor biliyor musunuz? Adalet Bakanı. Hollanda’da bir kişi öneriyor, Kral atıyor sorun yok, Türkiye Cumhuriyetinde bunun da 4 kişisini Cumhurbaşkanı atıyor, sorun var" dedi.

Dışişleri Bakanı Mevliüt Çavuşoğlu, AK Parti Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider ve İl Başkanı Yeşim Karadağ ile birlikte, Gelibolu Öğretmen Evi’nde STK temsilcileri, muhtarlar ve işadamları ile akşam yemeğinde bir araya gelerek referandum sürecini değerlendirdi. 16 Nisan’da referanduma gidileceğini hatırlatan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "16 Nisan’da neyi oyluyoruz? Bir seçim mi? hayır. Bir partiye mi oy veriyoruz? Hayır. Yerel seçim mi ? oda değil. Türkiye için hayati derecede önemli bir referanduma gidiyoruz. Bir sistem değişikliğine gidiyoruz. Yani Cumhurbaşkanlığı sistemine gidiyoruz. Peki neden biz bu sistem değişikliğine gitmek durumundaydık. Esasen iki tercihten birini yapmak durumundaydık. Bugünkü şuan ki sistem Türkiye için en riskli sistem. Niye? iki başlılık var. Herkeste yani mecliste de, hükümette de, Cumhurbaşkanında da aynı yetkiler var. Ama demokrasi öyle demiyor. Demokrasi güçler ayrılığı diyor. Demokrasi diyor ki, denge kuracaksın diyor. Şimdi hem Cumhurbaşkanında hem Başbakanda aynı güç olduktan sonra, ikisi de halk tarafından seçildikten sonra bu sistem kardeşi kardeşe kırdırır. Kesin kırdırır. O yüzden bizim burada bir karar vermemiz lazım. Yapmamız gereken iki şey, hangisini istiyorsanız onu yapalım. Bir tanesi mevcut sistemi sürdürmek. Ama şuandaki sistemi sürdüreceksek, yani Başbakanlık müessesesi sistemini sürdüreceksek bir şey yapmamız lazım. Şuandaki Cumhurbaşkanının yetkilerinin hepsini almamız lazım. Hepsini. Cumhurbaşkanının şuan ki Anayasaya göre yetkisi mi var? diye sorabilirsiniz. Oysa muhalefet diyor ki Cumhurbaşkanı daha fazla güç istiyor. Evet, şuan ki Anayasaya göre Cumhurbaşkanındaki yetki gani. Varda var. Neden? Çünkü Kenan Evren Cumhurbaşkanı olmak istiyordu, 12 Eylül Anayasası yazıldıktan sonra ne kadar yetki varsa koydu. Karşısında sorumluluk var mı? Sıfır. Cezai müeyyide var mı? Oda yok. Birde öyle bir kriter koymuş ki meclisin dörtte üçü eğer bir şey bulursa dörtte üçü ile gönderebilir. Şimdi hiçbir sorumluluk yok, yetki var. İşte bu yetkilerin hepsini almak lazım. Biz bu sistemde devam edeceksek halktan da Cumhurbaşkanını seçme yetkisini almamız lazım. Cumhurbaşkanının yetkilerini almak değil. Ve meclise geri vermemiz lazım. Yada, bu yeni anayasa sistemini bizim getirmemiz lazım. Madem bu kadar yetki var. Madem Cumhurbaşkanını halk seçiyor, o zaman bizim bu sistemi getirmemiz lazım. İkisi birlikte yürümez dostlar. Yürümesi mümkün değil" diye konuştu.

Çavuşoğlu, "Efendim ne imiş; ’Cumhurbaşkanı yargıyı ele geçiriyor.’ Peki nasıl geçiriyor? ’Hakimler Savcılar Yüksek Kurulunun tamamını atıyor.’ Bunu söyleyenler, yalan söyleyenler. Bakın Hollanda. Hollanda, güya demokrat. Yani şu andaki yönetimiyle faşistte, ama sistemi kurmuşlar, demokrasi çerçevesinde kurmuşlar. Bakın Hollanda’da bu kurumun tüm üyeleri, bir kişinin önermesiyle Kral tarafından atanıyor. Kim öneriyor biliyor musunuz? Adalet Bakanı. Adalet Bakanı kim? Siyasi. Siyasi iktidarın bakanı. Hollanda’da bir kişi öneriyor, Kral atıyor sorun yok, Türkiye Cumhuriyetinde bunun da 4 kişisini Cumhurbaşkanı atıyor, sorun var. 7 tanesini kim atıyor? Meclis. Mecliste 3’de 2 çoğunlukla seçmek zorundayız. Bu ne demektir biliyor musunuz? Mecliste tek parti tek başına bu kurula üye seçemez. Mecliste uzlaşı olması lazım, partizanlık olmaması lazım. Yargı tarafsız olması lazım. Bir partinin elemanlarıyla dolmaması lazım. A partisi B Partisi fark etmez. Adalet için bu gerekli. İspanya; Tamamı, tüm üyeler, parlamentonun önerisiyle kral tarafından atanır. İsveç; 11 üyenin tamamı hükümet tarafından, yani siyasi partinin kurduğu hükümet tarafından önerilir, kral tarafından atanır. İsveç de demokraside ileri. Norveç; 2 tanesini parlamento seçiyor, 7 tanesini Kral atıyor. Şimdi bu ülkeler, demokraside ileri ülkeler de, hepsini kral atıyor, cumhurbaşkanı atıyor. Hepsini Adalet Bakanı öneriyor, sorun olmuyor. Neden Türkiye’ye gelince sorun oluyor? Derdiniz ne sizin? Dert başka. Yurt dışındakilerin derdi başka, içeride ki buna karşı çıkanların derdi başka. Bir de bunların yanında hainler var, teröristler var, onların da derdi başka. Efendim neymiş? ’Cumhuriyet elden gidiyor.’ Doğru gidiyor, gidiyor ama nereye gidiyor? Cumhuriyet 100’üncü yılına gidiyor gümbür gümbür. Nereye gidecek cumhuriyet, 100’üncü yılına gidiyor. Hem de büyük adımlarla gidiyor, hedeflerle gidiyor. Biz Cumhuriyet için çok şey yapıyoruz, sen ne yapıyorsun da bana Cumhuriyet üzerinden siyaset yapıyorsun. Sorun bunları sorun. Şimdi bunlar bunun içeriğini tartışamazlar. Şu 18 maddeyi açıp tek tek ’ben şu maddesinden başlayayım’ diyemez. Diyemediği için hiç bunu açmadan hiç okumadan retorik yapıyorlar. Kılıçdaroğlu da bunu hiç okumadan bilmeden dedi, ’Yarın farklı partilerden olursa, kavga olur’ diye, cumhurbaşkanı ve başbakan" dedi.

Konuşmanın ardından, Bakan Çavuşoğlu’na çeşitli hediyeler verildi. Bakan Çavuşoğlu, daha sonra Çanakkale’ye geldi. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, yarın Çanakkale’deki temaslarını sürdürecek.