Toplumsal Gelişim Merkezi Eğitim ve Sosyal Dayanışma Derneği (TOGEMDER) tarafından çocuk ihmal ve istismarının önlenmesi için düzenlenen ‘Biz Geleceğiz’ projesinin açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, “Ne yazık ki çocuk istismarı tüm dünyada yükselen bir insanlık suçudur. İstismara uğrayan bir çocuğun bir daha eski duygu dünyasına dönmesi neredeyse imkansızdır. Zaten çoğu kez bu istismar gizli kalır” dedi.

Toplumsal Gelişim Merkezi Eğitim ve Sosyal Dayanışma Derneği (TOGEMDER) tarafından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının desteğiyle çocuk ihmal ve istismarının önlenmesi için düzenlenen ‘Biz Geleceğiz’ projesinin açılışı bugün yapıldı. Açılışa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan’ın yanı sıra Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, İstanbul Valisi Vasip Şahin ile iş ve sanat dünyasından pek çok isim katıldı. Çocuk ihmali ve istismarının nasıl önlenebileceği hakkında 2 gün sürecek sempozyumun açılışında çok önemli mesajlar verildi.

"Çocuk istismarı tüm dünyada yükselen bir insanlık suçudur"

Çocuk istismarının önlenebilmesi için tüm kurum ve kuruluşların kenetlenebilmesi gerektiğini söyleyen Emine Erdoğan, "Ne yazık ki çocuk istismarı tüm dünyada yükselen bir insanlık suçudur. İstismara uğrayan bir çocuğun bir daha eski duygu dünyasına dönmesi neredeyse imkansızdır. Zaten çoğu kez bu istismar gizli kalır. Çocuğun iç dünyasında büyür, büyür altından kalkılamaz bir yük halini alır. Bu nedenle çocukların duygu dünyaları iyi takip edilmeli tüm ipuçları bilinçli bir şekilde değerlendirilmelidir. Güçlü, sağlıklı bir toplum inşa etmenin yegane yolu geleceğin sahibi olan çocukların psikososyal ve fizyolojik açıdan sağlam ve istismardan uzak bir yaşam sürmesidir. Bunu tesis etmek ise hepimizin boynunun borcudur. Devlet, sivil toplum, medya ve aileler olarak bu sorun etrafında kenetlenebilmeliyiz. İnsanlık çocuklar ölmesin diye savaşması gerekirken, hırsları ve hazları için yaptığı savaşlarda çocukları öldürüyorlar. ’Eğer süt emen çocuklar, beli bükük yaşlılar, otlayan hayvanlar olmasaydı azap üzerinize sel gibi gelirdi’ buyuruyor Peygamber. Çocuklar, yaşlılar rahmete vesileyken ne yazık ki ihmalin, istismarın konusu oluyorlar. Cinsel, ekonomik, duygusal birçok açıdan adına insan diyemeyeceğimiz varlıkların sömürüsüne uğruyorlar. Bu sorunların panzehiri aileyi güçlendirmektir. Sorumlu anne babalar yetiştirmektir. Bir çocuğun yeri ne sokak, ne de yetiştirme yurdudur. Çocuğun yeri ailedir" dedi.

"95 bin idareciye ve 683 bin öğretmene çocuklara yönelik ihmal ve istismarların önlenmesi eğitimi verilmiştir"

Çocuk istismarının önlenmesi için çok önemli eğitimler verildiğini söyleyen Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ise, "Bir ülkenin geleceği her açıdan sağlıklı ve dengeli bireylerin yetiştirilmesine bağlıdır. Bu bağlamda çocuklarımız için atılmış her adım aslında ülkemizin bekası için atılmış bir adımdır. Bir çocuğun her bakımdan sağlıklı ve dengeli bir birey olabilmesi için ilk adım ailede atılır, okulda güçlendirilir, çevreyle pekiştirilir. Bugün 65 bin üzerindeki okulumuzda 1 milyondan fazla öğretmenimizle 18 milyona yakın öğrencimize eğitim vermekteyiz. Bu yıl iki hedefimiz var. İhmal ve istismarı önlemek ve madde bağımlılığıyla mücadele etmek. Risk altındaki grupları tespit etmek için her okulun bir risk haritası oluşturuyoruz. Riskli birey ve grupların tespit edilmesi doğrultusunda bir çalışma yapıyoruz. Sınıf rehberlik etkinliklerinde yıl boyu kazanımları evlatlarımıza aktarmak istiyoruz. Çocuklarımızın bu kazanımlarla sosyal ve duygusal olarak güçlendirerek aynı zamanda istismar olaylarından korunmalarını sağlamayı hedefliyoruz. Yine öğretmenlerimizi eğitiyoruz. Velileri bilgilendiriyoruz. 3 milyon 641 bin veliye eğitim verildi. 32 bin rehberlik öğretmeni bu konuda bilinçlendirildi. 95 bin idareciye ve 683 bin öğretmene çocuklara yönelik ihmal ve istismarların önlenmesi eğitimi verilmiştir. Çocuklar üzerindeki önemli etkileri nedeniyle çocuk istismarın bilinmesi önem taşımaktadır. Öğretmenler aile dışında çocukla ilk uzun süreli ve yakın iletişim kuran profesyoneller olmaları nedeniyle istismarın tanınması ve durdurulması açısından çok önemlidir. Emniyet birimlerinin verilerine göre Türkiye’deki çocuk ve kadına yönelik suçların açığa çıkarılmasında okullar büyük rol oynamaktadır. Sorunun tespiti ve ihbarı yapılmasına okullarımızın rehberlik servisleri kritik önem taşımaktadır. Gerçekleştirilen her etkinlik ülkemizde daha güçlü bir farkındalık oluşturacaktır" diye konuştu.

"Çocuğa karşı cinsel istismar fiilleri artmıyor, azalıyor"

Çocuklara yönelik cinsel istismarın en ağır şekilde cezalandırıldığını söyleyen Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ise, "Çocuğun suç mağduru olduğu eylemlere ceza hukukumuzun tepkisi de elbette farklıdır. Çocuğun suç teşkil eden saldırıların muhatabı olmasını bir ceza hukuku meselesinden ziyade ahlak ve insanlık problemi olarak ele almak gerekir. Cinsel istismar çocuklara yönelik bu saldırılar içinde en kaba, en insanlık dışı eylemlerdir. Bu eylemler en ağır biçimde cezalandırılmaktadır. Yargı mensuplarımızın bu suçlar arasındaki hassasiyeti de en üst düzeydedir. Bu vahim olaylardan başta medya olmak üzere toplumca çıkarmamız gereken çok önemli dersler var. Çocuklarımızı her türlü istismara karşı korumak toplumumuzun temel beklentisi ve AK Parti hükümetlerinin de değişmeyen önceliğidir. Bu öncelikle suç mağduru olan çocuklarımızı korumak için birçok yasal ve kurumsal tedbirleri geliştirdik. Çocuklara karşı işlenen suçlarda etkili ve caydırıcı yaptırım sistemi de yine bu konuda alınan önlemlerden biridir. Çocuklara karşı işlenen cinsel istismar fiillerinde yine yakın zamanda cezalar önemli ölçüde artırılmıştır. Bu vesileyle yaygın ama yanlış bir inanışı düzeltmek isterim. Çocuğa karşı cinsel istismar fiilleri artmıyor, azalıyor. Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan 2010 ile 2014 yılları arasında açılan dava sayısı yıllık ortalama 8 bin iken bu rakam 2014 yılından itibaren istikrarlı biçimde azalmıştır. 2010 yılında 7 bin 929 dava çıkmışken 2017 yılında bu rakam 5 bin 114 olmuştur" şeklinde konuştu.

"Aile Eğitim Programımızda 900 bin kişiye eğitim verdik"

Bakanlık olarak çocuk ihmal ve istismarının önlenmesi adına önemli çalışmalar ve eğitimler verdiklerini dile getiren Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya ise, "Bakanlık olarak aileye, çocuğa ve çocukla temas halinde olan tüm meslek personeline yönelik kapsamlı bir eğitim programı düzenliyoruz. Aile Eğitim Programımız ile çocuğa yaklaşım, iletişimi başlatma, kriz ve kriz anında müdahale, çocukta mahremiyet gibi konularda 900 bin kişiye eğitim verdik. Ayrıca 2017 yılı içerisinde bakanlığımızın koordinasyonunda ilgili kamu kuruluşlarımız, sivil toplum kuruluşlarımızla birlikte mahremiyet çalıştayı dediğimiz çok önemli bir çalıştay yaptık. Burada elde ettiğimiz sonuçlarında tüm kuruluşlarımızda mahremiyet eğitimi başlığıyla hayata geçirdik. Ailelere yaş düzeyine göre çocuklara yönelik beden bütünlüğü ve sınırlar etkinliklerle değerler eğitimi ve mahremiyet bilinci başlıklarında eğitim programlarımızı sürdürüyoruz. 2018 yılı içerisinde yatılı kuruluş personelimiz, sosyal yardım alan ailelerimiz, evde bakım alan ailelerimiz, sosyal ekonomik destek alan çocuklarımızın aileleri olmak üzere bir buçuk milyon kişiye kadar bu eğitimleri vermeyi hedefliyoruz. Eğitimlerimiz başladı. Tüm meslek çalışanları için çocuk istismarının tespiti kanuni bildirim yükümlülüğü yapılacak müdahaleler izleme sürecine yönelikte eğitimler düzenliyoruz. Örgün eğitime devam eden öğrencilerimizin tamamına yönelik kişisel sınırların korunması başlığı altında eğitim verilmesi içinde Milli Eğitim Bakanlığımız ile birlikte çalışmalarımızı sürdürüyoruz" dedi.

Açılış konuşmalarının ardından protokol üyeleri hatıra fotoğrafı çektirdi.