Çukurova’da buğday hasadından sonra kadınlar bir araya gelerek bir sonraki hasat dönemine kadarki bulgur ihtiyaçlarını karşılamaya başladılar.
Osmaniye’de yıllık yenecek bulgur kadınlar tarafından ayarlanıyor. Osmaniye’de kadınlar komşuları ile bir araya gelerek buğday kaynatmaya başladılar. Buğdayın iyice yıkanmasından sonra büyük kazanlarda kaynatılması ile hazırlanan bulgur, sofralarda yerini alacak. Günün erken saatlerinde kalkarak yapılan hazırlıkların ardından kaynatma işlemine geçiliyor. Büyük kazanlarda kaynatılan buğday suyunu çekmesi ile dinlendirmek için yerlere serilen örtülerin üzerine aktarılıyor. Burada soğuduktan sonra kurutulmak için taşınan buğday başka bir alana seriliyor. Kuruması için tırmık veya el ile karıştırılan buğday daha sonra değirmenlerde öğütülerek bulgur haline getiriliyor.
Sabahın erken saatlerinde kalkarak buğdayı kaynatma işine başladıklarını belirten Mesude Bülbül, “Bulguru kaynatıyoruz kışın değirmende öğütüp yiyebilmek için. Kışlık ihtiyacımızı giderebilmek için. İhtiyacı olanlara da veriyoruz imkan dahilinde. Bulguru erken saatlerde kaynatıyoruz veya akşam saatlerinde gölge olduğu zaman” ifadelerini kullandı.
Bu işlemin her yıl yaptıkları bir gelenek olduğunu belirten Mesure Karaçam, “Her yıl buğday hasadından sonra yeni buğdaydan sonra kışlık yetecek kadar buğdayımızı kaynatıyoruz. Ondan sonra da herkes payına düşeni alıyor. Kuruttuktan sonra bu bulgurumuzun bir temizlik aşaması var. Seçiyoruz taşını, böceğini, çer çöpünü. Değirmenlerde öğütüp yiyoruz. Böyle geleneğimizi de sürdürmeye devam edeceğiz Allah ömür verdikçe” dedi.
Bulgur pilavının Çukurova’da ana yemek sayıldığını ifade eden Zübeyde Sümbül, ”Burada erken saatlerde kalkarak buğdayı kaynatıyoruz. Kış aylarında sofralarımızda olmazsa olmazlardan olan bulgur pilavını yapmak için bu işlemi gerçekleştiriyoruz. Fabrikasyon bulgurlardan istediğimiz tadı alamıyoruz. Zahmeti olan bir işlem ama sofralara geldiğinde zahmetine değdiğini anlıyoruz” şeklinde konuştu.
Yıllardır bu işlemi yaptıklarını anlatan Emine Karadağ ise, ”Buğday kaynatma işlemi çok eskilere dayanan bir durum. Yenilerde bu büyük kazanlar var tek seferde kaynatabiliyoruz. Eskiden bu kazanların çeyreği kadar olan kazanlarda kaynatırdık sabahtan başladığımızda akşama kadar sürerdi. Şimdi ise sabah başlıyoruz 3 saate tüm işlerini bitirip kurutmaya bırakıyoruz. Bu bizim yörenin bir geleneği, İstanbul’daki akrabalarımız buradan bulgur almaya geliyorlar. Durumu iyi olmayan komşularımız var onlara da kaynattığımız buğdaydan veriyoruz. Biz annemizden öğrendik bizden de gelecek nesle aktarılmasını sağlayacağız inşallah” diyerek sözlerini tamamladı.