Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin liderlerini FETÖ konusunda uyararak, "Bunların okullarına el koymanızı, vakfımız vasıtasıyla oradaki eğitime devam ettirilmesini sizden rica ediyorum. Türkiye ve Türk. Artık bu isimleri kullanamazlar, yasaklanmıştır. 2016-2017 eğitim döneminden itibaren bunların aldıkları diplomaların artık bizim ülkemizde geçerliliği yoktur" dedi.
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Üyesi Ülkelerin Kalkınmasında Kadınların Rolü 6. Bakanlar Konferansı, Conrad Otel’de gerçekleştirildi. Konferansa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Başbakan Binali Yıldırım’ın eşi Semiha Yıldırım, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve eşi Özleyiş Topbaş, Dr. Esra Albayrak, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar ve davetliler katıldı.
Konferansta konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yabancı katılımcılara 15 Temmuz darbe girişimini anlatarak, “Bilindiği gibi 15 Temmuz tarihinde İslam’ın değerlerini istismar ederek büyüyen bir şer örgütü, ordu içindeki mensupları aracılığı ile ülkemizde darbeye teşebbüs etti. 17-25 Aralık tarihlerinde bir darbe girişimi daha yapmışlardı. Bu yargı ve polis içindeydi. Başaramadılar. Bu defa 15 Temmuz’da silahlı kuvvetler kılık kıyafetine bürünmüş bu militanlar milletimizin uçakları ile tankları ile milletimizi vurmaya yöneldiler. Türk milleti eşine az rastlanır bir cesaretle darbecilerin karşısına dikildi ve canı pahasına bu girişimi engelledi. Benim milletimin elinde silah yoktu, benim milletimin elinde sadece bayrağı vardı. Benim milletim sadece imanı ile inancı ile abdestini alıp ‘şehadete koşuyorum’ dedi. Bunun kadınlar örneklerini verdi. Bunların içinde 14 yaşında çocuklarımız var. Yaşlılarımız da var. Onun için milletimle iftihar ediyorum. Çağrıyı yaptığımız zaman milletimiz hemen 3 saat içinde meydanlara doldular, havalimanına geldiler. Kadınlarımız 15 Temmuz’un en önemli kahramanları arasında yer aldı. Bizim Nene Hatunlarımız var. Darbeciler Ankara’da Gölbaşı Özel Harekat merkezinde savaş uçağı ile bombalayarak 56 aslan delikanlımızı şehit ettiler. Cumhurbaşkanlığı külliyemiz etrafında 29 kardeşimizi şehit ettiler. Genelkurmay Başkanlığı’nın hemen yanındaki kavşakta nice insanımızı şehit ettiler. Eski adıyla Boğaz Köprüsü ve çevresinde 39 şehidimiz var. Bütün bunlarla birlikte TBMM binasını bombaladılar. Fakat İstanbul’da tankların karşısına tek başlarına dikilip darbecilere hadlerini bildiren kadınlarımızın görüntülerini gözyaşı içinde izledik. Gözyaşı hiçbir zaman dinmiyor. Esasen 15 Temmuz gecesi sokakları dolduran milyonlarca kardeşimizin önemli bir bölümü kadınlarımızdan oluşuyordu. ’7 Ağustos’ta Yenikapı’da toplanalım’ dedik, orada da toplandık. Tam manasıyla millet orada. Hangi siyasi partiden olursa olsun. Orada bir araya geldik. Bazıları bazı hassasiyetleri anlamıyor olabilir, anlamasın. Önemli olan anlayanlarla yola devam etmektir. 29 gece süren demokrasi nöbetlerinin en sadık müdavimleri yine kadınlarımızdı. Kadınlarımızın darbenin önlenmesinde gösterdiği fedakarlıklar nesiller boyu anlatılacaktır” diye konuştu.
"FETÖ, El Kaide ve DEAŞ gibi tehlikeli bir örgüttür"
"Türkiye’yi 15 temmuz gecesi felaketin eşiğine getiren FETÖ, El Kaide, DEAŞ, PYD, YPG gibi tehlikeli bir örgüttür" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Müslüman gençlerin beyinlerini yıkayarak devşirmek suretiyle, bu küresel suç şebekesi dinimizle birlikte eğitimi, ticareti ve yardımlaşmayı de istismar ediyor. Şimdi tabanı ibadet demekten de çekinmeye başladım. Bazı gerçekler ortada olduğu halde aynı istikametten gidenler var. Temenni ederim Rabbim onlara da hidayet verir."
"Bunların okullarına el koymanızı, Maarif Vakfımız vasıtasıyla eğitimi devam ettirmenizi rica ediyorum"
Taşkent’te düzenlenen İİT Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda tarihi bir karar alındığını belirten Erdoğan, “Teşkilat üyesi ülke dışişleri bakanları FETÖ’yü uluslararası terör örgütü olarak kabul ettiler. FETÖ’nün, Türkiye’nin, İslam ülkelerinin kamu düzenlerini tehdit eden gizli emelleri olan bir örgüt olduğu bir kez daha tescillendi. Bu karar çerçevesinde üye devletleri FETÖ tarafından kurulan yapılara karşı gerekli her türlü tedbiri almaya davet ediyorum. Türkiye Maarif Vakfını kurduk. Bunların sizlerin ülkesinde de okulları var. Maarif Vakfımız sizlerin ülkesindeki milli eğitim bakanlıkları ile işbirliği yapmak suretiyle bunların okullarına el koymanızı, vakfımız vasıtasıyla oradaki eğitimin devam ettirilmesini sizden rica ediyorum” ifadelerini kullandı.
"Bu okullarda alınan diplomaların artık ülkemizde geçerliliği yoktur"
FETÖ terör örgütü ile mücadele kapsamında atılan bir diğer adımı da açıklayan Erdoğan, “Türkiye ve Türk. Artık bu isimleri kullanamazlar, yasaklanmıştır. Her ülkeye de bu bildirilmiştir. 2016-2017 eğitim döneminde itibaren bunların aldıkları diplomalar artık bizim ülkemizde geçerliliği yoktur” dedi.
"Etnik ve mezhep taşlarını bir kez yerinden oynattığınızda etkisinin nereye uzanacağını kimse bilemez"
Türkiye ve İslam aleminin gündeminde FETÖ dışındaki terör örgütlerinin de olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Sınır komşularımız ve İslam dünyasının önemli ülkeleri olan Suriye ve Irak’ta hadiseler terör örgütlerine hayat alanı açıyor. DEAŞ’ın bölgede tahribatının izleri uzun yıllar silinemeyecektir. PYD-YPG terör örgütü etnik bir hırsla Arap ve Türkmen bölgelerini ele geçirmek için saldırıyor. Mezhepçilik temelinde örgütlenen bir takım yapılar İslam ve akıl dışı anlayışla can almanın peşinde koşuyor. El Kaide, Boko Haram, Eşşabab gibi örgütler de Müslüman kanı dökmeye devam ediyor. İİT üyesi ülkeler olarak bu terör örgütlerinin tamamıyla da kararlı şekilde mücadele etmek mecburiyetindeyiz. Türkiye olarak Batı ülkelerine tekrarladığımız ikaz var. Terör örgütleri arasına ayrım yapılmasın. ‘Benim teröristim iyidir, senin teröristin kötü’ anlayışı tüm insanlığı felakete sürükler. Terör örgütleri kandan beslendikleri için, kendilerine destek veren ülkeleri de vurabilirler. Aynı ikazı teşkilat üyesi ülkeler için de yapmamız gerekiyor. Müslüman hakkın yanındadır. Bir yerde uzun süredir şu veya bu etnik gruptan insan yaşıyorsa herkese düşen buna saygı duymaktır. Etnik ve mezhep taşlarını yerlerinden bir kez oynattığınızda etkisinin nereye uzanacağını, sarsıntının ne kadar derine ineceğini kimse bilemez” şeklinde konuştu.