Diyarbakır Barosu Başkan Vekili Ahmet Özmen, 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişimi ve sonrasında ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) kararı ile ilgili yaptığı açıklamada, “Başta ülkeyi yönetenler olmak üzere Meclis’te temsili olan veya olmayan bütün siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ve toplumdaki her bir bireyi toplumun demokratik geleceğine, insan hak ve özgürlüklerine sahip çıkmaya davet ediyoruz” dedi.
Diyarbakır Barosu Başkan Vekili Özmen, beraberindeki avukatlarla basın mensuplarının karşısına geçti. Baro binasında düzenlenen basın açıklamasında konuşan Özmen, Diyarbakır Barosu olarak geçmişten bugüne kadar her türlü hukuk dışı girişimin ve darbe girişiminin karşısında olduklarını, halkın iradesine ipotek koyan hiçbir vesayet yönetimini kabul etmediklerini söyledi. Özmen, “Bir hukuk ve savunma örgütü olan Baro olarak topluma ve tarihe olan sorumluluğumuz, hukuka ve insan haklarına olan saygımız uyarınca başta ülkeyi yönetenler olmak üzere Meclis’te temsili olan veya olmayan bütün siyasi partileri, sivil toplum örgütleri ve toplumdaki her bir bireyi toplumun demokratik geleceğine, insan hak ve özgürlüklerine sahip çıkmaya davet ediyoruz. Her hukuk düzeninde suç ve suçlu ile mücadele edilecektir ancak, bu mücadele yürütülürken soruşturma veya kovuşturmaya uğrayan kişilerin kimliğine ve işledikleri suçun niteliğine bakılmaksızın hukuk kuralları çerçevesinde adil yargılanma hakkı gözetilerek soruşturma ve kovuşturma aşamaları tamamlanmalıdır” diye konuştu.
“İdam cezasının getirilmesi hukuken mümkün değil”
667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve OHAL Kanunu’nun Anayasa’da ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde düzenlenen temel hak ve özgürlükleri durdurduğunu ve askıya aldığını söyleyen Özmen, şöyle devam etti:
“Suç isnadı ne olursa olsun mutlak ve istisnasız biçimde uygulanması gereken işkence yasağına riayet edilmelidir. Türkiye’nin tüm sorunlarının hiçbir siyasi partiyi, toplumun hiçbir kesimi dışlanmadan birlik ve beraberlik ruhu ile dayanışma içerisinde, uzlaşı, diyalog ve demokrasi çerçevesinde çözülebileceğini bir kez daha görmüş bulunmaktayız. Darbe girişimi karşısında gösterilen direnci toplumsal sorunları aşmada fırsat ve ümit olarak görüyoruz. Unutulmamalıdır ki darbenin panzehiri daha fazla demokrasi ve özgürlüktür. Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmelere göre idam cezasının geri getirilmesi hukuken mümkün bir şey değil. Bir an için idam cezasının getirildiğini düşünsek bile bu geçmişe yürümeyecek. Yani dün işlenen bir suç için bugün çıkarılan bir idam cezası uygulanamayacak.”