Türk Kızılayı Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, 12 Kasım Düzce Depremi’nin yıl dönümünde anma törenine katıldı. Kınık, Toplanma alanlarına dikkat çekerek, "Kağıt üzerinde toplanma alanı olarak gözüken yerler başka fonksiyonlara ayrılmış durumda belediyeler tarafından veya farklı kuruluşlar tarafından" diye konuştu.
Türk Kızılayı Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, 12 Kasım Düzce Depremi’nin yıl dönümünde Kaynaşlı ilçesinde depremde hayatını kaybedenleri anma programına katıldı. Sonrasında da deprem şehitlerinin mezarı başında dua eden Kınık, doğal afetler gerçeğine dikkat çekti.
"Doğal afetler bizim gerçeğimiz"
17 Ağustos Depremi sonrasında 12 Kasım Düzce Depremi’ni hatırlatan Genel Başkan Kınık, "Doğal afetler bir gerçeğimiz bizim afetlerle yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Ağustos depremi olmuştu hemen akabinde Düzce depremi oldu. Düzce depreminin ardından 1,5 saat sonra Kızılay olarak bu bölgeye geldik ve yaraları sarmıştık. Acı bir manzaraydı. Kıştı soğuk, enkazlar alevler içindeydi insanlarımızı kurtarmaya çalıştık. Acı günlerde ama afetlerle ilgili olarak genel olarak yapmamız gereken afet bilincini toplumun içinde ve insanlarımızda yükseltmek. Afet bilincini yükseltmenin iki boyutu var. Afet olmadan önce afet riskini azaltacak hangi eylemleri yapabiliriz bunları belediye boyutu, kişisel boyutu var, eğitimler boyutu var. Kızılay eğitimlerle ilgili çalışma yapıyor. Düzce’de farkındalık etkinliğimiz olacak. AFAD olduktan sonra yapmamız gerekenler var" dedi.
"1999 depremi bize çok şey öğretti"
1999 depremi sonrasında afet müdahale planı hazırlandığının ve bazı kurumların hayata geçtiğinin altını çizen Dr. Kerem Kınık, "1999 depremi bize çok şey öğretti. Afet kanunu çıktı. AFAD kuruldu, Kızılay ve AFAD başta olmak üzere bunları içine alan afet müdahale planı hazırlandı yapıldı. 1999 depreminde sahadaydık. Sertifikalı arama kurtarma sayımız 200-250 kadardı. Van depremin de de sahadaydık. 4 binin üzerinde sertifikalı arama kurtarma ekibimiz vardı. Türkiye arama kurtarmada iyi bir noktaya geldi daha iyi bir noktaya geleceğiz. Yapılması gereken şey belki biliyoruz. Yapmamız gerekenleri, almamız gerekenleri yerel yönetimler olarak, kuruluşlar olarak, şahıslar olarak biliyoruz ama bunları bilmek yetmiyor uygulamak gerekiyor. Nasıl diş fırçalamanın yararı olduğu herkes bilir. Ama fırçalamazsa bilir işe yaramaz. Bunların bir davranış biçimine dönüşmesi gerekiyor. Bu çerçevede de biz Kızılay olarak özellikle afet risklerinin azaltılması noktasında bir yeni bir modeli yaygınlaştırıyoruz. Kızılay 9 bölge afet merkezi ve yerel afet merkezleri ile Kızılay afetlere hazırlık noktasında kendini sürekli yeniliyor" diye konuştu.
"Türkiye afetlere daha hazır ama yetmez"
Kızılay’ın afetlerdeki potansiyeline dikkat çeken Kerem Kınık, "Türkiye afet planına göre Kızılay beslenme noktasında Türkiye’deki ana çözüm ortağı. Barınma noktasında da AFAD’a yardımcı ana ortak. Türkiye’de bir afet olduğunda Kızılay’ın aynı anda 350 bin kişinin besleneceği ve barındırabilecek bir kapasitesi var. Buna benzer bir kapasite AFAD’da da var. Dolayısıyla 1999’a göre bugün 17 yılda Türkiye afetlere daha hazır. Ama yeter mi? Yetmez. Özellikle 15 Temmuz gibi beşeri afetlere savaş durumlarına göç durumlarını düşündüğümüzde Türkiye’deki afet risklerinin değiştiğini buna göre de bizim tedbir almamız gerektiğini biliyoruz. Bu çerçevede çalışmamız sürüyor" şeklinde konuştu.
"Kağıt üzerindeki planların güncel olması lazım"
Kağıt üzerindeki planların güncel olması gerektiğinin altını çizen Dr. Kerem Kınık, şunları söyledi:
"Doğal afetlere sadece bir kurumun hazır olması yetmiyor. Kağıt üzerinde bazı planlar yaptık. Mesela toplanma alanlarımız var. Barınma noktasında alanlarımız var ama bunu maalesef ifade etmemiz lazım ki tedbirlerini alalım pek o kağıt üzerinde toplanma alanı olarak gözüken yerler başka fonksiyonlara ayrılmış durumda belediyeler tarafından veya farklı kuruluşlar tarafından. Dolasıyla bunların mutlaka güncel tutulması gerekiyor. Bizler kendi üstümüze düşen noktalar açısından ana çözüm ortağıyız. Kapasitemizi arttırıyoruz. Beslenme kapasitemizi biz afetlerin üzerine çıkarttık. Dolayısıyla mobil mutfaklar, gıda noktasındaki depolarımızla hazırız. Sadece afet sırasındaki müdahale hazırlığı yetmiyor. Afet risklerini azaltmamız gerekiyor. Afet risklerini azaltmak için Kızılay’ın üzerine düşen eğitimler vermek. Toplum içinde bu bilinci arttırmak. Bu konu ile yapacağımız çok işimiz var. İlk etapta biz 2 milyon Kızılay gönüllüsü hedefliyoruz. Eğitim almış afet eğite nasıl hazırlanacağını nasıl müdahale edeceğini bilen gençlerden oluşan 2 milyon Kızılay gönüllüsü için seferberlik yaptık. Daha iyi bir noktaya geleceğiz."