Küresel piyasalarda risk iştahının artması ve enflasyondaki düşüş, piyasalarda faiz indirim beklentisini kuvvetlendirdi.
ABD Merkez Bankasının (Fed) faiz artırımında aceleci davranmayacağını açıklaması, Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Japonya Merkez Bankasının (BoJ) genişlemeci politikaları ile yurt içinde manşet enflasyonda mart ayında gözlenen sert düşüş piyasalarda faiz indirimi beklentisini artırdı.

Piyasanın gözü 20 Nisan Çarşamba günü gerçekleştirilecek TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına çevrildi.

Ekonomistler, küresel konjonktürün ve yurt içindeki gelişmelerin faiz indirimine imkan verdiğini belirterek, marjinal fonlama oranında (faiz koridorunun üst bandı) 50 baz puanlık indirim yapılabileceğini tahmin ediyor.

AA muhabirine konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Odeabank Ekonomik Araştırma ve Stratejik Planlama Direktörü Ali Kırali, faiz koridorunun üst bandında 50 baz puan indirim yapılacağını, ancak haftalık repo ve borçlanma faizlerinin sabit tutulacağını öngörüyor.

Gerek finansal koşullar gerekse enflasyon görünümündeki kısa vadeli iyileşmenin bu indirimi desteklediğini ifade eden Kırali, "19 Nisan’da TCMB Başkanlığı görevini devralacak Murat Çetinkaya’nın ilk toplantısının ardından yayımlanacak karar metninin öncekilerden ekonomik değerlendirmeler ve ileri dönem para politikası duruşu açısından ciddi bir farkı olacağını düşünmüyoruz." dedi.

Kırali, ilerleyen dönemde TCMB’nin faiz oranlarında daha fazla indirime gidebilmesi için enflasyon ve özellikle de çekirdek enflasyon görünümünde çok daha belirgin bir iyileşmenin gerçekleşmesi gerektiğini vurguladı.

Toplantı sonrası yayımlanacak karar metninde olmasa da sonraki günlerde açıklanacak PPK özeti ve Nisan Enflasyon Raporu’nda kendi görüşlerini destekleyecek mesajlarla karşılaşabileceklerini söyleyen Kırali, şunları kaydetti:

"Diğer taraftan koridorun üst bandından yapılması muhtemel indirimler, finansal oynaklığın yüksek seyrettiği dönemlerde oldukça işe yaradığını düşündüğümüz faiz koridorunun daralmasına ve likidite politikasında esnekliğin daha sınırlı olmasına neden olacaktır. Bunun kur üzerindeki sonuçlarını ise global piyasaların sakin olduğu içinde bulunduğumuz dönemden ziyade daha stresin arttığı dönemlerde gözlemliyor olacağız. Sonuç olarak bu toplantıdan çıkacak karar ve verilecek mesajlar açısından bazı nüanslar içerse bile, TCMB’nin kurumsal devamlılığının bir sonucu olarak önceki toplantılarla önemli ölçüde benzer olacaktır."

"Manşet enflasyonda yüzde 7'nin altı mümkün"
İş Portföy Başekonomisti Nilüfer Sezgin ise gelecek hafta yapılacak toplantıda gecelik borç verme faizinde 50 baz puan indirim olabileceğini ifade etti.

Enflasyona ilişkin kısa vadeli aşağı yönlü riskler değerlendirildiğinde daha belirgin bir indirim de olabileceğini ancak geçen ay 25 baz puan ile sınırlı tutulan indirimin yeni atanan Başkan dönemindeki ilk toplantıda bir anda çok fazla hızlandırılmasının, mesaj bulanıklığı yaratabileceğinden tercih edilmeyeceğini belirten Sezgin, yeni Merkez Bankası Başkanı’nın döneminde, bu zamana kadar uygulanan politikaların bir anda kesintiye uğramasını beklememek gerektiğini söyledi.

Sezgin, bu doğrultuda indirimlerin devam edebileceğini ancak bu zamana kadar olduğu gibi ölçülü olacağını dile getirdi.

Ayrıca, Merkez Bankasının kredi piyasası koşullarındaki sıkılığı kısmen rahatlatmak üzere zorunu karşılıklar üzerinden de bazı tedbirleri devreye sokma ihtimali olduğunu değerlendiren Sezgin, şu tespitleri yaptı:

"24 Mart’ta gerçekleştirilen bir önceki PPK toplantısından bu yana küresel oynaklık göstergeleri olarak izlenen VIX ve MOVE endekslerinde önemli bir değişim olmadı. VIX endeksinde hafif bir yükseliş, MOVE endeksinde ise hafif bir düşüş oldu. Dolayısıyla, Merkez Bankasının sadeleşme yolunda ilerlemesini engelleyecek bir ortam olmadığını söyleyebilsek de, adımlarını belirgin şekilde hızlandırmasını gerektirecek bir ortam olduğunu söylemek çok mümkün değil. Ayrıca, Türk lirasının 3 aylık oynaklık göstergesine bakıldığında, mart toplantısından bu yana bir miktar gevşeme olduğu göze çarpmaktadır. Bu da Merkez Bankasının faiz indirimine devam etmesini mümkün kılacak önemli bir gelişmedir."

Nilüfer Sezgin, mart ayında enflasyonun yüzde 8,8'den yüzde 7,5’e hızlı bir şekilde gerilemesinin ardından, gıda fiyatlarına ilişkin yaptıkları gözlemlerin nisan ayında da enflasyonun yine belirgin bir düşüş gösterebileceğine işaret ettiğini söyledi.

Ay ortası itibarıyla yaptıkları ön tahmine göre manşet enflasyonda yüzde 7’nin altının mümkün olabileceğini belirten Sezgin, "Fiyat gelişmelerini önden takip etmeyi tercih eden Merkez Bankasının da bu gözleme katılıyor olduğunu varsayarsak, faiz toplantısı öncesinde, bu gelişmenin önemli bir belirleyici olabileceğini düşünüyoruz. Enflasyondaki bu beklenmedik derecede hızlı düşüşün, faiz koridorunun üst bandının mevcut yüzde 10,5 seviyesinden 100 baz puan indirilmesine alan açtığını düşünüyoruz." diye konuştu.

"Küresel konjonktür, TCMB’ye parasal gevşeme için imkan tanıyor"
Finansinvest Başekonomisti Burak Kanlı da faiz koridorunun üst bandında 50 baz puanlık indirim gerçekleşebileceğini ifade etti.

TCMB'nin Erdem Başçı döneminde güvercin bir mizaca sahip olduğunu ve gelecek dönemde de bunun böyle olacağını öngören Kanlı, "Önceden geleneksel bir Merkez Bankası vardı da şimdi bu tamamen tersine dönecek gibi bir durum yok. Fark, atılacak gevşeme adımlarının daha hızlı, net ve açık bir biçimde atılması olabilir. Para politikasında TCMB Başkanlığına atanan Murat Çetinkaya etkisinin tamamen görülmesi hemen olmayacak." dedi.

Kanlı, Japonya Merkez Bankası (BoJ) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) kaynaklı bol likidite koşullarının devam ettiğini aktardı.

Küresel olarak düşük enflasyon ve faiz koşullarının 2016’nın büyük bölümünde Türkiye ile birlikte olacağını tahmin eden Kanlı, sözlerini şöyle tamamladı:

"Büyüme dinamiklerinin 5 yıl aranın ardından gelişmiş piyasalara kıyasla gelişmekte olan ülkeler (GOÜ) lehine dönüyor olması ve GOÜ para birimlerinin reel olarak 2008 ile kıyaslanır biçimde değersiz olması da GOÜ'lere olan yatırımcı iştahını destekleyecek. Küresel konjonktür, TCMB’ye parasal gevşeme için imkan tanır vaziyette ve banka da bundan faydalanacaktır. Önümüzdeki dönemde de Merkez Bankasının temel amacı para politikası faizlerini olabildiğince düşük seviyelere indirmek olacaktır. Ancak, önümüzde TCMB’nin kısa vadedeki güneşli günlere odaklanıp, faizi ekonomik temellerin ima ettiğinden daha düşük seviyelere indirme ihtimali var ve bu kur üzerindeki en büyük risk. Böyle bir durumda, ilerleyen dönemlerde gelebilecek bir finansal şok karşısında TCMB tekrar para politikasını keskin biçimde değiştirip faiz artırımına gitmek zorunda kalabilir."

Ekonomistler 50 baz puan indirim bekliyor
AA Finans'ın 20 ekonomistin katılımıyla sonuçlandırdığı "PPK Beklenti Anketi"ne göre, ekonomistlerin tamamı faiz koridorunun üst bandında indirim bekliyor. Ekonomistlerin 5'i 25 baz puan ve 15'i 50 baz puan faiz indirimi olacağını tahmin ediyor.

Ankete katılan ekonomistlerden sadece 2'si bir hafta vadeli repo ihale faiz oranında (politika faizi) 25 baz puan ve sadece 1'i borçlanma faiz oranında (faiz koridorunun alt bandı) 50 baz puan indirim yapılmasını bekliyor.

TCMB, geçen ayki PPK toplantısında faiz koridorunun üst bandını 25 baz puan düşürerek yüzde 10,50'ye indirip, politika faizini yüzde 7,50 ve faiz koridorunun alt bandını yüzde 7,25 seviyesinde sabit tutmuştu.