ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen "30. Muhtarlar Toplantısı"nda Amasya, Ankara, Antalya, Bitlis, Denizli, Edirne, Eskişehir, Gümüşhane, Kocaeli, Kütahya, Malatya, Muğla, Muş ve Nevşehir'den gelen muhtarlara hitap etti.

"Türkiye’yi Batılı bir ülke olarak tanımlarsanız doğru söylersiniz ama eksik ifade etmiş olursunuz.” değerlendirmesini yapan Erdoğan, "Türkiye’yi Doğulu bir ülke olarak tanımlarsanız yine doğru söylersiniz ama aynı şekilde eksik ifade etmiş olursunuz. Türkiye’yi bir Karadeniz ülkesi, bir Akdeniz ülkesi olarak tanımladığınızda da benzer bir durum söz konusudur. Gerçekten de tüm tanımların doğru ama eksik olduğu bir coğrafyada yaşıyoruz." diye konuştu.

-"Misafir değil ev sahibiyiz"


Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

“Avrupa Birliği kendi değerleriyle çelişme, kendini var eden kriterleri inkar etme pahasına ülkemizi istediği kadar dışlamaya çalışsın Türkiye aynı zamanda bir Avrupa ülkesidir. Daha eskilere, İslamiyet’le şereflendiğimiz o günlere 400’lü, 500’lü, 600’lü, 700'lü yıllarda, Avrupa’da kurulmuş olan Türk devletlerine kadar gitmiyorum, ecdadımız Osmanlı’nın 1350’li yıllarda Avrupa kıtasına geçişinden itibaren ele alarak söylüyorum, 650 yılı aşkın süredir kesintisiz bir şekilde Avrupa’da devletimizle, kültürümüzle, medeniyetimizle varız, var olmaya devam edeceğiz. Bugün de Trakya’daki şehirlerimizi Balkanlar’daki Evladı Fatihan soydaşlarımızı, dindaşlarımızı bir kenara koyuyorum, Avrupa genelinde 5 milyon vatandaşımız yaşıyor. Almanya’da milyonlarca, Fransa’da, Belçika’da, Hollanda’da, Kuzey Avrupa ülkelerinde 100 binlerce vatandaşımız geleceklerini oralarda kurmuş durumdalar. Dolayısıyla bizi Avrupa’dan dışlamaya ne Avrupa Birliği kurumlarının ne de ırkçılık hastalığının pençesine düşme tehlikesiyle karşı karşıya olan Avrupa devletlerinin gücü yetmez. Biz Avrupa’da misafir değil ev sahibiyiz. Avrupa Birliği ve bazı Avrupa ülkeleriyle son dönemde yaşadığımız sıkıntılar, güncel siyasi çatışmalardır."

-"Ne kadar ekmek o kadar köfte"


Erdoğan, bu çerçevede şayet Türkiye'ye karşı olan anlamsız husumetini, çifte standardını bir kenara bırakırsa hemen yarın Avrupa Birliğine (AB) tam üye olmaya hazır olduklarını belirterek, şöyle devam etti:

"Avrupa Birliği ülkemize söz verdiği ama kasıtlı olarak tutmadığı vize serbestisi, mülteciler için toplamda 6 milyar avro yardım, fasılların açılması gibi adımları attığında biz de elbette iyi niyetimizi göstereceğiz. Ama artık tek taraflı adım atma dönemi bitti. Hani biz de bir söz var ya 'ne kadar ekmek o kadar köfte.' Şimdi Avrupa'ya biz bunu söylüyoruz. Bize ne verirseniz, bizden o kadarını alırsınız. Çünkü bizim Avrupa'nın peşinden koşacak sabrımız ve takatimiz kalmadı.

Üzerimizde yarım asırdır süren oyalamacanın yorgunluğu var, çok oyalandık, 53 yıl... Kendi değerleriyle, ilkeleriyle çelişme pahasına Türkiye'ye tavır alan bir kurumun kimseye güven vermesi mümkün değildir. Bugün Türkiye'ye uygulanan çifte standarda, yarın üye devletlerden herhangi birinin de maruz kalmayacağını kim garanti edebilir? Onun için Avrupa Birliği meselesinde kararı üye ülkelere ve birlik kurumlarına bırakıyoruz. Şayet Avrupa, kendi üzerine düşenleri yaparsa, biz bugüne kadar verdiğimiz her sözün arkasında dururuz. Aksi takdirde kendileri bilirler."

-"Konumumuz birbirini bütünleyen ilişkilerin teminatı"


Batı ile olan ilişkileri Doğu'ya, Doğu ile olan ilişkileri Batı'ya alternatif görmediklerini ifade eden Erdoğan, "Tam tersine bu konumumuzu kendimiz ve dostlarımız açısından birbirini tamamlayan, birbirini bütünleyen ilişkilerin teminatı olarak görüyoruz. Aynı durum Karadeniz ve Akdeniz bölgeleri için de geçerlidir. Her iki denizin de dört bir tarafındaki ülkeler kapı 'bir değilse' de 'denizimiz bir' komşumuzdur. Biz öyle addediyoruz, öyle biliyoruz." şeklinde konuştu.

-"Bu duruş bize tarihin mirasıdır"


Suriye, Irak, Libya ve diğer ülkelerde kanı dökülen ve mağduriyete uğrayan her kardeşinin acısını kendi yüreklerinde hissettiklerini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Halep'e düşen bombalar sebebiyle gözyaşı döken her çocuk, evladına sarılan her anne baba bizim kardeşimizdir. Musul'da, Telafer'de ve diğer şehirlerde bir yandan DEAŞ'ın diğer yandan zalimlikte onları aratmayan mezhepçi milislerin zulmü altında inleyen her insan bizim kardeşimizdir. Her kim ki bize, 'buralara karışma' derse, bilsin ki aslında 'kalbimizden bir parçayı söküp atın' diyordur. Biz bunu yapamayız. Geçmişte, Afganistan'daki, Balkanlardaki, Karabağ'daki, Kırım'daki, Kıbrıs'taki zulümlere nasıl karşı çıktıysak şimdi de Irak'taki, Suriye'deki diğer bölge ülkelerindeki baskılara aynı şekilde rıza göstermeyeceğiz. Bu duruş bize tarihin mirasıdır."

-"Başka grupları palazlandırmanın adı 'Ortadoğu'ya barış ve huzur getirmek' değildir"


Bir tarafta 79 milyonluk bir ülke ve onun meşru yönetiminin bulunduğunu, öteki tarafta ise adı "Darbe girişiminden, hırsızlığa, şantaja, istismara" kadar her türlü suça karışmış bir terör örgütünün yer aldığına işaret eden Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Maalesef 'müttefik' dediğimiz, pek çok platformda birlikte çalıştığımız ülkeler tercihlerini Türkiye'den ve meşru yönetiminden değil, terör örgütünden yana kullanıyorlar. PKK terör örgütü konusunda da benzer bir tercihle karşı karşıyayız. DEAŞ'ı bahane ederek bölgede yeni ve en az bu örgüt kadar tehlikeli başka örgütleri, başka grupları palazlandırmanın adı 'Ortadoğu'ya barış ve huzur getirmek' asla değildir."

-"Çok ciddi engellerle, engellemelerle karşılaşıyoruz"


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak ve Suriye devletlerinin kendi halklarını bir arada tutabilecek iradeyi gösterip, bu terör örgütlerine karşı gereken mücadeleyi verebilselerdi, hala Türkiye'nin yürüttüğü operasyonlara ihtiyacın kalmayacağını vurguladı.

Fırat Kalkanı Harekatı'nın hedefinin de herhangi bir ülke veya kişi değil, sadece terör örgütleri olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Defalarca dile getirdiğimiz bu hususta hiç kimsenin şüphesi olmasın, söylediklerimizi de kimse başka bir şekilde yorumlamasın, başka yere çekmesin. Türkiye, tek başına da kalsa terör örgütleriyle mücadelesini sürdürecektir. Bu mücadelede Batı ülkelerinden destek görmek bir yana tam tersine çok ciddi engellerle, engellemelerle karşılaşıyoruz. Avrupa'daki birtakım firmalar, ülkemize askeri malzeme satmayacaklarını açıklıyorlar. 'Kötü komşu, insanı hacet sahibi yapar' derler." diye konuştu.

-"Kendinizi bir defa ciddi olarak test edip, doğru yola gelin"


Bu sancılar en başından beri yaşandığı için son 14 yıldır kendi ayaklarının üzerinde durmalarını sağlayacak bir alt yapıyı kurmaya çalıştıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

"Bunlar zavallı ya. Siz, bizim Çanakkale destanını okudunuz mu? Artık Haçlı zihniyetleri tarih oldu. Yoksa bunu mu uyandırmak istiyorsunuz? Böyle bir geri dönüş mü yapmak istiyorsunuz? Eğer böyle bir teşebbüsün içerisindeyseniz bu çok yanlış bir şey. Önce kendinizi bir test edin, bu ülke bir NATO ülkesidir. Bir NATO ülkesine karşı 'Biz böyle bir adımı nasıl atarız' diye kendinize bunu bir sorun. Ve yanlış yoldasınız, kendinizi bir defa ciddi olarak test edip, doğru yola gelin. Biz bütün bu tehditleri bir kenara koyuyoruz ve ciddi bir şekilde de yolumuza devam ediyoruz. Elbette hala kat etmemiz gereken mesafe var. Bu konuda da şunu söyleyeyim, kararlıyız, mesafe alıyoruz ve mesafe alacağız."

-"Dövizi silah gibi kullanarak Türkiye'yi dize getirezsiniz"


"Terör örgütlerinin ağababaları, baktılar ki bu iş silahla, bombayla, tankla, uçakla olmuyor, bu defa bel altından vurmaya başladılar." diyen Erdoğan, "Son günlerde ekonomimizin maruz kaldığı saldırıları işte bu şekilde değerlendirmek gerekiyor. Bu spekülasyonların arkasındaki güçlere diyorum ki, sizin eli kanlı katillerinize pabuç bırakmayan bu millet, o bir dolara satın aldığınız piyonlarınızla bunları karıştırmayın, bu millet, darbenin ertesi günü 2,5 milyar dolarını bozdurup ekonomisine destek olmuş bir millettir. Bugün de dövizi silah gibi kullanarak Türkiye'yi dize getireceğinizi sanıyorsanız, aldanıyorsunuz." şeklinde konuştu.

-"Türk milleti bunların defterini dürmüştür"


Erdoğan, FETÖ ve PKK ile mücadele çerçevesinde, kamuda, sivil toplum kuruluşları içerisinde, medyada ve iş dünyasında ciddi temizlik yürütüldüğünü söyledi.

Terör örgütlerinin bu mücadeleyi sulandırmak için akla hayale gelmedik yollara başvurduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Bunların tüm hayatları gibi bu dönemleri de yalan, aldatma, riya üzerine kuruludur. Ama bundan sonra da aynı şeyleri yapacaklar. Şimdi eminim Aralık ayı için, daha sonraki tarihler için yeni yalanlar uydurup, ortalığa salacaklardır. Artık hiçbir önemi yok. Hem Türkiye Cumhuriyeti Devleti hem de Türk milleti bunların defterini dürmüştür. Sağda solda kalmış olan kılıç artıkları da zaman içinde tespit edilip etkisiz hale getirilecektir." ifadelerini kullandı.