Eski Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Abdullah Sabri Kocaman, hakkındaki suçlamalarla ilgili beraat kararı verilmesinin ardından basın açıklaması yaparak, kendisine paralel yapı tarafından kumpas kurulduğunu ileri sürdü. Kendisine yapılanları anlatan Gazeteci Kocaman, "Paralelcilerin elini sıkan, gusül abdesti almalı, yüzlerini öpen Hacca gitmeli" dedi.
Eski Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Abdullah Sabri Kocaman, sahibi olduğu yerel Hakimiyet Gazetesinde, ucu paralel yapıya dokunan yolsuzluk ve vergi dosyaları ile yaptığı haberler nedeniyle 02.09.2012 tarihin de paralel yargı mensupları tarafından hakkında 8 yıl 4 ay hapis cezası verildiğini söyledi. Yaklaşık 3 yıl süren hukuk mücadelesinde kendisinin suçsuz bularak, beraat kararı verildiğini vurgulayan Kocaman, basın toplantısında kendisine kurulan kumpası da anlattı. Hayatı boyunca yüz kızartıcı bir suç işlemediğini ifade eden Kocaman, “33 yıldır Gaziantep’te gazetecilik yapıyorum. Ve yaklaşık 15 yıl da Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı yaptım. Bu süre zarfında Türkiye Cumhuriyeti’nin ne yürütmesinde, ne de yargısında hiçbir yüz kızartıcı suç işlemedim. Maalesef 02.09.2012 tarihinde başlayan yürütme ve yargı ayağı, sivil toplum ve basın ayağı kullanılarak 09.02.2012 tarihinde gözaltına alındım. Ayrıca fuhuştan ve gizli belge bulundurmaktan davalar açılmış düğmeye aynı tarihte basılmıştır. Ve 3 yıl yaptığım hukuk mücadelesinden sonra yüce yargı başta adalet bakanlığı olmak üzere Yargıtay birinci ceza dairesi olmak üzere Gaziantep birinci ağır ceza mahkemesine gönderilen, Yargıtay’ın bozma ve düzeltme kararı tekrar dosya ele alındı. Ve 27.04.2016 tarihinde şahsıma bu verilen ceza bozuldu. Bu gördüğünüz belge, beraat kararıdır" dedi.
“BANA BU ZULMÜ YAŞATAN HUKUK SAPIKLARIDIR”
Kocaman, hayatını karartanların hukuk sapıkları olduğunu belirterek, “Bana bu zulmü yaşatan, hayatımı karartan, hürriyetimi elimden alan hukuk sapıkları ile yürütmenin sapıkları, muhalefet ettiğim için şahsi kin ve öçlerini benden almaya çalıştılar. Ben muhalefet edebilirim, doğruları yazabilirim, yanlışları yazabilirim. Bunun ceza yeri Türkiye Cumhuriyeti’nin mahkemeleridir. Bunun ceza yeri, benden alacağı intikam ve hırs için onları tatmin etmek için kullanılan bu vatanın hakimlerinin, polisinin yürütmenin piyonu değildir” şeklinde konuştu.
Bunlarla herkesin mücadele etmesi gerektiğini vurgulayan Kocaman, “Çocuğuma ait iş yerinde tek bir suç unsuru yok, aleyhimde tek bir ifade yok, bu işi yapanlarla hiçbir bağım yoktur. Ama yüce adalet tecelli etmiştir. Bu elimde gördüğünüz beraat kararıdır. Bir insanın hürriyetini elinden almaktan daha büyük bir alçaklık olamaz. Cumhurbaşkanımızın dediği gibi üstü hıyanet olan bu şebekeyle herkes mücadele etmelidir. Bunların elini sıkan Usul abdesti almalı, yüzlerini öpen de hacca gitmelidir” ifadelerini kullandı.
“ŞİMDİ HUKUK ÖNÜNDE HESAPLAŞMA ZAMANI”
Bir günde iddianamesinin hazırlandığını söyleyen Kocaman, “Bir günde iddianamem hazırlandı. Ben adliyede adam mı öldürdüm. Türkiye’de bir günde iddianamesi hazırlanan kaç kişi var. Nöbetçi mahkeme beni serbest bıraktı, ilk celse oy çokluğuyla serbest bırakıldım. Peki 10 yıl verdiniz neden tutuklama çıkartmadınız. Maksadınız beni bu şehirden kaçırmaktı. Şimdi hukuk önünde hesaplaşma dönemi başladı. Hukuk önünde hesaplaşmak benim namus ve şeref borcumdur. Bu sadece Cumhurbaşkanının görevi değildir, herkesin görevidir” ifadelerine yer verdi.
“PARALEL İLE MÜCADELE İÇİN AYRI BİR BAKANLIK MÜSTEŞARLIK KURULMASI LAZIM”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın paralel çeteyle büyük bir mücadele örneği verdiğini belirten Kocaman, “Gördüğüm Cumhurbaşkanı, Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanı bunlarla mükemmel bir şekilde mücadele ediyor. Ama bu yeterli değil bu mücadeleye herkesin katılması lazımdır. Musluktan kirli su geliyorsa, depoyu temizlemek lazım, musluğu değiştirmekle olmaz” diye konuştu.