Güneydoğu Genç İşadamları Derneği (GÜNGİAD) Başkanı Hakan Akbal, 2015 yılı ortalarından itibaren bölgede yaşanmaya başlanan savaş benzeri görüntülerin 6 yıllık restorasyon dönemine nokta konulmasına yol açtığını belirterek, yaşanan bütün acılara rağmen yeni bir restorasyon dönemi başlatmak için hala şansın olduğunu vurguladı. Akbal, bugün Diyarbakır’da Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’nin katılımıyla yapılacak toplantının bunun için bir dönem noktası olabileceğini kaydetti.
GÜNGİAD Başkanı Hakan Akbal, bölgede yaşanan olaylar ve bugün Diyarbakır’da Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’nin katılımıyla yapılacak toplantıya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Akbal, ilk olarak 17 Ağustos 2015’te Diyarbakır’ın Lice ilçesinde başlayan sokağa çıkma yasaklarının 10 aydır fiilen sürdürüldüğünü belirterek, “10 ay boyunca 7 il ve 21 ilçe bu uygulamalardan etkilendi. 2009 yılında başlayan, zaman zaman kesintiye uğrasa da 2015 yılına kadar devam eden huzur döneminde bölge ekonomisinde rakamlara da yansıyan somut gelişmeler elde edildi. 2009’dan, 2015 yılının başlarına kadar geçen 6 yıllık süreçte sadece bölgemizde değil ülkemizde de bir restorasyon dönemi başladı. 2015 yılı ortalarından itibaren bölgede yaşanmaya başlanan savaş benzeri görüntüler ve özellikle de bunun ekonomiye yansıyan olumsuz görüntüleri, 6 yıllık restorasyon dönemine nokta konulmasına yol açtı” dedi.
“TÜRKİYE’NİN YENİ BİR RESTORASYON SÜRECİNE İHTİYACI VAR”
Yaşanan bütün acılara rağmen yeni bir restorasyon dönemi başlatmak için halen şansın olduğuna dikkat çeken Akbal, “Bu ülke evlerin içine kadar giren çatışmayı, sokaklarımızda patlayan bombaları, sınır ötesinden şehirlerimizi ve kasabalarımızı vuran füzeleri hak etmiyor. Bu döneme hep birlikte ve güçlü bir sesle karşı durmamız gerekir. Bugün Diyarbakır’da Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’nin katılımı ve sivil toplum kuruluşlarının da güçlü bir şekilde temsil edileceği toplantı bir dönem noktası olabilir. Türkiye’nin yeni bir restorasyon sürecine ihtiyacı var. Unuttuğumuz ve ihmal ettiğimiz erdemleri yeniden hatırlamak zorundayız. Hak, hukuk, demokrasi, etik gibi kavramların yeniden ülkemizin temel prensipleri olması için hep birlikte çaba harcamak zorundayız. Sayın Çevre Bakanımız ve sivil toplum kuruluşları ile Bakanlar Kurulu tarafından çıkartılan acele kamulaştırma ve bu kapsamda sürdürülecek Suriçi’nin imarı konusunda yapılacak toplantı, yeniden ayağa kalkmak için bir dönüm noktası olmak zorundadır” diye konuştu.
“ACELE KAMULAŞTIRMA KARARI SUİSTİMAL EDİLMEMELİ”
Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de değerli katkılarıyla UNESCO Kültür Mirası kapsamına alınan Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri kültürel peyzaj alanının son çatışmalardan en fazla etkilenen alanlar olduğuna işaret eden Akbal, şunları kaydetti:
“Acele kamulaştırma kararı suistimal edilmeden, en kısa sürede tarihi ve kültürel dokusuna uygun olarak Suriçi bölgesi yeniden imar edilmelidir. Daha önce bu konuda yapılan ve Kalkınma Bakanı sayın Cevdet Yılmaz, Kültür Bakanı Sayın Mahir Ünal, eski Çevre Şehircilik Bakanı Sayın Fatma Güldemet’in katıldığı toplantıda önemli kararlar alınmıştı. Bu toplantıda Suriçi’nin imarına ilişkin önemli tartışmalar yapılmış ve önemli kararlar alınmıştı. Ancak ne yazık ki yeni kabine değişiklikleri bu sürecin sil baştan ele alınmasına yol açtı. Diyarbakır’ın genç, sanayici ve işadamlarını bünyesinde toplayan bir sivil toplum kuruluşunun temsilcisi olarak, daha önceki toplantıda kararlaştırılan yol haritasının değiştirilmemesini öneriyorum. Özellikle Diyarbakır Suriçi’ni, kentin sosyal, kültürel ve ekonomik dokusunu çok iyi bilen Sayın Cevdet Yılmaz’ın Suriçi’ndeki imar sürecinin koordinasyonundan sorumlu bakan olarak görevlendirilmesini olumlu karşılamıştık. Şimdi yeni bir kabine oluştu ve süreç yeniden başlıyor. Yeni başlangıçların bölgeye daha fazla vakit kaybettirmemesini istiyoruz. Bu nedenle gerek sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, gerekse de Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’dan yeniden inşa ve restorasyon sürecine sahip çıkmalarını ve bu sürecin vicdanı olarak gördüğümüz Sayın Cevdet Yılmaz’ın bu konumunu muhafaza etmesini, daha fazla mağduriyet yaşanmaması adına talep ediyoruz.”
Diyarbakır Suriçi’nin milattan önce 7 bine dayanan yerleşme izlerine sahip eşsiz bir kültürel miras olduğunu vurgulayan Akbal, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu özelliği UNESCO tarafından da tescil edilmiştir. Özellikle bu alanda yaşanacak restorasyon sürecini müteahhitlere terk etmek, bize emanet edilen bu insanlık mirasına yapılacak en büyük haksızlık olur. Şehrimizin ve bölgemizin daha fazla haksızlık yaşamaması için, yıkımın sonrasında daha güçlü bir şekilde ayağa kalkmamız için, bu alanların imarı kesinlikle ve kesinlikle ranta ve suiistimale kurban edilmemelidir.”