Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, gündem ile ilgili değerlendirmelerde bulunarak, “ABD ve AB ile ilişkiler gözden geçirilerek her alanda tam bağımsızlık ilkesi yeniden hayata geçirilmelidir” dedi.
30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla bir açıklama yapan Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, “Her milletin önemli günler haftalar ve ayları vardır. Tarihi şeref ve şanla kahramanlık ve zaferlerle dolu olan necip milletimizin anılmaya kutlamaya değer sayısız gün ve ayları vardır. İşte o aylardan biri olan ve bu ay; kahramanlıkların destanlaştığı bizi biz yapan, tarih yapan zaferlerimizin ayı Ağustos’tur. 26 Ağustos 1922 ‘de Türk Ordusu Afyon-Kocatepe’de istilacı ordulara karşı taarruza geçerek, onları 9 Eylül’de denize döktü. Büyük Zafer tam bağımsız Türkiye’nin kurulmasını sağladı. Türkiye bu savaşta yalnız kendisi için değil bütün ezilen milletler adına da çarpışarak Mili Kurtuluş Savaşları çağını açtı” diye konuştu.
Hanefi Bostan, "Zaman içinde büyük Atatürk’ün kurduğu milli devletin program ve stratejisi terk edilerek ülkemiz adım adım batılı emperyalistlerin denetimine sokuldu. Türkiye’nin içinde bulunduğu sıkıntıların temel nedeni Batı’ya bağımlılıktır. Bu bağımlılık çerçevesinde; Kamu Yönetimi Temel Kanunu ile devletin üniter yapısı bozularak federatif yapıya zemin hazırlanmak isteniyor. Türk Milleti, mezhep ve etnik kökenlerine göre bölünerek toplumsal birlik ve dayanışma duyguları zayıflatılıyor. Sevr’in parçalayamadığı şehit kanlarıyla sulanmış vatan topraklarımız bugün yabancılara para ile satılıyor. Cumhuriyetimizin en köklü Kamu İktisadi Teşekkülleri kişilere ve uluslararası sermayeye peşkeş çekilerek talan ediliyor. PKK adlı terör örgütüyle “Çözüm Süreci” adı altında devletimizin pazarlık masasına oturması isteniyor. Güney sınırımızda YPG/PYD (PKK) adlı terör örgütünün, ABD ve Avrupalı Devletler tarafından bir devlet kurmasına zemin hazırlanıyor. En kötüsü FETO adlı terör örgütünün başta askeriye, emniyet ve adliyede teşkilatlanmasına zemin hazırlanarak Devletimiz içten çökertilmeye çalışıldı" şeklinde konuştu.
“Kurtuluş Savaşı öncesinde olduğu gibi vatan ve millet tehlike altındadır” diyen Hanefi Bostan, şunları söyledi:
“Türk tarihinden aldığımız güçle; Kurtuluş Savaşı’nda Mustafa Kemal Atatürk’ün başında bulunduğu Kuva-i Milliye’nin Misak-ı Milli programını ve Müdafa-i Hukuk anlayışını örnek alarak milletimizin bağımsızlığını ve birliğini güvenceye almak için FETO terör örgütünün darbe kalkışması sırasında olduğu gibi yeniden ayağa kalkmasını ve uyanık olmasını istiyoruz. Çünkü ABD ve bazı Avrupa ülkeleri Türkiye’ye düşman olduklarını FETO adlı terör örgütünün darbe kalkışması sırasında açıkça göstermişlerdir. PKK adlı kanlı terör örgütünün Avrupa ülkelerinde büro açmasına fırsat verilmesi ve bu terör örgütünün Türkiye aleyhindeki propagandalarına bütün uyarılara rağmen hala göz yumulması ne anlama gelmektedir? Yine ABD, YPG/PYD (PKK) adlı terör örgütünün Fırat Nehri’nin doğusuna çekilmesini istememesi Türkiye’ye açıkça düşman olduğunun en bariz göstergesidir. Bu nedenle ABD ve AB ile ilişkiler gözden geçirilerek her alanda tam bağımsızlık ilkesi yeniden hayata geçirilmelidir. Ulusal ekonomi güçlendirilmelidir. Toplam milli gelir artırılmalı, refah geniş halk kitlelerine yayılmalıdır. Dünyaya açılmak üretmekle, bilimsel ve teknolojik yaratıcılığı geliştirmekle olur. Dünyaya açılmanın tek anahtarı vardır; o da Milli Ekonomi’dir. Türk dili ve kültürünün yozlaşmasına karşı durulmalıdır. Eğitim, bağımsızlığımızı her şeyin üstünde tutan kuşaklar yetiştirmeyi hedeflemelidir.”
Milli birlik ve beraberliğe vurgu yapan Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, “Emperyalist devletler ve uluslararası sermaye, inanç özgürlüğü adı altında misyonerleri ortaya salarken, “ılımlı İslam” gibi kavramlar ortaya atarak İslam dünyasının uyanıklığını köreltmeye çalışırken, diğer yandan Müslüman milletlerin yer altı ve yer üstü zenginliklerini ele geçirmek için kuvvet kullanmaktan çekinmemektedirler. Gerçek Müslümanlar bu yeni Haçlı Seferi karşısında teslimiyetçi olamaz, olmamalıdır. Türkiye’nin bağımsızlığını sürdürebilmesi, milli birlik, barış ve mutluluk içinde, bağımsız milletler arasındaki onurlu yerini alabilmesi için; Başta siyasi partiler olmak üzere tüm kamu kurumlarının, sendika, dernek, demokratik kitle örgütleri, basın-yayın organları ve vatansever şahsiyetlerin tam bağımsızlık programı temelinde birleşmeleri şarttır. Çünkü bugün küreselleşme adı altında dünyayı kendisine bağlamak isteyen emperyalizmden, işçisi, köylüsü, memuru, genci, esnafı, tüccarı ve aydını ile bütün millet zarar görmektedir” dedi. Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, şunları söyledi:
"Atatürk’ün 1919 yılında söylediği; “Esas Türk Milleti’nin şerefli ve haysiyetli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu esas ancak tam bağımsızlığa sahip olmakla temin olunabilir. Ne kadar zengin ve refaha kavuşturulmuş olursa olsun bağımsızlıktan mahrum bir millet, medeni insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye layık olamaz. Böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir. Bundan ötürü “ya istiklal ya ölüm” sözlerini hatırlatıyor. Türk Eğitim-Sen olarak; Türkiye’nin bağımsızlığından taviz vermeyeceğimizi buradan haykırıyor, Türk Milleti’nin ’Zafer Haftası’nı’ kutluyoruz.”