Suudi Arabistan'dan Prens Turki Bin Talal Bin Abdulaziz Al Suud, Cumhurbaşkanlığı himayesinde Uluslararası İş Birliği Platformu (UİP) tarafından düzenlenen "Küresel Gelecek: İnsan Odaklı, Akıllı Ekonomi Temalı 7. Boğaziçi Zirvesi"ne katıldı.

Zirvede konuşan Al Suud, "Türk atasözü der ki; 'Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var.' Bir fincan kahve buna sahipse iki ülke arasındaki ilişkileri nasıl dile getirebiliriz? Aynı dine bağlıyız ve aynı uygarlıktan geliyoruz." diye konuştu.

Al Suud, iki ülke ve milletler arasındaki yakın bağlara dikkati çekerek, Filistin gibi konularda Türkiye'yle ortak bakış açısına sahip olduklarını söyledi.

"Herhangi bir tarafın araya girmesine izin verilmemeli"
Bölgede güvenlik ve refahın sağlanmasında Türkiye ve Suudi Arabistan'ın birer eksen oluşturduklarını dile getiren Al Suud, "İki ülke arasındaki uyumun daha da yükselmesi gerekmektedir. İki ülke liderleri arasındaki ilişkiler aracısız olmalı, tıpkı eskiden olduğu gibi. Herhangi bir tarafın araya girmesine izin verilmemeli. Biliyorsunuz ki yıkıcıların sayısı çoktur. Ümmetin ihtiyacı olduğu büyük gücün seferber edilmesi ki her iki ülke de buna sahiptir. İslam ümmeti ve Arap meselelerine ilişkin bunun seferber edilmesi canlı bir özellik taşıyor. Her taraftan düzenlenen desiselerle ancak bu şekilde mücadele edebiliriz." ifadelerini kullandı.

Al Suud, üzerinde anlaşılan konuların daha da pekiştirilmesi gerektiğine vurgu yaparak, üzerine anlaşmaya varılmayan konuların da bir kenara itilmesi gerektiğini söyledi.

"Bizim de Türk kardeşlerimizin de tek amacı Suriyeli kardeşlerimize yardım sunmaktır"
Anlaşma olmayan konuların iki ülke arasındaki stratejik konuları etkilememesi gerektiğini belirten Al Suud, sözlerini şöyle tamamladı:

"İki ülke arasındaki stratejik koordinasyonun gerçek ekonomik çıkarların bağlantısının sağlanması gerekiyor. Bunun iki ülkenin refahına yansıması gerekiyor. Bizim de Türk kardeşlerimizin de tek amacı Suriyeli kardeşlerimize yardım sunmaktır. Türk kardeşlerimizden geçen 4 yıl içinde gerçekten kardeşlik, samimiyet ve yardım elinin uzatılması gibi yüce değerleri gördük."