Ihlamurlar Şairi olarak ta bilinen Bahattin Karakoç vefatının 5. ayına denk gelen doğum gününde Kahramanmaraş’ta özel Doğa Koleji Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Nevzat Tarakçı’nın Moderatörlüğünde ki anma programına Şair-Yazar İnci Okumuş, Araştırmacı-Eğitimci Yazar Ramazan Avcı, Eğitimci-Şair Oğuz Karakoç (Bahaettin Karakoç’un oğlu) konuşmacı olarak katıldılar.

Program Bahattin Karakoç anısına okul bahçesine Ihlamur Fidanı dikim ile başladı, buradan konferans salonuna geçildi, Doğa Koleji kurucu temsilcisi ve Kampus Müdürü Halil Düzgün tarafından hoş geldiniz açılış konuşması, peşinden Bahaettin Karakoç’un hayat hikayesi ve biyografisi okundu, Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman şiirine ait slayt gösterimi yapıldı,

Bahaettin Karakoç’un hayatının anlatılmasının ardından en büyük oğlu Oğuz Karakoç, babasından bahsetti. İnsanın babasını kaybettikten sonra bu acıyı anladığını belirten Oğuz Karakoç, duygulanmamak mümkün değil, insan babasını kaybedince bu duygunun ne kadar acı olduğunu anlıyor. Ancak bu acıyı, bu duyguyu babasını kaybedenler çok daha iyi bilir, her fani gibi babam da bu dünyadan ayrıldı, üzülüyoruz, üzülmemek mümkün değil, ama ne mutlu ki babam bundan sonra Türk edebiyatında eserleriyle anılacak, eserleri ile yaşayacak. Bu anlamda da kendimizi mutlu hissediyoruz. Değişik il ve ilimizde farklı kurumlarda babamla ilgili programların hazırlanması, çeşitli sanat dergilerinin Bahaettin Karakoç özel sayıları çıkarılması ona verilen değerin göstergesidir.” dedi. Karakoç babasının gençlere ve şiir damarı gördüğü herkesi kucakladığını, Dolunay dergisi ve Dolunay Şiir Şölenleriyle bir ekol oluşturduğunu, şiiri ayağa kaldırdığını, şiirlerinde siyasete ve ideolojiye yer vermediğini, dünya menfaattarı için yalakalık yapmadığını, yalakaları hiç sevmediğini, Allah’a verdiği söz gereği ölünceye kadar da yazdığını vurguladı.

Şair ve Yazar İnci okumuş ise duygu ve düşüncelerini şu sözlerle ifade etti:

“Bendeniz Bahaettin Karakoç Üstatla ilk olarak 1986 yılında lise yıllarımdayken doğup büyümüş olduğum şehir olan Kahramanmaraş’ta tanıştım. Lisede edebiyat hocam olan Faruk Paksoy Beyefendinin önderliğinde Dolunay Dergisi’nin Akdeniz apartmanı altında yer alan bir dükkânın asma katında ki yazıhanesinde merhabalaşmıştım. O gün bendenize kurduğu şu cümle hatırımdan hiç çıkmamıştı ve hayat boyu ödevim olmuştu: ‘‘insanı sevmeden, aşkı ödev bilmeden, şiiri sevmeniz mümkün değildir!’’

Buradan yola çıkarak şunu açık yüreklilikle söylemek isterim: İnsanı sevmeden, aşkı ödev bilmeden ve şiiri sevmeden Türk şiir dünyasının Dede Korkut’unun şiirlerini anlayabilmeniz ve sevebilmeniz mümkün değildir.

Bahaettin Ağabeyin bugüne dek yazıldığı sayfalarda kalmaya mahkûm tek bir şiirini işitmedim. Türkçeyi ana sütü gibi yudumladığımız şiirlerinde, bir kelimenin olsun ruhunu yitirdiğine şahit olmadım. Dik başlı değil fakat dik duruşuyla, kula kulluk etmeden yaşayan onurlu tavrıyla Hakkı haykıran yanından taviz verdiğini hiç görmedim.

Bundan böyle bizlere bıraktığı Beyaz Dilekçesi ve Aşk Mektuplarıyla daha onlarca eseriyle Bahaettin Ağabeyin o kutlu şiir ırmağından nasiplenmek hepimizin ödevi olsun.

Aşkın ak saçlı delikanlısı Bahaettin ağabey, doğduğu topraklar olan Kahraman diyar Maraş’ta yaşamış ve Hakk’ın ebedî davetlerine yine doğduğu topraklara medfun olarak icabet etmiş bir abide şahsiyettir. Bütün Anadolu’yu ve Türk Şiir Dünyasını yine yaşadığı topraklardan; Kahraman diyar Maraş’tan şiirle mayalamıştır. 88 yıllık ömrünü son nefesine dek şiire hasreden üstadı bizlere armağan eden Rabbime hamdediyor, hayatı teşriflerinin gününde kendilerini rahmetle anıyorum.”

Araştırmacı-Eğitimci Yazar Ramazan Avcı, Bahaetin Karakoç’un kendini sanata adayan, tam manasıyla bir aşk şairi olduğuna, eselerinin isminin bile (Sevgi Turnaları, Leyl-ü Nehar Aşk Aşk Mektupları, Ben Senin Yusufun Olmuşum, Sürgün Vezirin Aşk Naşideleri, Gündemde Yine Aşk Var), sanatını aşka adamış bir şairin kimliğini ortaya koyduğuna işaret ederek şunları dedi:

“ O, taşra edebiyatının sesiydi, Dolunay dergisini çıkartarak, ülkenin-bazen de Türk dünyasının seçkin şiirlerini, Kahramanmaraş’ta Dolunay Şiir Şölenleriyle ulusal veya uluslararası alanda eserleriyle, ödül kazanarak gündeme geldi. Hiçbir siyasi oluşuma methiyeler dizmedi, hep bildiği doğruları, gördüğü yanlışları söyledi. Şiirlerini siyasetin ve bir ideolojinin emrine vermedi. Kendisi Beyaz Kartal olarak, tabiatla özdeşleşmiş, dağları seven bir şairdi. “Şehirde serçeleşen bir kartal” olmak istememiştir. Onun için hep dağlara, uzaklara, ötelere gitmenin, zamanın ve mekanın dışına çıkmanın düşünü kurmuştur.” Dedi.

Dolunay şiir şölenlerinde hep sunuculuk yaptığını ifade eden Avcı, Bahaettin Karakoç’la birlikte katıldığı edebiyat programlarında, Karakoç’un konuşma yaptığını, şiirlerini ise kendisinin okuduğunu belirtti.

Programdan sonra konuşmacılara plaket takdim edildi. Program Topluca fotoğraf çekimi ile son buldu.

Programa; Naz, Baki, Beyza, Berkan, Mısra, Sude, Feride, Samet, Aleyna, Melis,Didar ve Eren okudukları şiir ve konuşmalarıyla renk kattılar.

Program sonunda moderatör Nevzat Tarakçı şu ifadelere yer verdi. “Programımıza katılarak dünyamıza renk kattınız. Sevgili öğrencilerimizin duygularına dokundunuz, ruh dünyalarına şiir üflediniz. Yürekten teşekkür ediyorum. Sağlık, başarı ve huzur dolu güzel günler diliyorum”

Programa, İl Kültür ve Turizm Müdürü Seydihan Küçükdağlı, İl Millî Eğitim Müdür yardımcıları Ahmet Sarıtürk, Ahmet Akküncü, Duran Doğan, Kahramanmaraş Necip Fazıl Şehir Hastanesi Başhekim Yrd. Uzm.Dr. Göksek Kütük, Millî Eğitim Şube Müdürü Ramazan Palkis,Şair-Yazar Tayyip Atmaca, Şair-Fotoğraf Sanatçısı Yasin Mortaş, TEMA Vakfı Kahramanmaraş İl Temsilcisi Abdurrahman Akbolat,Eğitimci-Yazar Salman Kapanoğlu, okul müdürleri, öğretmenler, öğrenciler katıldı.