Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Birkaç gün önce ‘Karargâh Rahatsız’ diye bir manşet atıldı. Milletin ensesinde boza pişirme dönemi kapanmıştır. Asıl darbeci zihniyetten milletimiz rahatsız" dedi.

“Memur-Sen’e Davet Tercih Evet” buluşmalarının 3’üncüsü İzmir’de gerçekleştirildi. Çevre illerden de katılımın olduğu programda konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Memur-Sen’in bir erdemliler hareketi olduğunu söyledi. Memur-Sen’in diğer konfederasyonlardan farklı olduğunu kaydeden Yalçın, “Memur-Sen olarak biz bir emek hareketiyiz. Ekmek mücadelesi veriyoruz. Alın teri kavgasının neferleriyiz. Bizim sendikal alana girişimiz esnasında ‘Bu iş sizin işiniz değil’ dediler. Siz bu işe göre değilsiniz demek istediler. Umudumuzu örselemek istediler, yolculuğumuzu baltalamak istediler. Ama bu yola çıkarken vefatının 6. seneyi devriyesinde bulunduğumuz rahmetli Erbakan hocanın 69’da kendi başına bir hareket başlattığında ‘Hocam sen inanmışsın ama bir çiçekle bahar mı olur?’ diye küçümsedikleri bir zeminde ‘Bütün baharlar bir çiçekle başlar’ diyerek kararlığını ortaya koyduğu bir kararlılıkla yola koyulduk” ifadelerini kullandı.

“Türkiye’deki mevcut sendikacılığa reddiye olarak kurulmuş bir teşkilatız"

Memur-Sen’in ilkesel duruşunun kendi medeniyet öğretilerine dayandığını ifade eden Yalçın, şunları kaydetti:

“Türkiye’deki mevcut sendikacılığa reddiye olarak kurulmuş bir teşkilatız. Bizim kaldırım taşıyla, milletin arabasıyla sorunumuz olmaz. Biz hakkını ararken haddini aşan ve başkasının hakkına giren bir sendikacılık anlayışını asla doğru bulmayız. Memur-Sen olarak erdemli bir sendikal hareketiz. Bizim anlayışımız üç boyutlu direniş referans alır. Bizim medeniyet öğretimiz bunu söylüyor. Bir kötülük gördüğünde elinle düzelt, gücün yetmezse dilinle müdahale et, ona da yetmez ise kalbinle buğz et. Sendikacılığımız ‘Emr-i bi’lma’rûf ve nehy-i anilmünker’in izdüşümüdür. İyi bir şey varsa takdir ederiz, kötü bir şey olursa tenkit ederiz kimden gelirse gelsin. Memur-Sen onun için bu temel ahlaki kaideler üzerine kurulmuş, bugüne kadar gördüğü bütün imtihanlardan alnının akıyla çıkmış bir teşkilattır.”

"Üye sayısı hedefimiz en az 1 milyon 111 bin 111 olacak"

Konuşması zaman zaman sloganlarla kesilen Yalçın, “Bu yılın Mayıs ayı Konfederasyonumuz ve sendikalarımız açısından yeni rekorların kayıt ve imza altına alınacak olması nedeniyle son derece önemlidir. Mayıs ayında sendikaların ve konfederasyonların üye sayılarının tespiti yapılacak. Ağustos ayında ise 2018 ve 2019 yıllarında kamu görevlilerinin yararlanacağı haklarının belirleneceği 4. Dönem Toplu Sözleşme süreci başlayacak. İşte tam da bu noktada yeni rekor eşiğimiz, Büyük Memur-Sen ailemiz için üye sayısı hedefimiz en az 1 milyon 111 bin 111 olacak. Bütün kamu görevlilerini, Toplu Sözleşme masasını, emeğin hakkı verildiğinde uzlaşma, alınterine haksızlık edildiğinde restleşme zemini olarak kullanma becerisini ispatlamış Memur-Sen’e davet ediyoruz” dedi.

16 Nisan’da yapılacak halk oylamasına değinen Yalçın, bunun sadece bir siyasi mesele olmadığını belirterek, “Bunun bir siyasi parti meselesi olmayacağını, sadece siyasi partilere havale edilemeyeceğini, bunun ülkede bir sistem değişikliği olduğunu ifade etmek ve Türkiye’nin en büyük örgütlü gücü olarak bu alana ilişkin inisiyatif aldığımızı belirtmek için sahadayız. ‘Memur-Sen’e Davet Tercih Evet’ buluşmalarıyla 81 ilde milletle buluşmak ve meseleyi bütün veçheleriyle anlatmak için yollara koyulduk” şeklinde konuştu.

Konuşmasında 28 Şubat darbe sürecini hatırlatan Yalçın, “Bugün 28 Şubat. 20 yıl önce müstağni ve mütekebbir bir edayla millete muhtıra vererek, had bildirerek, bin yıl sürecek denilerek bu ülkeye ilişkin bir tasarımı ortaya koydular. Bu özgün bir tasarım değildi. Bu talimatla ortaya konan bir vesayet arayışıydı. İhaleyi dışarıdan almışlardı. Tıpkı bu ülkede NATO konseptine dâhil olduktan sonra her 10 yılda bir ihalenin birilerine verilip ülkenin kodlarıyla oynanmış olması gibi o zaman da talimatlar dışarıdan verilmişti” dedi.

Yalçın, 27 Mayıs darbesini de hatırlatarak, “Bu ülkede seçilmiş başbakanı darbeyle indirip ipe götürdüler. 27 Mayıs’ı demokrasi bayramı diye kutlattılar bu ülkede. Seçilmiş bir başbakanı darbeyle indiren bir gelenek, o günü demokrasi bayramı diye dayattı bizlere” diye konuştu.

"Asıl darbeci zihniyetten milletimiz rahatsız"

Dönemin ihraç ve hukuksuzluklarını da dile getiren Yalçın, şöyle konuştu:

“Kılık kıyafetten dolayı binlerce akademisyenin ilişiği kesildi. O zaman kimsenin sesi çıkmamıştı. 11 bin 890 kişi kılık kıyafetten dolayı ceza aldı. 33 bin 271 kişi soruşturmaya tabi tutuldu. 2 bin 639 kişi irticacı diye etiketlendi. 11 bin insan istifaya zorlandı. 187 vakfın mülkiyetine, taşınmazına el konuldu. 21 vakıf kapatıldı, FETÖ’ye otoban açıldı, FETÖ’ye olabildiğince alan açıldı. Tek seçenek haline getirildi. Ve ülkenin başına nasıl bela olduğu 15 Temmuz’da anlaşıldı. Bu ülke bu travmayı yaşadı. 28 Şubat bu anlamda önemli bir tarih. 28 Şubat’ı asla unutmayacağız ve unutturmayacağız. Çünkü onlar kendilerini unutturmuyorlar. Birkaç gün önce ‘Karargâh Rahatsız’ diye bir manşet atıldı. Milletin ensesinde boza pişirme dönemi kapanmıştır. Asıl darbeci zihniyetten milletimiz rahatsız. 15 Temmuz’da bu millet cesaretin en yüksek örneğini ortaya koydu. Milletimiz, ülkede ordunun da itibarının zedelenmesinin önüne geçerek, ülkeye olan borcunu hakkıyla ödedi. Bu milletin vergileriyle maaş alanların emri başka yerden almalarına ve ülkede kaos çıkarma arayışlarına asla tahammülümüz olmaz.”

"Kamu görevlileri olarak istikrar diyoruz"

Kamu görevlileri için istikrarın önemli olduğunu dile getiren Yalçın, “Durmadan seçimlerin yaşandığı bir ülkede iyileşme olmaz. Bizimle beraber dünya savaşından çıkanların aldığı mesafe belli bizim aldığımız mesafe belli. Bizim gibi ülkelerin üzerinde her zaman oyunlar oynanır. NATO’ya bulaştıktan sonra başımız beladan kurtulmadı. Biz kamu görevlileri olarak ‘istikrar’ diyoruz. Çünkü biz istikrarın olduğu dönemler ekmeğimizin hakkını koruyabiliyoruz. 16 Nisan’da uzun dönemli iktidar süreçlerinin başlayacağı, istikrarın süreceği ekonomik kalkınmanın kalıcı olacağı, dolar borsa dalgalanmaları ile milletin sinirleriyle oynanmayacağı bir ülke için tercihimiz ‘evet’ diyoruz” ifadelerini kullandı.

"Memur-Sen büyümeli"

Programda Büro Memur-Sen Genel Başkanı Vecdi Yanbaz da bir konuşma yaptı. Salonda toplanan İzmirlilere hitap eden Yanbaz, “Memur-Sen’den önce sendikacılık tamamen ideolojik bir zeminde yapılır; insanlar sağcılık solculuk Kürtçülük, Türkçülük ve buna benzer şeylerle bir yerden tutulup ötekileştirilirdi. Hamdolsun bizler, bizden önceki o ideolojik zemini yıkıp kardeşlik zeminini yeniden inşa ettik. Emperyalizmin sömürü aracı olan sağcılık solculuk ve benzeri ötekileştirmeleri bir sendikacının yapamayacağını, sendikacının bizzat buna karşı olacağını biz ortaya koyduk” dedi.

Kamu çalışanları ile ilgili kazanımlarını hatırlatan Yanbaz, “Biz 4C’lilerin sendikal hakları için dava açmış ve kazanmış bir teşkilatız. Bizimle beraber sendika üyesi olma hakkı kazanıldı. Bir örnek olsun diye anlatıyorum. 4C’lilerin sadece 800 TL maaşları vardı. Ne aile yardımları, ne ek ödemeleri, ne ikramiyeleri, hiçbir şeyleri yoktu. Allah’a şükürler olsun ki bizimle beraber 4C’liler ikramiyeden aile yardımına diğer tüm haklarına kavuştular. Ancak yeter mi yetmez. 4C/4B gibi ayrımlar olmamalıdır. Tüm arkadaşlarımız 657. maddede tarif edildiği gibi aynı şartları paylaşana kadar biz hedefimize ulaşmış olmayacağız” şeklinde konuştu.

Memur-Sen’in 1 milyon 111 bin 111 hedefinin önemine vurgu yapan Yanbaz, “1 milyon 111 bin 111 üye hedefi önemli. 2017 Ağustos toplu sözleşme masasına güçlü oturmak zorundayız. Memur-Sen büyümeli. Memur-Sen sizlerle beraber yoluna devam etmeli. Memur-Sen’e sadece memurların ihtiyacı yok. Üzerine operasyonlar yapılan, oyunlar, üzerinde hesaplar yapılan mazlum Anadolu insanının ihtiyacı var. Sadece Anadolu insanının mı? Tüm mazlum insanların umuduyuz. Bizimle beraber inşallah onlar umutlarına kavuşacaklar” ifadelerini kullandı.

“Darbecilerin heveslerini kursaklarında bırakan bir teşkilatız”

Memur-Sen İzmir İl Temsilcisi Ali Musa Bina ise, “Memur-Sen olarak rahmetli Akif İnan hocamızın 14 dertli vatan sevdalısı arkadaşı ile kurduğu sivil toplum örgütünün bugünkü neferleri olarak kendisini saygıyla anıyoruz. Onun diktiği bu bayrak hamdolsun yeni ufuklara, yeni zirvelere doğru böylesi güzel insanlarla dalgalanacaktır. Bu yüzden sizlere teşekkür ediyorum. Bu nedenle 1 milyon 111 bin 111 hedefine ulaşmamız için var gücümüzle çalışacağız. 17 Nisan sabahına kadar memleket için uyumayacağıma tüm üyelerimizin huzurunda söz veriyoruz” diye konuştu.

28 Şubat’tın sivil toplum açısından önemine değinen Bina, şunları kaydetti:

“28 Şubat’ın da altını çizmeden geçmemek lazım. Biz 28 Şubat’ı en çok hangi açıdan ders alarak geldik; sivil toplumun işlevselliği açısından çok dersler aldık. Beşli çete tabiri o günlerin ürünü biliyorsunuz. Ama hamdolsun bugün çetelerin önünü kesen, darbecilerin hevesini kursaklarında bırakan ve 15 Temmuz gecesinde sokağa çıkan ve 27 gün boyunca nöbet tutan Memur-Sen var. Bunun için sizler önemli bir görevi ifa ediyorsunuz.”

“Mevcut anayasanın genetiği bozuk”

Programda selamlama konuşması yapan AK Parti İl Başkanı Bülent Delican, halk oylamasında oylamaya sunulacak teklifin ülke için ön açıcı olduğunu ifade etti. Delican, “Mevcut anayasanın genetiği bozuk. Bu FETÖ darbesi 82 Anayasası’nın ürünüdür. Artık art niyetli yapılanmaların önüne geçeceğimiz çok önemli bir seçime gidiyoruz. Bir halk oylamasına gidiyoruz. Bu halk oylaması ile vesayet rejimlerinin bu ülkede kurmaya çalıştıkları tuzakları, bu ülkenin parçalanması için kurdukları hain planları nasıl yere serdiysek 16 Nisan’da da aynısını yapacağız. 16 Nisan’da yeni filizlenen bu yönetim sistemi ile çok hızlı bir büyüme yaşayacağız. Bu 18 maddeyi açıp okuduğumuzda ülkesinin geleceği için katkı koymayacak hiçbir madde yok. Yargının bağımsızlığının yanında tarafsızlığı var. 18 yaşındaki pırıl pırıl gençlerimizin seçilme hakkı var” açıklamasında bulundu.