KAYSERİ (AA) - MUSA ÖZYÜREK - Türkiye Sürücü Kursları ve Eğitimcileri Konfederasyonu (TUSEKON) Genel Başkanı İsmail Yılmaz, trafik kazalarında aşırı hız, hatalı sollama, kırmızı ışıkta geçme, alkollü araç kullanma gibi nedenlerin ön plana çıktığını belirterek, "Kaza nedenlerine ve oluş şekillerine baktığımızda da büyük çaplı ölümlü kazaları genellikle kendini tecrübeli olarak nitelendiren şoförlerin yaptığını görüyoruz" dedi. 

Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyada trafik kazalarının nedenleriyle ilgili araştırmalar yapıldığını, istatistiklerin çıkarıldığını söyledi.

Karayolu altyapısı tamamlanmış, denetimleri yapılmış gelişmiş ülkelerde meydana gelen kazalarda yüzde 95 insan unsuru, yüzde 5 de yol ve olumsuz hava şartlarının etkili olduğunu ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti:

"Genelde şehirler arası yollarda, ağır vasıta, otobüs, kamyon gibi araçların karıştığı kazalarda büyük can kayıpları oluyor. Kaza nedenleri arasında aşırı hız, hatalı sollama, kırmızı ışıkta geçme, alkollü araç kullanma ön plana çıkıyor. Nedenlerine ve oluş şekillerine baktığımızda da büyük çaplı ölümlü kazaları genellikle kendini tecrübeli olarak nitelendiren şoförlerin yaptığını görüyoruz."

- "İnsanların karakterini değiştiremeyiz"

Sürücü kurslarında trafik kurallarının tamamının eksiksiz şekilde anlatıldığını, direksiyon dersinde uygulamalı eğitimler verildiğini belirten Yılmaz, Türkiye'de trafik kültürünün eksik  olduğunu ve kazaların temelde bundan kaynaklandığını vurguladı.

Sürücü eğitimini eksik almış sürücülerin de kaza yapabildiğini ancak genellikle bunların park ederken duvara sürtme veya arkasındaki araca çarpma şeklinde gerçekleşen küçük çaplı maddi hasarlı kazalar olduğuna dikkati çeken Yılmaz, şöyle devam etti:

"Kazalar trafik kurallarını bilmemezlikten değil uygulamamaktan kaynaklanıyor. O nedenle her kazada sürücü kurslarının günah keçisi haline getirilmesinden üzüntü duyuyoruz. Kurallara uymak insani bir davranıştır. Ailesinde ve yetiştiği çevrede bu kültürü yeterli şekilde almamış kişilere sürücü kurslarının bir ayda verdiği eğitim sadece bilgi olarak kalıyor. Bizim insanların trafik kültürünü değiştirme şansımız yok. Kazalar tamamen kişinin yetişme tarzı ve kültürüyle alakalı bir durum. Eğitimle de çok ilgili değil. Profesör veya mühendis olmuş sosyal hayatında çok saygın bir kişi bile araca bindiğinde canavarlaşabiliyor."

"Dünyanın hiçbir ülkesinde aracına levye, sopa koyan, çocuğunu kucağına oturtup araç kullanan, 10 yaşındaki çocuğunu yanına alan sürücü profili yoktur" diyen Yılmaz, bu davranışların  yanlış olduğunu anlattıklarını ancak sonuçta trafik kültürünün küçük yaşlardan itibaren verilecek eğitimle gelişebildiğini kaydetti.  

- Kursa gelmeden ehliyet alma dönemi bitti

Geçmişte sürücü kurslarının çok büyük hataları olduğunu kabul eden ancak artık bu hataların tekrarlanmadığını, sürücü adaylarının ciddi eğitimden geçtiğini dile getiren Yılmaz, kursa gelmeden ehliyet alma döneminin sona erdiğini söyledi.

Türkiye'de 25 milyon insanda sürücü belgesi olduğunu ve geçmişte isteyen herkesin rahatlıkla ehliyet alabildiğini anlatan Yılmaz, şöyle konuştu:

"3 bin 500 sürücü kursumuz 40 bin eğitimcimiz var. İnsanların can ve mal güvenliğini ilgilendiren eğitim vermemize rağmen toplumda dans kursu kadar bile saygınlığımız yoktu. Eskiden maalesef biz eğitim vermiyorduk. Veriyormuş gibi yapıyorduk. 20 saat ders yazıyor, 2 saat ders veriyorduk. Öğrenciye 20 saat ders vermiş gibi yapıyorduk. 45 saat direksiyon dersi yazıyorduk ağır vasıtada 3 saat veriyorduk. 45 saat vermiş gibi yapıyorduk. Milli eğitim de kontrol ediyormuş gibi, müfettişler teftiş ediyormuş gibi yapıyordu. Herkes 'muş' gibi yapıyordu. Son iki yılda devrim niteliğinde değişiklikler yapıldı. Artık öğrenci 'parayı verir geçerim' diye düşünemiyor."