Mağdur Askerler Platformu (MASP) Başkanı Servet Kahramaner, 28 Şubat sürecinde Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu kişilerin, askeriye içerisinde bulunan en başarılı isimleri tasfiye ettiğini belirterek o dönemde mağdur olan kişilerin itibarlarının iade edilmesini beklediklerini bildirdi.
15 Temmuz darbe girişiminin halkın direnişiyle püskürtülmesinin ardından FETÖ üyelerinin devletin çeşitli kademelerinde meydana getirdiği tahribat yoğun biçimde tartışılıyor. Eskişehir Mağdur Askerler Platformu Derneği Başkanı Servet Kahramaner de kendisiyle birlikte birçok asker arkadaşının 28 Şubat sürecinde FETÖ tarafından mağdur edildiğini, hatta ileride gerçekleştirilecek bir darbe girişiminin önünde duracak kişileri bu süreçte suçsuz oldukları halde meslekten ihraç edildiğini ifade etti. 49 yaşındaki Kahramaner, kendisinin sivil liseyi bitirdikten sonra kendi isteğiyle İzmir Hava Teknik Okullar Komutanlığı’ndan mezun olduğunu belirterek 1 yıllık askeri eğitimin ardından muvazzaf astsubay olarak atandığını ve 15 yıl boyunca da farklı birliklerde görev yaptığını ifade etti. 28 Şubat sürecinin hemen ardından 1999 yılında silahlı kuvvetlerden disiplin gerekçesiyle, suçsuz olduğu halde ilişiğinin kesildiğini aktaran Kahramaner, kendilerini suçlayan kişilerin şu anda FETÖ’den içeriye alındığını ve mağdur askerler olarak itibarlarının iade edilmesini beklediklerini ifade etti.
“Böyle bir örgütlenmenin silahlı kuvvetler içerisinde olması bizleri derinden yaraladı”
28 Şubat sürecinde ne olduğunu tam anlayamadıklarını, şimdi ise her şeyin bir bir gün yüzüne çıktığını vurgulayan Mağdur Askerler Platformu (MASP) Başkanı Servet Kahramaner, 15 Temmuz darbe girişiminde amacın ülkeyi Arap Baharı’nı ülkede de yaşatıp Türkiye’yi parçalamak istediklerini ifade etti. Kahramaner, “Açıkçası bu örgüt, diğer örgütlerden çok daha farklı olarak bir kripto örgüttü. Yani kendini çok iyi gizleyebilen, açık bırakılan yerlerden çok iyi sızabilen bir örgüt. Ve bunun çözülememesinin sebeplerinden bir de bu kripto örgüt olmasından kaynaklı. Böyle bir örgütlenmeyi özellikle silahlı kuvvetler içinde yapmış olması, bizleri de derinden yaraladı. Çünkü biz yıllarca Türk Silahlı Kuvvetleri’nin içinde bu şerefli üniformayı taşıdık. Yıllarca ülkemize vatanımıza hizmet ettik. Ama ne yazık ki birçok badireler atlatarak ve şimdi öğrendiğimiz bu örgütün parmağının olduğu bir takım oyunlarla tavsiye edildik. Bu tavsiyeler sadece dediğim gibi 28 Şubat süreciyle başladı ve akabinde de Balyoz ve Ergenekon ile devam etti ne yazık ki. 28 Şubat sürecinde de mutlaka darbe bir zemin hazırlanması gerekiyordu ve bir tehdit oluşturulması gerekiyordu. Asıl 12 Eylül döneminde sağ sol çatışmaları, komünizm tehdit olarak gösterildiyse o 28 Şubat sürecinde de bir irtica tehdidi ortaya atıldı ve o dönem olmadık şeyler yaşanmaya başladı” dedi.
“Disiplin notu çok yüksek olan başarılı askerler o dönemde tasfiye edildi”
28 Şubat sürecinde silahlı kuvvetler içinde dinine, örf ve adetlerine bağlı ve vatanını seven askerlerin irtica tehdidi olarak gösterilerek tasfiye edildiklerini ve bunu şimdi öğrendiklerini aktaran Kahramaner, “Bugün, Fethullahcı Terör Örgütü’nün 28 Şubat dönemin baş aktörlerinden biri olduğu ortaya çıktı. Çünkü takdir edersiniz ki o dönem irtica tehdidi altında sadece silahlı kuvvetlerden 2 bin dolayında asker tasfiye edildi ama ne yazık ki o dönem bir Gülen Cemaatinin hareketinden herhangi bir tasfiyeyi bırakın dokunulmadı dahi. Burada da o dönem o arkadaşlarımızı ve bizlerde dahil olmak üzere ben 99 yılında ilişiği kesilen bir askerim maalesef biz o zaman adını koyamamıştık. Çok arkadaşımız tasfiye edildi. Disiplin notu çok yüksek olan arkadaşlarımız bizler gibi, çok başarılı askerler, liyakatli askerler tasfiye edildi. Şimdi sürekli söylüyoruz liyakat ön plana alınmalı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde liyakat esastır. Nitelik çok önemlidir. Nicelikten ziyade nitelik çok önemlidir. Bilgili başarılı askerler hep tasfiye edildi. Çünkü amaç 15 Temmuz gecesi yaşadığımız olaylar için bir zemin hazırlamaktı. Bir kadrolaşmanın önünün açılması gerekiyordu. Bunun için de 28 Şubat sürecinde birçok arkadaşımız yani örf ve adetlerine bağlı başarılı arkadaşlarımız tasfiye edildi. Dışarıda iş bulmamız dahi engellendi. Başvurduğumuz sivil kadrolarda iş bulmamız engellendi, tökezlendik, intiharlar oldu, psikolojik travmalar yaşayanlar oldu, ailesi dağılanlar oldu. o travmaları o şeyleri yaşamak gerçekten çok zor. Yani bunu anlatmakla değil, yaşamak gerekiyor demek ki” ifadelerini kullandı.
“Artık haklılığımız ortaya çıktıysa bu itibarlarımızın iade edilmesi gerekiyor”
Hiçbir arkadaşının yargılanmadan ya da mahkemeye çıkmadan işlemlerin yapıldığını aktaran Kahramaner konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Hani ‘Neden’ diye sorduğumuzda da herhangi bir gerekçe gösterilmedi. Bize ‘Yargıya müracaat edin’ dedikleri zaman da ilişki kesme işlemlerine karşı yargıya müracaat edin dedikleri zaman da gösterdikleri askeri yüksek mahkemesinin de Fethullahçı Terör Örgütü tarafından ele geçirildiği ve birçok askeri hakim ve savcının hakkında soruşturmaların başlatıldığı ve birçoğunun tutuklandığı haberini alıyoruz. Bizler gerçekten vatanını seven, yurtsever askerler olarak hizmet etmeye çalıştık. O şekilde şerefli üniformayı gururla taşıdık ve artık haklılığımız ortaya çıktıysa bu itibarlarımızın iade edilmesi gerekiyor. Eminim ki bunu dikkate alacaklardır diye düşünüyorum."