Erciyes Üniversitesi (ERÜ) İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ali Kuşat, oruç tutmanın narsistik duyguları engellediğini söyledi.
Orucu, belli bir süre içinde insanın bedensel istek ve ihtiyaçlarından uzak kalması olarak tanımlayan Doç. Dr. Ali Kuşat, orucun başta narsisizm olmak üzere, toplumsal yalnızlık anlamına gelen anomiyi engellediğini ve empati kurma becerisini geliştirdiğini ifade etti. Tüm dünyada, özellikle gençlerde, kabaca kendini beğenme olarak narsisizmin giderek daha büyük bir sorun haline geldiğini belirten Doç. Dr. Ali Kuşat, “Narsisizm kişinin kendini aşırı beğenmesi, kendine hayran olması, bunun yanında insanları küçük görmesi, kendi çıkarları için araç olarak görmesi, kendini oldukça başarılı ve kabiliyetli görme eğilimi şeklinde ortaya çıkan bir psikolojik rahatsızlıktır. Bu rahatsızlık diğer insanlarla empati kuramamasına neden olur. Çünkü narsist kişilik diğer insanlara çıkar ilişkisi içinde bakar. İkincisi kişinin çevresinden yabancılaşmasına neden olur. Yapılan ampirik çalışmalar oruç ibadetinin narsisizmi engellediğini gösteriyor” diye konuştu.
Doç. Dr. Ali Kuşat, orucun, çocukluktaki yanlış eğitim sonucunda kişide ortaya çıkan narsistik duyguları nasıl engellediğini şöyle açıkladı:
“Narsisizm çocukluktan itibaren ailede ve okulda alınan eğitimin sonucu ortaya çıkan bir kişilik bozukluğu. İnsanların kabiliyetleri çocukluğundan itibaren olduğundan farklı bir şekilde abartılıyorsa, her istediği yerine getiriliyorsa, yani dünyanın merkezine konuluyorsa, bu çocukların narsist olma olasılığı oldukça yüksek. Dolayısıyla oruç aslında insanların bir takım bedensel isteklerinin disipline edilmesi. Gün boyu yeme içme ve diğer bedensel ihtiyaçlardan uzak duruyorsunuz ve ihtiyaçları disipline ediyorsunuz. Dolayısıyla narsisizmden de uzaklaşıyorsunuz.”
TOPLUMSAL YALNIZLAŞMANIN DA ÖNÜNDE ENGEL
Oruçta aç ve susuz kalınmasının, aynı durumda kalan insanları anlamayı sağladığı ve dolayısıyla empati duygusunu geliştirdiğini de belirten Doç. Dr. Ali Kuşat, Ramazan ayındaki paylaşım ve bir arada olma yönündeki eğilimin, toplumsal yalnızlaşma anlamına gelen anomiyi de engellediğini dile getirdi. Doç. Dr. Ali Kuşat, iftar sofralarında ve diğer etkinliklerde birlikte olma, bayramla birlikte dost ve akraba ziyaretlerinde bulunma davranışlarını, sosyal bağları güçlendiren paylaşımlara örnek olarak gösterdi.