TİKA Başkanı Serdar Çam, Türkiye’de bulunan savaş mağduru aileler hakkında “Madde ve parayla mutluluk asla olmaz. Bunu her vesileyle İslam tarihinde bizim insanlarımız en güzel şekilde ortaya kodu. Bundan sonra huzur ve mutluluk içinde, barış içinde yaşamanız için hep birlikte dua etmek için buradayız” dedi.
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA), Türkiye’de bulunan savaş mağduru ailelerle iftar programında bir araya geldi. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın bahçesinde gerçekleşen iftar programına çok sayıda davetli katıldı. Programda konuşma yapan TİKA Başkanı Serdar Çam, “Bu kadar güzel, cıvıl cıvıl çocuk seslerinin içinde bir takım açıklamalarla bu gecenin güzelliğini kapatmaya gerek yok. Çocuk seslerinin en güzel ses olduğunu düşünüyorum. Şu cıvıl cıvıl koşan çocukların mutluluğu pek çok gelişmiş, zengin ülkede yok. Oradan oraya cennet bahçesi gibi koşturan çocuklar var. Madde ve parayla mutluluk asla olmaz. Bunu her vesileyle İslam tarihinde bizim insanlarımız en güzel şekilde ortaya kodular. Bundan sonra huzur ve mutluluk içinde, barış içinde yaşamanız için hep birlikte dua etmek için buradayız” şeklinde konuştu.
“ANKARA’DAN DÜNYAYA EN GÜÇLÜ SESLER VERİLMEKTEDİR”
Yaptığı konuşmada, Türkiye’nin tüm mazlumların sahibi olduğunu belirten Çam, “Burada biz temsilci olarak TİKA’dan gelen ablalarınız, ağabeyleriniz olarak hep birlikte sizlerle iftar yaptık. Şu mesajı vermek için buradalar: ‘Bütün dünyadaki mazlumların sahibi Türkiye ve Türkiye adına sahip çıkmak için canla başla, gece gündüz çalışıyoruz ve sizinle birlikteyiz.’ Bu topraklarda önemli medeniyetler yaşadı. En başta Selçuklular, Osmanlılar ve şu anda Türkiye Cumhuriyeti. Yeryüzündeki bütün Müslümanların, bütün mazlumların en büyük sesi olarak Ankara’dan dünyaya en güçlü sesler verilmektedir” ifadelerini kullandı.
Birçok insanın göçmenlik psikolojisi ile güzel noktalara ulaştığını söyleyen Çam, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Topraklarınızı, yerlerinizi, yuvalarınızı terk ettiğiniz için asla üzülmeyin. Göç hadisesi, bir yerden bir yere nakil büyük sosyolojik gelişmelere gebedir. Birçok büyük insan bu göçmenlik psikolojisiyle, azim ve gayretle güzel noktalara ulaştı. Onun için buradaki çocukların pek çoğu ben inanıyorum ki; bilimde, sanatta, siyasette, bürokraside, sosyal yaşamda ve içtimai alanlarda en başarılı insanlar arasında yer alacak.”