Türk iş adamı ve siyasetçi Ahmet Reyiz Yılmaz, İsrail maliyesinin kendisine kestiği 40 milyon dolarlık cezaya tepki göstererek, "Mavi Marmara tazminatın intikamı alınıyor. Başka açıklaması yok bu işin. Türk devletine üç kuruş tazminat ödedikten sonra Türk şirketini üç misli bir rakamla hedef aldınız" dedi.
Yaptığı açıklamayla İsrail’in kestiği cezayı eleştiren Yılmaz, "İsrail savcısı suçlu arıyorsa gitsin İsrail devletini suçlasın. İstenen cezanın muhatabı benimle ortak iş yapan İsrail Devletidir. Benim şirketimin kabahati yok. Ben bana verilen resmi devlet beyanlarına ve hükümet kararlarına göre iş yaptım. Bu hakim ve devletin savcısı suçlu arıyorsa, 2005 yılında muafiyet veren İsrail hükümeti ve mahkeme huzurunda beyan veren İsrail Devlet avukatına gitsin. Ne biçim hakim, ne biçim savcı, ne Uluslararası sözleşme tanıyorlar ne Türk Devletinin resmi yazılarını. Bu şirkete muafiyeti veren İsrail Devletidir. İkili anlaşmalar da bizi koruyor. Haraç mantığı ile hukuk işlemez" diye konuştu.
İsrail’in kendi beyanlarını yok saydığını söyleyen Ahmet Reyiz Yılmaz, "Türk devletinden gelen resmi bakanlık yazılarını yok sayıyorsunuz. İsrail Başbakanı olarak İsrail devletinin 2005 yılında şirketimize mahkeme huzurunda verdiği muafiyet beyanına sadakat göstermiyor, kendi beyanlarınız yok sayıyorsunuz. Bu neyin hukuku böyle anlamak mümkün değil. Bir tazminat ödediniz 1500 Türk çalışanı ile 23 yıldır İsrail’de şerefi ile iş yapan Türk şirketini kendinize hedef yaptınız. Yazıklar olsun diyorum bu nasıl bir rezalet anlamak mümkün değil" ifadelerini kullandı.
"Türk düşmanı atanmış bir devlet savcısı ve yetkisiz bir hakim intikam hırsı ile haraç istiyor" eleştirisinde bulunan Yılmaz, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Bu hakim de, atadığınız savcı da Türk düşmanıdır. Türk devletinden giden resmi yazıları yok sayan, hukuk tanımayan kendi, ülkesinin hükümet beyanlarını kabul etmeyen bir tavırla hareket eden Tel-Aviv bölge idare hakiminin ve devlet savcınızın tavrı hukukla açıklanamayacak biz zorbalığa dönüşmektedir. Şirketimizden istenen vergiye dair 12 yıl önce İsrail Devletinin bize tanıdığı muafiyet beyanınız var. Bizimle dalga mı geçiyorsunuz. Bu nasıl bir devlet yönetimidir. Devletin avukatı ’muafsınız’ diyor, savcınızı 10 yıl sonra yollayıp ’muaf değilsiniz’ diyorsunuz. 12 yılda ne değişti. Tek değişen şey ödediğiniz tazminat ve onun geri iadesi için atılan hukuksuz adımlardır. Türk Devletinden, Maliye Bakanlığı’ndan ve konuya taraf ilgili Türk Savunma Bakanlığı’ndan resmi yazılar götürüyoruz ama hakim ve atanmış ırkçı savcı bize, ’siz bizi Türkiye’de şikayet edemezsiniz’ diyor ve sunduğumuz evrakları geri almamızı aksi durumda ilave para cezası vereceğini söyleyip bizi tehdit ediyor"
Kendisinin Türk vatandaşı olduğunu, dolayısıyla kendi ülkesinin hükümetinden yardım istemesinin doğul olduğunu savunan Yılmaz, "Tarafsız bir mahkeme hakimi nasıl olur da ’Türkiye’den buraya yazı getiremezsiniz’ diyebilir. Devletin avukatı 12 yıl önce muafsınız diye hükumet beyanında bulunduğu bir konu da aynı devletin savcısı ’Türkiye bu işe karışamaz’ diyor. Biz esir miyiz? Bu nasıl bir yargılama nasıl bir mahkemedir. Bu hakimin ırkçı, ayrımcılık yapan ve Türk düşmanlığına dayalı tavrı devam ederse reddi hakim ve Türk Devletinden gelen resmi yazıların yeniden değerlendirilmesi talebimiz olur. Bize karşı görünmez bir el tazminat sonrası intikam hırsı ile işlem yapıyor. Kendimizi savunmamıza dahi müsaade edilmiyor. Türkiye’den yardım talebimiz mahkeme ve hakimin tehdidi ile engellenmek isteniyor" şeklinde konuştu.
"Tazminat intikamı alınıyor, başka açıklaması yok"
Mavi Marmara sonrası İsrail’in Türkiye’ye tazminat ödemesinin kararlaştırıldığını hatırlatan Yılmaz, "Tazminat intikamı alınıyor. Başka açıklaması yok bu işin.
Türk devletine üç kuruş tazminat ödedikten sonra Türk şirketini üç misli bir rakamla hedef aldınız. Kendi devletinizin Türk şirketine verdiği muafiyeti yok saymaktasınız. Türk devletinin en üst seviyede Bakanlık yazılarını ’bizi ilgilendirmez’ diyerek imzaladığınız sözleşmeleri tanımamaktasınız. Bir de üzerimize saldığınız devlet savcısı ve yetkisiz hakim utanmadan ’bizi Türkiye’ye şikayet etmeyin’ diyerek bizleri İsrail’de baskı ve tehdit altında tutmak istiyorlar. Sen hakim misin yoksa Türk düşmanı mısın? Sen nasıl devlet savcısın ki aynı devletin mahkeme huzurunda verdiği beyanı yol sayıyorsun. Ben şahsen bir kere daha uyarıyorum. Bu nefret ve intikam yaklaşımlı 23 yıllık tek Türk şirketinin hedef alınmasını şiddetle kınıyorum. Netanyahu hükümetinden de, İsrail devletinin geçmişteki kendi resmi beyan ve kararına sadakat göstermesini özellikle bekliyorum" dedi