Türkiye, Batı ülkelerinin arasında bir köprü niteliğinde bulunması nedeniyle düzensiz göçmenler tarafından transit güzergah olarak kullanılıyor. İran'a uzun bir sınırı olan Van ise önemli kavşak noktaları arasında yer alıyor. Zor ve dağlık alanların hakim olduğu bölgede kaçak göçmenler kimi zaman göçmen kaçakçıları tarafından yarı yolda bırakılıyor, kimi zaman da soğuk hava koşullarına dayanamayarak hayatını kaybediyor. Donarak hayatını kaybeden kaçak göçmenlerin cesetleri bazen karların erimesiyle ortaya çıkıyor.

Jandarma ve polis ekiplerinin yaptığı çalışmalar ve alınan yoğun güvenlik önlemleri ile birlikte her yıl binlerce kaçak göçmen yakalanıyor. Düzensiz göçmenler sadece sınırlarda değil, şehir merkezinde veya yapılan yol kontrollerinde araçlarda yakalanıyor. Van'da 2018 yılında 23 bin 804 düzensiz göçmen ile 537 organizatör, 2019 yılının ilk 6 ayında ise 12 bin 744 düzensiz göçmen ile 241 organizatör yakalandı.

Kaçaklar, Avrupa'ya umut yolculuğunda, batı illerinde ise genellikle deniz yolunu kullanıyor. Kaçaklar, Ege Bölgesi'nin gözde turizm merkezlerinden Muğla'nın Bodrum, Marmaris ve Fethiye, Aydın'ın Kuşadası ve Didim, İzmir'in Çeşme ve Dikili ilçelerinden bot ve teknelerle Yunan adalarına gitmek için yasa dışı yollarla yola çıkıyor. Kaçakların büyük bölümü, güvenlik güçlerinin aldığı tedbirler sayesinde yakalanıyor. Bazı kaçakların umut yolculuğu ise denizde ölümle bitiyor. 

YENİ ÖNLEMLER ALINDI

Sınır bölgelerinden yasa dışı geçişlerin engellenmesi için son yıllarda önemli önlemler alındı. Sınır hatlarında güvenlik için kalekollar kurulurken, termal kameralarla gözetlemeler yapılıp duvarlar örüldü.

2019 yılında, İran sınırından ülkeye giriş yapan göçmen sayısının arttığına dikkat çeken Van Valisi Mehmet Emin Bilmez, "Son 6 ayda göçmen sayılarında bir artış gözlemlemekteyiz. O yüzden tedbirlerimizi ciddi anlamda artırdık. Hem organizatörlere karşı ciddi bir çalışma yaptık ve Emniyetin içinde bunun için özel birim oluşturduk, hem de sınır birliklerimiz 24 saat esasına göre sınırda devriye gezerek giriş yapmaya çalışanları sınırda engellemeye çalışmakta. Ama maalesef 12 binin üzerinde biz Ocak ayından bu yana göçmen yakaladık" dedi.

Vali Bilmez, "Bakanlığımızın kabul edilen bir Avrupa Birliği Projesi kapsamında inşallah sınırımızda kuleleri termal kameralarla daha güçlü hale getireceğiz. En üst düzeyde göçmenle mücadele ediyoruz. Vatandaşlarımız da bu konuda bize ciddi anlamda katkı sunmakta. Bizim temel hedefimiz, bunları ülkemize sokmamak ve sınırda bunları engellemek. Gelenlerin başında Afganistan uyruklu göçmenler geliyor. İkinci sırada Pakistan, üçüncü sırada da Bangladeş uyruklular var. Yılın ilk 6 ayında da 250'ye yakın organizatörde gözaltına alındı ve 90'a yakını tutuklandı" diye konuştu.

İRAN SINIRI ÖN PLANDA

Türkiye'nin doğu sınırındaki yasa dışı geçişler konulu çalışma yapan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Nüfus ve Göç Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Orhan Deniz ise şöyle konuştu:

"Türkiye'nin doğu sınırlarındaki yasa dışı geçişlere ilişkin yapmış olduğumuz çalışmada şöyle bir durum ortaya çıkıyor. Esas yasa dışı geçişlerin yoğun olduğu bölge Türkiye-İran sınırı, Hakkari Şemdinli'den, Artvin Hopa'ya kadar olan bütün sınır bölgelerini kapsayan çalışmalarımızda ortaya çıkan sonuç, yani tartışmasız Türkiye-İran sınırı ön planda, bu sınır hattında da özellikle Başkale, Saray, Çaldıran sınırları ön plana çıkıyor."

'CİDDİ ARTIŞ VAR'

Prof. Dr. Deniz, son yıllarda önemli adımların atıldığını fakat buna karşın göçmen kaçakçılarının da kendilerine yeni rotalar belirlediklerini söyledi. 2017 yılında Türkiye'de yakalanan düzensiz göçmen sayısının 175 bin civarında olduğunu, fakat bu sayının 2018 yılında 260 binin üstüne çıktığını belirten Prof. Dr. Deniz, "Buda Türkiye üzerinden Avrupa'ya gitmeye çalışan göçmenlerin sayısındaki ciddi artışa işaret ediyor" dedi.

'AVRUPA YERİNE TÜRKİYE'YE GÖÇ HAREKETLERİ BEKLEYEBİLİRİZ'

Göçmenlerin hepsinin Türkiye'ye, Avrupa'ya gitmek için gelmediklerini belirten Prof. Dr. Deniz, bir taraftan da Türkiye'yi hedef ülke seçen kitlelerin olduğunu söyledi. Geçmişte bu göçmenlerden az bir kısmının Türkiye'de kalmayı düşündüklerini, fakat şu an neredeyse yarıya yakınının ülkede kalmak için geldiklerini söyledi. Bunun önemli bir sorun olduğunu belirten Prof. Dr. Deniz, Türkiye'nin gelecekte bir göç ülkesi olarak anılmasını sağlayacak verilerden bir tanesi olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Deniz, "Geçmiş yıllarda önemli bir kısmı Avrupa'ya gitmeye çalışıyordu. Özellikle Avrupa’da istihdam olanakları ve çalışma koşullarının ücretlerinin iyi olması daha önce giden göçmenlerin hikayeleri göçmenleri Avrupa'ya iterken şimdi Türkiye'deki özellikle ekonomik koşulların son yıllarda daha iyi olması, Avrupa'daki İslamofobi ve göçmenlere yönelik ırkçı söylemler ve davranışların yoğunlaşması özellikle Afganistan ve İran göçmenlerinin Avrupa yerine Türkiye ye yönelik göç hareketlerini bekleyebiliriz" dedi.

YENİ DALGA 'AFGANLAR'

İran'da 1 milyon 600 binin üzerinde Afganistan kökenli göçmenin olduğunu da belirten Prof. Dr. Deniz, "İran'daki göçmenlerin koşulları her geçen gün ağırlaşıyor. Genel olarak İran'daki ambargonun etkilerinin hissedilmesi ile birlikte bu durumdan en çok etkilenecek kesimler göçmenler olacak. Bu durum onları yeni arayışa itecek. Önümüzdeki yıllarda da göçmen sayısında artış bekliyoruz. Özellikle İran'daki Afganistan kökenli göçmenlerin sayısında ciddi artış var. Ve İran'a uygulanan ambargonun etkilerinin ağırlaşması ile birlikte Türkiye üzerinden Avrupa'ya gitmeye çalışan göçmenlerin sayısında bir artış bekleyebiliriz" dedi.

YENİ 'GÖÇ' POLİTİKALARINA İHTİYAÇ VAR

Prof. Dr. Deniz, "Yıllara göre dalgalanmalar olsa da genel trend artmaya yönelik. Ve biz bu göç akımlarına hep maruz kalacağız. Bu nedenle de bizim ülke olarak yeni göç politikalarına ihtiyacımız var. Uyumdan tutun göçmen akışını teşvik etmeyecek uygulamalara kadar birçok alanda yeni göç politikalar üretmemiz gerekiyor" dedi.