İkitelli'de ikamet eden Rızkı ve Emine Buğra çifti, önceki gece dört hastane kabul etmediği için ihmaller sonucu dördüz bebeklerini kaybetti. 18 yıl sonra anne ve baba olmaya hazırlanan çift, en acı Anneler Günü'nü yaşadı. Acılı anne Emine Buğra, "Ben ne diyeyim, bugün anneler günü. Ben yavrularımı istiyorum sadece. Başka bir şey istemiyorum. Benim ciğerlerim yandı, başka kimsenin ciğeri yanmasın." dedi.

Uzun yıllar özlemini çektikleri çocuğa, tüp bebek yöntemi ile kavuşan Buğra çifti, yer olmadığı gerekçesiyle 4 ayrı hastaneyi gezdiklerini, müdahalede geç kalınınca da bebekleri kaybettiklerini iddia etmişti. Doğum yaptığı Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi'nde taburcu olarak İkitelli'deki evine gelen anne Emine Buğra, "Ben ne diyeyim, bugün anneler günü. Ben yavrularımı istiyorum sadece. Başka bir şey istemiyorum. Benim ciğerlerim yandı, başka kimsenin ciğeri yanmasın." ifadelerinin kullandı.

Dün 4 bebeğini kendi elleriyle toprağa veren dün de Esenyurt Kıraç'taki mezarlığa giderek evlatlarının kabirlerinde dua eden Baba Rızkı Buğra ise, başka acıların yaşanmaması için yargı sürecinin takipçisi olacağını, bu işin peşini bırakmayacağını söyledi.

Dört evladını yitirmenin acısıyla güçlükle ayakta duran anne Buğra, yaşadığı süreci şöyle anlattı: “Ben altı aydır burada tedavi görüyorum, burada bakmanız lazım' dedim. Sabaha kadar da kalsan bakamayız, yerimiz yok, küvezimiz yok' dediler. Ben de yere serin, yerde müdahale edin yeter ki bebeklerime bir şey olmasın dedim, yine de bakamayız dediler."

ACILAR İÇİNDE KIVRANAN KADINA AMBULANS BİLE VERMEDİLER

İhmaller zincirinin birbirini takip ettiği elim olayda başına gelenleri anlatırken gözyaşlarına hakim olamayan acılı anne, “Apar topar başka bir hastaneye, Bağcılar'a gittik. Orada da ‘şimdiye kadar nerede tedavi olduysan orası bakmak zorunda, seni bu durumda bu halde nasıl gönderirler, nasıl ambulanssız yola çıkarırlar' dediler. Onlar da hiçbir şey yapmadılar. Tekrar başka bir hastaneye Bakırköy'e gittik. Küvezleri olmadıkları gerekçesiyle alamayacaklarını, müdahale edemeyeceklerini söylediler. ‘Bebeklerin gider, sen gidersin. Nerede tedavi gördüysen mecbur oraya gitmek zorundasın' dediler. Oradan da Çapa'ya gittik, orası da yerleri yok gerekçesiyle almadı.” dedi.

YAKLAŞIK 12 SAAT SANCILAR İÇİNDE BİR ODADA BEKLETİLDİ

Gece 02.00 sıralarında tekrar Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi'ne geldiklerinde hastaneden yine geri çevrilen anne, o sırada bir kriz geçirdi ve bir odaya yerleştirdiler. Burada da ağrılarının yatışması için kimsenin ilgilenmediğini, yaklaşık 12 saattir müdahale etmediklerini belirtan anne Emine Buğra, “Kendime geldim, beni normal doğuma alacaklarını söylediler. Dört tane bebek geliyor, kendi evlatları olsa öyle yapabilirler mi? Sonra suni sancı verdiler ve ben doğurdum. Canlı canlı gördüm onları. ‘küveze koyun, sahip çıkın' diyorum' tamam götüreceğiz, yeter ki sesini çıkarma' dediler. Alıp götürdüler artık ne yaptılarsa bilmiyorum. Kendime geldikten sonra ‘çocuklarının kalbi durmuş dediler.'” ifadelerini kullandı.

Acılı anne Buğra, ‘Bağırıyorum, içim yanıyor, kendim yanıyorum doktorun bana dediği şey ‘Sen Diyarbakırlı mısın?'. Ben de Vanlıyım dedim. ‘Dağdan gelmiş gibisin, belli oluyor' şeklinde aralarında diyalog geçtiğini belirterek duruma tepki gösterdi. Anne, “Ben ne diyeyim, bugün anneler günü. Ben yavrularımı istiyorum sadece. Başka bir şey istemiyorum. 17-18 senedir evlat hasreti çekiyordum ben. Dört tane evladımı kendi ellerimle toprağa verdim, nasıl sabırlı olacağım. Benim ciğerlerim yandı, başka kimsenin ciğeri yanmasın.” şeklinde acısını dile getirdi.

ACILI BABA DÖRDÜZLERİN KABRİ BAŞINDA DUA ETTİ

Dördüzlerini kendi elleriyle toprağa veren acılı baba Esenyurt Kıraç'taki mezarlığa giderek 4 bebeğinin başında dua etti. Eşinin hastane hastane gezdirilmesiyle ilgili duruma tepki gösteren baba Rızkı Buğra, “Nereye götüreceğiz, dışarı mı atalım. Başka hastane alsa, başka hastaneye götüreceğiz. Durumumuz olsa zaten özele götüreceğiz. Müdüre gidiyorum ‘Benim bir derdim var, acil, derdimi anlatmaya geldim' diyorum, sanki sen askersin, o alay komutanı gibi, ‘Çık dışarı, sonra gel' diyor. Ben suç duyurusunda bulundum ve bu sürecin takipçisi olacağım. Benim başıma geldi, başkasının başına gelmesin.” şeklinde konuştu.

Yan yana gömülmüş dört evladının mezarı başında dua eden acılı baba, ayakta durmakta güçlük çekti.